Televizyon kanallarını dolaşırken ulusal bir kanalda düzenlenen bir yarışmaya rastladım. Yapılan "Best Model" (top model) yarışmasında seviyesiz kıyafetleriyle bay ve bayan modeller kendilerini teşhir ederken aynı sahnede bir yandan da semazenler sema gösterisi yapmıştır. Son zamanlarda yaşanan olaylara bakılırsa aslında her işimiz mizah, her işimiz kökten yanlışlarda dolu olmaya başlamıştır. Yapılmaya çalışılan şey meydandadır; "hoşgörü" mantığını her alana hakim kılmak, milli ve dini bütünlük namına ne varsa tarumar etmektir. Sema ile top model yarışmasını bir arada sahneleyen zihniyetin niyet ve gayretinin ne olduğu hakkında bir yorum yapmaktan ziyade; semazenler ile top modellerin aynı sahnede sunulmasının yanlışlığını ortaya koymak istiyorum. ***Çok sıklıkla üzerinde durmaya çalıştığım konulardan birisi "kavram kargaşası"dır. Kavramlar ve içerdiği manalar, kullanıldığı yer ve zamanlar, birbirine karıştığından birbiri ile alakasız şeylerin de iç içe girmesine, dolayısıyla da muazzam bir kaos ortamına sebep olmaktadır. Öncelikle kavramlardan başlayalım. Sema; "Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye vb. çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp dönerek yaptıkları ibadet, Allah'ı zikir şeklidir".Top model; "Giyeceklerini, kendilerini tanıtmak ve yarışmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösterilerdir".Gördüğünüz gibi yapılan şeyin biri dinde ibadetle alakalı; kendini Allah'a adamış bir dervişin Allah aşkıyla dönerek Allah'ı zikretme halidir.Diğeri de tamamen dünya zevkleriyle alakalı, kişinin kendini ve kıyafetini teşhir etmek için yaptığı bir gösteridir. Biz yarışmaya bir şey deme hakkına sahip değiliz. İsteyen bay ya da bayan kendini istediği şekilde teşhir eder; o, kişinin kendi tercihidir. Bizim itirazımız ibadet kastıyla yapılan ve tasavvuf kültüründe Hazreti Mevlana ile birlikte anılan, tamamıyla bir zikir (Allah'ı anmak) fiili ile top modellerin teşhirinin aynı kare içerisinde sahnelenmesidir. ***Burada yapılan yanlışlıkta, sadece ilgili heyetin değil, o semayı sahneleyen kişilerin, yani, semazenlerin de payı vardır. Sema öyle her yerde ve her ortamda yapılamayan, sadece ibadet kültürü içerisinde kullanılan bir tarz olmasına rağmen, birkaç kuruş maddi kazanç adına bu teklifin asla kabul edilmemesi lazımdı. Sema; bir gösteri aracı değildir! Sema; bir tiyatro değildir! Sema; tamamen kişinin Allah yakınlığıyla vecde (aşka) gelip kendinden geçme ve Allah'ı anma (zikir) halidir! Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) sema hakkında ne diyor; "Zülcelâl olan Allah'ın doğanıdır sema. Hal ehlinin kalplerinin hizmetkarıdır sema. Münkirlerin mezhebinde haramdır sema. Aşıkların mezhebinde helaldir sema".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025