Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "ülkenin coğrafi sınırlarının "Büyük Ortadoğu Projesi"nden Kıbrıs'a kadar fiilen ve hukuken tartışmaya açılarak karara bağlandığı, Avrupa Parlamentosu'nun "Ankara Türkiye'nin tamamını temsil etmiyor" dediği bir ortamda, ülkenin birlik ve beraberliğini "içeriden" çökertecek bir yasanın, Mahalli İdareler Yasası'nın, ısrarla çıkarılmaya çalışılması ne anlama geliyor" diye sordu.
BTP Genel Başkanı yaptığı basın açıklamasında "AKP Hükümetinin kurulduğu günden bu yana ortaya koyduğu icraatlar tek tek toplandığında, ortak bir hedefe doğru aktığı görülüyor. O da Türkiye Cumhuriyeti'nin tasfiye ve bu ülke insanının köklerinden koparılmasıdır" dedi.
İki önemli soru
Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Özellikle şunu belirtmeliyiz ki hükümet, Mahalli İdareler Yasasını kendi iradesiyle çıkarmıyor. ABD, Irak savaşı sonrasında hükümetle görüşerek hazırladığı ünlü 8,5 milyar dolarlık kredi, daha doğrusu kapitülasyon anlaşmasının ön şartı olarak, Mahalli İdareler Yasasının çıkarılmasını istemiştir. Yasanın Meclis'e sunulduğu şu günlerde, aynı anda anlaşmanın da yürürlüğe girmesi için başlatılan görüşmeler, herhalde bir tesadüf değildir. Ayrıca aynı yasanın çıkarılmasını AB, Avrupa Konseyi ve IMF de resmen talep etmiş, bunlar hükümetin onayıyla kayıtlara girmiştir.
Şimdi yapılan şey işte bu imza altına alınan söz ve hükümlerin icra planına geçirilmesidir."
"Bu temel çizgide, yani yabancıların 'Mahalli İdareler Yasasını çıkartacaksınız' dediği ve onayladığı bu temel çizgide, cevabını arayan iki önemli soru vardır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şu soruları sordu: " 1-AB ve ABD'nin bu cesareti nereden kaynaklanmaktadır? 2- Bu anlaşmalara Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti nasıl oluyor da imza atabiliyor?"
Kamu global
sermayeye peşkeş çekiliyor
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, basın açıklamasında, "Mahalli İdareler Yasası"nda yer alan "dinamit hükümler"e de dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Söz konusu yasa, Sağlık, Tarım, Ulaştırma, Sanayi, Enerji, Kültür, Orman, Adalet, Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının taşra teşkilatlarını kaldırmaktadır. Tasarıya göre bu bakanlıkların yürütmekte oldukları 'kamu işleri' 5 yıl içinde İl Özel İdarelerine, dolayısıyla özelleştirme adı altında global sermayeye açılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ise 5 yılın sonunda tasfiye ediliyor. Aynı sürenin sonunda 3 milyon kamu personeli sayısı ise 700 bine indiriliyor. Demokrasinin temel kurumları olan sendikalar fiilen ortadan kaldırılıyor. 'Kamu hizmeti', 'teftiş', 'merkezi yönetim', 'sosyal devlet', 'devlet memuru' gibi tüm temel ilkeler silinerek yerine 'hükümet memuru', 'müşteri', 'denetim', 'her şey yerinden yönetilecek' gibi ancak bir federal devlet yapısında bulunacak hükümler konuluyor. Toptan bir değerlendirmeyle idarenin bütünlüğü ilkesi yok sayılıyor. Türk bürokrasisi tasfiye ediliyor. Yolsuzlukların önü açılıyor."
Kötü final
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş; ülkenin bu kadar büyük, köklü ve önemli değişikliklerle sistemini değiştirdiğini, daha doğrusu yok ettiğini ve fakat doğru dürüst tek bir tartışmanın dahi yapılmadığını, milletin bütün bu olup bitenlerden haberdar edilmediğini söyledi. "Adını telaffuz etmenin dahi zor olduğu yasayı, şu an sokağa çıkıp kime sorsanız ortak cevap; 'bilmiyoruz, haberimiz yok' olacaktır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yasa ile 5 bin yıllık Türk tarihi, bin yıllık İslam medeniyeti ve 80 yıllık Cumhuriyet kültürü tasfiye ediliyor. Unutmayalım ki bu kötü final Batılıların; Haçlı Savaşları, Şark Meselesi ve son olarak Sevr adıyla icra etmeye çalıştıkları projenin, hayata 'bugün' geçmesi demektir."
