Transfer borsası

UEFA kriterleri, ekonomik kriz ve milli maçlar derken trasfer dönemini herkes resmen uykuda geçiriyor. Büyük kulüpler de dahil elle tutulur gözle görülür dişe değer bir transfer yok dersek yalan olmaz. Sadece şampiyon Beşiktaş hızlı davrandı ve halen atağını sürdürüyor. Trabzonspor yabancı trasferlerle biraz kıpırdadı. F.Bahçe ve G.Saray ise fırtına öncesi sessizliği andıran bir şekilde durgunluğunu sürdürüyor.

Fakat asıl sessizlik Anadolu kulüplerinde. Diyarbakırspor bütçesi dahilinde trasferler yapmaya çalışıyor. Kadrosu büyük ölçüde dağılan Güneydoğu ekibinde Sakıp Özberk'in işi oldukça zor. Elazığspor'da ise kongre sonrasında transfer önceliği teknik direktörde. Gakgoşlar kadroyu kurup dış transfere yönelmek istiyorlar. Ama biraz ağır kalıyorlar gibi. Süper ligin yeni takımlarından A.Sebatspor, Trabzonspor'dan almak istediği oyucuların hemen hemen tamamını transfer etti. Zaten stratejileri de buydu. Rizespor iç trasferde fire vermedi sayılır. Sadece Recep'i Trabzonspor'a kaptırdılar. Dış trasferde ise beklemedeler. Herhalde piyasanın düşmesini bekliyorlar.

Bir diğer yeni ekip Konyaspor ise kadrosunu korumakla birlikte dış transfer konusunda tatmin edici değil. En azından tribünleri ayağa kaldıracak bir star alamadılar. Herhalde bu boşluğu Ogün ve Abdullah'la gidermeye çalışıyorlar.

Başkent'te G.Birliği gidenlerin yerini doldurmuş gibi gözükmüyor. Ankaragücü gurbetçi trasferleriyle dikkat çekiyor. Ancak bunların yeterli olacağını sanmıyorum. Mutlaka kaliteli takviyeler yapması gerekir. Adanaspor ve İstanbulspor'da ise giden oyuncu çok. Henüz bir transfer yapmış da değiller. Gidenlerin yerine mutlaka yeniler alınmalı. Yoksa her ikisi de gelecek yıl 2. lig'de mücadele etmek zorunda kalır.

Genel olarak baktığımızda kulüpler futbolcuların istediğine yanaşmıyor ve zamanın daralmasından yararlanarak işi ucuza kapatmayı planlıyorlar. Açıkçası ortada kalmaktansa atalım imzayı bu sezon da böyle geçsin diyen futbolcuları bekliyorlar gibi geldi bana. Artık futbolcular da şunu çok iyi bilmeliler ki eskisi gibi har vurup harman savurma dönemi bitti. Bundan sonra büyük rakamları konuşmak için mutlaka yıldız olmak gerekecek. Doğru olanı da bu..