Türkiye Cumhuriyeti, 1984'den beri PKK, 1998'den beri FETÖ ve 2014'ten bugüne PKK-PYD örgütlerinin hedefinde. On binlerce asker-polis ve vatandaşımızı teröre kurban verdik.
O günden bugüne iktidarda olan bütün partiler, 'teröre karşı büyük bir mücadele verdiklerini ve terörü mutlaka bitireceklerini' ifade ettiler.
Ve 18 yıllık tek parti iktidarı ve özellikle son üç, dört yıldır en etkili ağızlar, 'terörü bitireceğiz, inlerine gireceğiz, yok edeceğiz' söylemlerini her gün dillendiriyor.
Bitti mi terör? Bitmedi. Tam aksine her geçen gün çoğaldı, her geçen gün daha fazla tehdit oluşturmaya başladı ve o tehdit sürüyor.
Maalesef hemen her gün şehit haberleri alıyoruz. Sayın Erdoğan'ın tabiriyle, 'bizden bir gidiyorsa onlardan da on gidiyor'. Ama terör bitmiyor!
Neden? Çünkü o günden bugüne iktidara gelenler terörle mücadele etmiyor, teröristle mücadele ediyor. Bu mücadeleyi de ordumuz veriyor. (Allah (c.c) ordumuzu iç ve düşmanlardan korusun, muhafaza eylesin)
Bir ev düşünün ki, bataklığın kenarında olsun. Evin babası çocuklarını, ailesini sineklerden, onların getireceği hastalıklardan korumak için eline almış bir sineksavar, sinekleri öldürüyor.
Bu kişi, sineklerin sonunu getirebilir mi? Ailesini tam anlamıyla koruyabilir mi? Asla. Ne yapması lazım? Bataklığı kurutması lazım.
Özal'dan, Çiller'den Erdoğan'a kadar ülkemizi yöneten iradeler bataklığı kurutmak yerine sinek öldürmeyi tercih ettiler.
Ama terörün bitirilmesi için bataklığın kurutulması şarttı. Bunun için ne yapılaması lazımdı? Bataklığa su taşıyan, her türlü pisliği getiren kanaların kesilmesi, doldurulmasıydı.
O bataklığı besleyen, sinek üretenler kimlerdi? ABD, Avrupa, NATO ve İsrail. İtirazı olan var mı? Yok.
Özal'dan Erdoğan'a bu terör besicilerini baş tacı etmeyen, her fırsatta dost, müttefik ilan etmeyen bir tane iktidar var mı?
Maalesef görmedik. Hepsi tam bir teslimiyetle sadakatlerini sundular. Haliyle terör bitmedi, bitmez de.
Oysa bu ülkede terörün kaynağını, sebeplerini ve nasıl bitirileceğini çok farklı üslup, plan ve projelerle anlatan bir Haydar Baş gerçeği vardı.
Merhum Baş Hocamız, dış politikanın yeniden gözden geçireceklerini ve bu topraklar üzerinde emeli olmayan devletlerle karşılıklı menfaatler çerçevesinde iyi ilişkiler kurulacağını haykırıyordu.
'Ne AB, ne ABD, ne NATO. Tam bağımsız Türkiye' diyordu.
Terörün silahla bitirilemeyeceğini, terörü bitirmenin yolunun ekonomi, eğitim ve sosyal reformlardan geçtiğini ifade ediyordu.
Ve soruyordu; "Ben devlet olarak vatandaşıma işini, aşını versem asgari ücreti (o günkü rakamla) 5 bin TL yapsam, batıdaki sağlık ve eğitim hizmet kalitesinin aynısını doğuda da vatandaşıma sunsam o gençler, aldatılabilir mi? O gençler, dağa çıkar mı? Hadi çıkmaya kalktılar (!) anneler-babalar buna müsaade eder mi? Etmez."
İman birliğine, kardeşliğimize dikkat çeken Sayın Baş şöyle diyordu;
"Bizim kültürümüz bir, medeniyetimiz bir, örfümüz bir, dinimiz bir. Öyle değil mi? Çözüm bellidir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, biz bu işi yaparız.
Doğu'nun, Güneydoğu'nun problemlerini biz çözeriz. Bizim bunun için elimizde tezimiz var, projemiz var. Batan Rusya'yı bu fakir kurtardı. Milli Ekonomi Modeli ile 5 bin lira asgari ücret verilecektir. Ev hanımlarına 1.500 TL maaş verilecektir. Bin lira vatandaşlık maaşı verilecektir. Çocuk maaşı vesaire var.
Şimdi size soruyorum, böyle bir Türkiye'de terör örgütü, halktan destek bulabilir mi? Bulamaz…
Şimdi efendim, Güneydoğu'da teröre karşı verilen mücadele yanlış mı? Hayır, değil! Verilen mücadele o mantığa göre doğru ama Haydar Hoca'nın mantığı çok daha faydalı ve kestirme yoldur.
Bizim yolumuz, kimsenin burnunu kanatmadan vatanı, milleti, devleti bir ve beraber kardeş yapma yoludur. Bizim yolumuz vatandaşın karnını doyurma, sırtını giydirme, ona iş ve aş bulma yoludur. Şimdi soruyorum hangisinden yanayız?"
Ama milletimiz, Haydar Baş'tan yana olmadı. Geldiğimiz durum ortada. Sayın Baş aramızda değil ama BTP burada, Milli Ekonomi Modeli ortada ve bu görevi layıkıyla yapacağına ant içen BTP'nin yeni Genel Başkanı Hüseyin Baş da burada.
Çaresiz değilsin Türkiye. Çaresiz değilsin Türk Milleti!
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025