Mustafa Kemal Atatürk Nutuk'ta Lozan zaferini şöyle anlatmıştı: "Benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!" Doğru bir tespit değil mi Allah aşkına?
Tam 96 yıl geçti Lozan Antlaşması'nın üzerinden. Ama bu zaman içinde sular bir türlü durulmadı. Kimi vatandaşlar, Lozan'ı zafer kimileri ise hezimet olarak gösterdi ve göstermektedirler…
Lozan'ı hezimet olarak gösteren insanlara fazla şaşırmamak gerekir. Çünkü bu insanların dedeleri Kurtuluş Savaşı'na karşı oldukları biliniyor. Hatta içlerinden bazıları "Keşke Yunan kazansaydı" diyecek kadar düşmanca niyet besleyenleri günümüzde de yaşıyoruz. Bu toplum bir taraftan kurtuluş Savaşı mücadelesini veriyor bir taraftan da bu mandacı yabancı ajanlarla ve onların kışkırtıcıları ile uğraşıyordu. Onun için bu insanların içlerindeki kin ve ulusal yapıya karşı o kadar kızgınlar ki Kurtuluş Savaşı'nı bile inkâr edebiliyorlar.
Lozan'ı hezimet gösterenlerin ya tarih bilgileri yok veya saptırıyorlar. Mondros Ateşkes Antlaşması'nı bir gözden geçirsinler Allah aşkına. Adamlar ordularımızı dağıtmışlar, silahlarımızı almışlar, ekonomimize el koymuşlar.
Ya peşinden gelen Sevr Antlaşması'na ne demeli? Ülkemiz işgal edilmiş. Kalelerimize girilmiş. Namus kavramı ayaklar altına alınmış. Ulus diye bir kavram kalmamış ortalıkta.
Siz, bu şartlardaki bir ulusun zaferini hezimet olarak göstermeye kalkarsanız inan Sevr'de almak isteyip de alamayanların ekmeklerine yağ sürmüş oluyorsunuz.
İstanbul işgal edilmiş, İzmir'e Yunan orduları girmiş. Doğu, Güneydoğu topraklarımız yabancıların işgali ve gözetimi altındadır…
Balkan savaşlarında, Birinci Dünya Savaşı'nda genç nüfusumuzu kaybetmişiz. Kalanlar da yorgun ve umutsuz. Bu koşullarda yapılan bir Antlaşmaya ve kazanılan zafere hezimet diyorsalar gerçekten tarihi bilmiyorlar.
Kurtuluş Savaşı'nda kazanılan zafer sonrası Türkiye'nin tapusu 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısında imzalanmıştır.
Peki, Lozan antlaşması nedir, Lozan süreci nasıl yaşanmıştır ve Lozan'ın koşulları nelerdir? Bu soruları irdelemeden bu anlaşmayı anlayamayız ve bazıları da anlamıyor ya…
TBMM Hükümeti'nin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin peşinden Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır. Bunun üzerine Sevr'in tarafı olan İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922'de TBMM Hükümeti'ni Lozan'da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler. Lozan'da barış şartlarının görüşülmesi için Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa'yı görevlendirmiştir. Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa Lozan'a baş temsilci olarak gitmişti. Bu süreçte İsmet Paşa Dışişleri Bakanı oldu ve çalışmalar hızlandırıldı. İtilaf Devletleri Lozan'a TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak için İstanbul Hükümeti'ni çağırsalar da bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırmıştır.
TBMM Hükümeti, Lozan Konferansı'na Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış, Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır. Ve Konferans kesilmiş. Ama ikinci kez toplanan Lozan Konferansı'nda bizim isteklerimizin çoğu kabul edilmiştir.
Bağımsız devlet kurmak, özgür bir toplum yaratmak için canlarını, kanlarını veren o kahramanları şükranla anıyorum.
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023