Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan IMF'den alınacak borçlarla ilgili olarak bazı açıklamalar yaptı.Babacan, IMF'den alınacak olan borç parayı Merkez Bankasına vereceklerini, karşılığında Türk lirası alacaklarını söyledi.Ali Babacan'ın bu sözleri Türkiye'nin ekonomide ne kadar kötü bir duruma düştüğünü gözler önünde seriyor.Hükümet, Merkez Bankası'ndan ihtiyacı olan TL'yi alabilmek için IMF'den faizle borç almak zorunda.Alınan bu borcu Merkez Bankası'nın kasasına koyarsa ancak Türk lirası basabiliyor. Sayın Babacan da IMF'den gelecek borç paranın Merkez Bankası döviz rezervlerini güçlendirecek bir unsur olacağını söylüyor.Ali Babacan, IMF'den alıp Merkez Bankası'nın kasasına koyacakları borç karşılığında alacakları Türk lirası ile iç borçların ödeneceğini açıkladı. Yani hükümet iç borçlarını bile IMF'den aldığı faizli borç parayla ödeyebiliyor. Bu paranın iç piyasada ya sanayiciye, ya ihracatçıya kredi olacağını söyleyen Ali Babacan'ın ifadelerinden anlaşıldığı gibi IMF'den alınan borç para karşılığında basılacak Türk lirası tamamıyla bankalara olan borca ödenecek. Bankalar da bu parayı vatandaşa satarak rekor karlılıklarını sürdürecekler.Çoğu yabancıların eline geçmiş Türkiye'deki bankalar ve yüksek faizle Türkiye'ye borç veren IMF bu işten karlı çıkanlar. Bizim tarafta ise kazanan yok. Yani hem hükümet, hem millet dolayısıyla da devlet zarar edecek. Elbette önceki hükümetlerin de bu işte katkısı var ama AKP hükümetinin getirdiği noktada Türkiye bir kuruş bile borç almadan basamıyor. Bu mantıkta piyasaya sunulan her Türk lirası Türkiye'nin daha da fazla borca batması anlamına gelmektedir.Bu noktada Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın kısa süre önce yaptığı çarpıcı bir tespiti yeri geldiği için ifade etmeden geçemeyeceğim.Söz konusu konuşmasında gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye'de kullanılan paranın milli paramız olmadığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şu tespiti yapmıştı:"Türkiye'nin iç piyasasında kullanılan para Türk lirası olsa da aslında doların tercümesidir. Cebimizde Türk Lirası var. Ama bu parayı, global devletlerden hazinemize borç alıp koyuyoruz, o paranın karşılığında tercüme ediyoruz. Türk lirası diye onun karşılığında para basıyoruz. Kimin parası bu? Avrupa'nın parası, Amerika'nın parası; bizim paramız değil. Onun için aldığımız borçlar hem üretimimizi oralara transfer ediyor, hem de faiz ödüyoruz. Böyle bir ülkenin kalkınması mümkün mü?"BTP Genel Başkanı'nın tercüme para tespiti, bizzat Babacan'ın ifadeleriyle bir kez daha doğrulanmış oldu.Bu vahim durum devam ettiği müddetçe Türkiye'nin burnu borçtan kurtulamaz. Anlaşıldığı gibi Türk lirası şu anda esir edilmiş durumda. Türk lirasının bu esareti ancak milli parayı ve milli devleti öngören Milli Ekonomi Modeli'nin tam anlamıyla uygulanmasıyla son bulacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024