Irak işgal edilirken kılını kıpırdatmayan Arap ülkeleri, bölgedeki işgal
içinden çıkılmaz bir hal alınca debelenmeye başladılar.
Bu debelenme sırf Irak'ın ve Iraklılar'ın acıklı durumundan kaynaklanmıyor.
Irak'a komşu olan ya da sınırı bulunmasa da ticari bağlantıları olan Arap ülkeleri ekonomik kötü gidişatlarını nihayetlendirmek gayesindeler.
Saddam devrilirken, evler talan edilirken, Iraklı kadınlar kızlar kaçırılırken sesini çıkarmayan ülkeler, şimi
Irak'a güç göndererek huzur aşılamaya kafa yoruyorlar.
Irak'taki ekonomik çöküş ve siyasal bağlantıların zayıflığı ABD başta olmak üzere İngiliz, Alman ve Fransız şirketleri ile Arapları karşı karşıya getirdi. Batılı kurumlarla iş pişirmek isteyen Araplar askeri unsurdan çok ekonomik rant peşindeler.
Ekonomi temelli yeni teklifin askeri
ayağını Müslüman Güç diye hangi zihniyete oturtulacağı bilinmeyen bir teklif aldı.
Evet, Müslüman Güç...
Irak'taki işgal gücünün adı Müslüman güç kılıfıyla yoğrularak katliamlara meşruiyet kazandırılacak.
Müslüman halkı postallarıyla ezen işgalci zihniyet, İslami kampanya düzenleyerek sempati toplayacak.
Öncü NATO kuvvetini güvenlik ve eğitim adına Irak'a sokan Amerikan yönetiminin planları da tıkır tıkır işlemiş olacak.
Kukla yönetim işbaşında, Avrupa kamuoyu "NATO ve BM de devrede''denilerek ikna edilmek üzere. Arap ülkeleri ise verilen yeni sözde tavizler ve paylarla susturulacak.
Ortadoğu'da güvenliği tesiste zorlanan Amerikan askeri "Müslüman'' adı altında bir güçle ikame edilecek.
Bu tehlikeli ve sakat teklife en sert tepki Libya'dan geldi.
Libya lideri Muammer Kaddafi, "böyle bir gücün bölge için iyi olmayacağını ve işgale destek anlamına geleceğini'' söyleyerek endişelerini dile getirdi.
Plana Suudlar ılımlı bakıyor. ABD'nin Ortadoğu'daki müridinden de bu beklenirdi.
Türkiye'nin bu yeni teklife milli bakışı ve duruşu ise çoktan belli.
Hükümete böyle bir teklif resmen
iletilmemiş de olsa aksi hal yaşanmazsa(!) Türk kamuoyu bu planı elinin tersiyle itecektir.
Irak'ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömüren işgalciler, eskiden olduğu gibi Araplar'ı değişik söylev ve vaadlerle pasifize ederek amaçlarını gerçekleştirmek üzereler.
Kardeşi kardeşe kırdıran, milletleri birbirine düşman eden işgalci ülkelerin, yeni senaryoları Irak'ta tekerrür ediyor.
Müslüman kimlikli bir ülke, Müslüman güç adı altında kurtarılmaya çalışılıyor.
Irak'ta insani sorumluluktan kaçınan Amerika'nın ayak oyunlarını yakından okumak ve iyi analiz etmek lazım.
Irak Dışişleri Bakanı Powell'in ağzından çıkan ve Suudi Arabistan gibi bölgesel piyonun aktif kılmak istediği yeni teklif resmen bir tuzak.
Irak'taki direnişin boyutu artık sınır tanımıyor.
Adı ne olursa olsun; işgalcilere ve işgale zemin hazırlayanlara müsamaha gösterilmiyor.
"Müslüman Güç" gibi kılıf tehlike saçıyor.
içinden çıkılmaz bir hal alınca debelenmeye başladılar.
Bu debelenme sırf Irak'ın ve Iraklılar'ın acıklı durumundan kaynaklanmıyor.
Irak'a komşu olan ya da sınırı bulunmasa da ticari bağlantıları olan Arap ülkeleri ekonomik kötü gidişatlarını nihayetlendirmek gayesindeler.
Saddam devrilirken, evler talan edilirken, Iraklı kadınlar kızlar kaçırılırken sesini çıkarmayan ülkeler, şimi
Irak'a güç göndererek huzur aşılamaya kafa yoruyorlar.
Irak'taki ekonomik çöküş ve siyasal bağlantıların zayıflığı ABD başta olmak üzere İngiliz, Alman ve Fransız şirketleri ile Arapları karşı karşıya getirdi. Batılı kurumlarla iş pişirmek isteyen Araplar askeri unsurdan çok ekonomik rant peşindeler.
Ekonomi temelli yeni teklifin askeri
ayağını Müslüman Güç diye hangi zihniyete oturtulacağı bilinmeyen bir teklif aldı.
Evet, Müslüman Güç...
Irak'taki işgal gücünün adı Müslüman güç kılıfıyla yoğrularak katliamlara meşruiyet kazandırılacak.
Müslüman halkı postallarıyla ezen işgalci zihniyet, İslami kampanya düzenleyerek sempati toplayacak.
Öncü NATO kuvvetini güvenlik ve eğitim adına Irak'a sokan Amerikan yönetiminin planları da tıkır tıkır işlemiş olacak.
Kukla yönetim işbaşında, Avrupa kamuoyu "NATO ve BM de devrede''denilerek ikna edilmek üzere. Arap ülkeleri ise verilen yeni sözde tavizler ve paylarla susturulacak.
Ortadoğu'da güvenliği tesiste zorlanan Amerikan askeri "Müslüman'' adı altında bir güçle ikame edilecek.
Bu tehlikeli ve sakat teklife en sert tepki Libya'dan geldi.
Libya lideri Muammer Kaddafi, "böyle bir gücün bölge için iyi olmayacağını ve işgale destek anlamına geleceğini'' söyleyerek endişelerini dile getirdi.
Plana Suudlar ılımlı bakıyor. ABD'nin Ortadoğu'daki müridinden de bu beklenirdi.
Türkiye'nin bu yeni teklife milli bakışı ve duruşu ise çoktan belli.
Hükümete böyle bir teklif resmen
iletilmemiş de olsa aksi hal yaşanmazsa(!) Türk kamuoyu bu planı elinin tersiyle itecektir.
Irak'ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömüren işgalciler, eskiden olduğu gibi Araplar'ı değişik söylev ve vaadlerle pasifize ederek amaçlarını gerçekleştirmek üzereler.
Kardeşi kardeşe kırdıran, milletleri birbirine düşman eden işgalci ülkelerin, yeni senaryoları Irak'ta tekerrür ediyor.
Müslüman kimlikli bir ülke, Müslüman güç adı altında kurtarılmaya çalışılıyor.
Irak'ta insani sorumluluktan kaçınan Amerika'nın ayak oyunlarını yakından okumak ve iyi analiz etmek lazım.
Irak Dışişleri Bakanı Powell'in ağzından çıkan ve Suudi Arabistan gibi bölgesel piyonun aktif kılmak istediği yeni teklif resmen bir tuzak.
Irak'taki direnişin boyutu artık sınır tanımıyor.
Adı ne olursa olsun; işgalcilere ve işgale zemin hazırlayanlara müsamaha gösterilmiyor.
"Müslüman Güç" gibi kılıf tehlike saçıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005