Yeniden gündeme gelen federasyon tartışması Türkiye üzerinde dış güçlerle uygulanan planlarda sıranın üniter devletin yok edilmesine geldiğini gösteriyor.Globalizmin karşısında en büyük engel olarak görülen milli devlet anlayışının yerini günümüzde küçük devletçiklerin alması bir kural gibidir. ABD'nin Ortadoğu da yapmak istediği de bundan başka bir şey değildir. Parçalanmış, ekonomik, siyasi, vs. her sahada ABD hakimiyetinde küçük yeni devletler ve hükümetler?BOP coğrafyası dikkate alındığında Türkiye planları bozan bir birlik içindedir. Üniter devlet yapısındaki Türkiye tüm çabalara rağmen bunu koruma gayretindedir. En hassas noktamız asırlardır bir arada yaşadığımız Laz, Kürt, Çerkez kardeşlerimiz ile olan bağlarımızdır. Son dönemde özelikle AB sürecinde büyük Türkiye'nin küçültülmesi kapsamında her defasında önümüze konulan azınlıklara hak tanıma tavsiyesi bu etnik çeşitliliği kaşımaktan başka bir şey değildir. AB'nin amacı elbette ki, kardeşlerimizin ezildiğini düşünerek onlara kaybettiklerini vermek değildir. Bosna'da, Irak'ta, Afganistan'da vs. girdiği her yerde batının hak verme konusundan ne anladığını hatırlatacak sayısız örnek vardır. Buradaki çaba, birliği bozarak parçalanmayı hızlandırmaktır. Dünyada federatif yapıyla idare edilen devlet örnekleri mevcut olabilir. Ama bunların hiç birisi üzerinde yüzyıllardır batının Türk milletine olan yaklaşımının neticesi olarak yapmak istediği parçalama senaryoları yapılmamaktadır. İdareyi kolaylaştırmak maksadının arka planında, bilerek veya bilmeyerek ülkenin taşınacağı nokta parçalanma sürecidir. AB son İlerleme Raporu'nda 36 farklı etnik çeşitlilikten bahsetmektedir. Şu an için 8 bölgeli bir federatif yapıya geçilmesi demek, yakın gelecekte 36 ayrı bölgeye ayrılmak demektir. Türkiye üniter yapısı yerine, içinde Lazistan, Çerkezistan vs. devletçiklerin yer aldığı adı Türkiye olan karmaşık bir toprak parçası haline gelmemiz manasınadır.Hükümetin izlediği çizgi de buna zemin hazırlamaktadır. Self determinasyon hakkını tanıyan bu iktidardır. Self determinasyon, halkları kendi kaderlerini belirleme yetkisidir. İzlenen yanlış politikalar ülke içinde, hak arama uğruna kardeşi kardeşle karşı karşıya getirecektir.Federatif yapının konuşulduğu bir ortamda bütünlüğümüzü korumanın çeşitli yolları olabilir. Ben en iyi yolun BTP liderinin projesi olan vatandaşlık maaşı ile sağlanacağına inanıyorum. Beklentileri karşılanmış, ihtiyacını devletten alabilen halkın devletine karşı hak arama savaşı olamaz. Böyle bir projenin hayata geçirilmesinde de iş yine siyasi iradeye düşmektedir. Ancak mevcut iktidarın tam tersi icraatları dikkate alındığında bu birliği koruyacak tek siyasi sayın Prof. Dr. Haydar Baş beydir diye düşünüyorum?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012