BTP Genel Başkanı yaptığı basın açıklamasında "AKP Hükümetinin kurulduğu günden bu yana ortaya koyduğu icraatlar tek tek toplandığında, ortak bir hedefe doğru aktığı görülüyor. O da Türkiye Cumhuriyeti'nin tasfiye ve bu ülke insanının köklerinden koparılmasıdır" dedi.
İki önemli soru
Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Özellikle şunu belirtmeliyiz ki hükümet, Mahalli İdareler Yasasını kendi iradesiyle çıkarmıyor. ABD, Irak savaşı sonrasında hükümetle görüşerek hazırladığı ünlü 8,5 milyar dolarlık kredi, daha doğrusu kapitülasyon anlaşmasının ön şartı olarak, Mahalli İdareler Yasasının çıkarılmasını istemiştir. Yasanın Meclis'e sunulduğu şu günlerde, aynı anda anlaşmanın da yürürlüğe girmesi için başlatılan görüşmeler, herhalde bir tesadüf değildir. Ayrıca aynı yasanın çıkarılmasını AB, Avrupa Konseyi ve IMF de resmen talep etmiş, bunlar hükümetin onayıyla kayıtlara girmiştir.
Şimdi yapılan şey işte bu imza altına alınan söz ve hükümlerin icra planına geçirilmesidir."
"Bu temel çizgide, yani yabancıların 'Mahalli İdareler Yasasını çıkartacaksınız' dediği ve onayladığı bu temel çizgide, cevabını arayan iki önemli soru vardır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, şu soruları sordu: " 1-AB ve ABD'nin bu cesareti nereden kaynaklanmaktadır? 2- Bu anlaşmalara Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti nasıl oluyor da imza atabiliyor?"
Kamu global
sermayeye peşkeş çekiliyor
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, basın açıklamasında, "Mahalli İdareler Yasası"nda yer alan "dinamit hükümler"e de dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Söz konusu yasa, Sağlık, Tarım, Ulaştırma, Sanayi, Enerji, Kültür, Orman, Adalet, Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının taşra teşkilatlarını kaldırmaktadır. Tasarıya göre bu bakanlıkların yürütmekte oldukları 'kamu işleri' 5 yıl içinde İl Özel İdarelerine, dolayısıyla özelleştirme adı altında global sermayeye açılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ise 5 yılın sonunda tasfiye ediliyor. Aynı sürenin sonunda 3 milyon kamu personeli sayısı ise 700 bine indiriliyor. Demokrasinin temel kurumları olan sendikalar fiilen ortadan kaldırılıyor. 'Kamu hizmeti', 'teftiş', 'merkezi yönetim', 'sosyal devlet', 'devlet memuru' gibi tüm temel ilkeler silinerek yerine 'hükümet memuru', 'müşteri', 'denetim', 'her şey yerinden yönetilecek' gibi ancak bir federal devlet yapısında bulunacak hükümler konuluyor. Toptan bir değerlendirmeyle idarenin bütünlüğü ilkesi yok sayılıyor. Türk bürokrasisi tasfiye ediliyor. Yolsuzlukların önü açılıyor."
Kötü final
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş; ülkenin bu kadar büyük, köklü ve önemli değişikliklerle sistemini değiştirdiğini, daha doğrusu yok ettiğini ve fakat doğru dürüst tek bir tartışmanın dahi yapılmadığını, milletin bütün bu olup bitenlerden haberdar edilmediğini söyledi. "Adını telaffuz etmenin dahi zor olduğu yasayı, şu an sokağa çıkıp kime sorsanız ortak cevap; 'bilmiyoruz, haberimiz yok' olacaktır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu yasa ile 5 bin yıllık Türk tarihi, bin yıllık İslam medeniyeti ve 80 yıllık Cumhuriyet kültürü tasfiye ediliyor. Unutmayalım ki bu kötü final Batılıların; Haçlı Savaşları, Şark Meselesi ve son olarak Sevr adıyla icra etmeye çalıştıkları projenin, hayata 'bugün' geçmesi demektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.