Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan; "AB nihai hedefimizden vazgeçmiş değiliz. Geleceğimizi AB'de görüyoruz. AB ile birlikte yürümek istiyoruz" cümlelerini bir kez daha dile getirdi.
AKP sözcüsü Ömer Çelik ise işi bir adım daha ileri götürerek; "Avrupa demokrasisinin geleceği, Avrupa topraklarının güvenliği Türkiye sınırında başlar" dedi.
Kur'an şahittir ki, Türkler, onların dinlerine tabi olmadıkça asla bizi aralarına almayacaklar. Merak eden Bakara suresi 120. ayete bakabilir.
Tarih şahittir ki, Türklerle, Avrupalılar hiç dost olmamıştırlar.
Artık sokaktaki vatandaşın gördüğü şudur ki, Türkiye'ye tehdit Kapıkule'den başlar. Fransa sahilinden Manş Denizi geçer, İngiltere'de mutasyona uğrar ardından Atlas okyanusu dalar, New York'ta karaya çıkar, California'da biter.
Dost ve düşmanı ayırt edebilen siyasetçileri görmek ümidiyle…
Terörle mücadelede ilginç kıyas
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, terörle mücadele başlığı altında iç siyasete dönük propaganda mesajları tüm hızıyla devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta 2020 yılında dağa sadece 50 kişi çıktı, deyip bununla övünüp ardından da AKP döneminde dağa 20 bin 845 kişinin çıktığını açıklamıştı. (1984'ten 2002'ye yani AKP iktidarına kadar PKK'ya katılım sayısı 11 bin 69 kişi.)
Bu hafta ise terörle mücadeleyi mali boyutuyla anlatıp, kıyaslamalar ortaya koydu Sayın Soylu.
Soylu'nun verdiği rakamlara göre Türkiye'nin terörle mücadeleye 1.5 trilyon dolar para, yıllık ise ortalama 44 milyar dolarlık harcamış.
Bu tespitten çıkacak ilk sonuç, terörün silahla bitmeyeceği gerçeğinin itirafıdır. En başından beri merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği gibi ekonomi ile, eğitim ile, inanç birliği ile bitirebiliriz. Batıdaki yaşam standartlarını doğuya da götüreceksin, işini, aşını sağlayacaksın, eğitimi, sağlığı organize edeceksin. O zaman dağa kimse çıkmaz. Ha! Orman çakılsız olmaz. Çakalları da, ordumuz halleder.
Hemen soralım; 1,5 trilyon dolara diğer ifadeyle bütün doğu ve güneydoğu illerine her yıl 44 milyar dolar yatırım yapılsaydı tek bir vatandaşımız dağa çıkar mıydı?
Her yıl 44 milyar dolar yatırımla Diyarbakır, BOP'un değil Türkiye'nin yıldızı olurdu. Mardin, Batman petrol üssümüz olurdu. Urfa, Antep, Ağrı, Van Türkiye'yi beslerdi. Hakkari ve Şırnak turizm merkezi olurdu.
Diğer hükümetler gibi bu hükümet de olaylara insan merkezli değil madde ve kazanç merkezli baktıkları için kıyasları da madde üzerinden oldu, oluyor.
Şunu söylüyorlar; 1,5 trilyon dolar ile yaklaşık 310 adet şehir hastanesi inşa edebilirdi. 136 adet İzmir-İstanbul otoyolu ve sadece 1 yıllık terör maliyetiyle 35 tane Avrasya Tüneli gibi dev projeler hizmete sunulabilirdi.
Ama ne iyi ki bu işe girmemişler diyorum.
Şu anda 12 tane şehir hastanesi aktif halde. Bu hastanelere 2020 yılında hizmet bedeli olarak ödenen para 8,2 milyar TL. 30 yıl boyunca her yıl bu kadar para verdiğinizi düşünün, insanın sağlığı bozulur ya hu!
Bir Avrasya Tüneli'nin bile ekonomiye getirdiği yük 2020 yılı için 48,7 milyon dolar. Yani 392 milyon TL civarı. Bir de 30 ile çarptığınızı düşünün!
Bir de şu İstanbul-İzmir otoyolu var. Zam geldi o yola. 2020'de 292 lira olan İstanbul-İzmir otoyolu geçiş ücreti 367 TL'ye yükseldi. İstanbul-İzmir uçak bileti ise 170 lira civarı. Bu yolda araç garantili ve garantiler tutmuyor, hazineden ödeniyor. Ya 136 tane daha bu yoldan olsaydı halimiz nice olurdu?
Bakın! Orhangazi Köprüsü'ne ödenen garanti ücret ile devlet iki tane daha aynı köprüden yapabiliyormuş.
Bir yıl sonra İstanbul'daki üçüncü köprü de aynı pozisyona gelecek.
Son söz, madde ile kıyası bile doğru dürüst beceremiyorlar.
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025