İşin aslına bakarsanız binlerce yıllık devlet geleneği olan Müslüman Türk milletinin tehdit algılamaları tarihi tecrübelerle ortaya çıkmıştır. Siz binlerce yıldan beri olduğu gibi dik duruşunuzu, delikanlı tavrınızı, zalimin karşısında, mazlumun yanında duruşunuzu muhafaza ediyorsanız size diş bileyen, sizin için tehdit sayılabilecek çevreler de üç aşağı beş yukarı aynıdır,değişmemiştir. Kerim kitabımıza bir göz gezdirirsek; "Benim de düşmanım ve sizin de düşmanınız olanları asla dost edinmeyin" , "Yahudi ve Hıristiyanları asal dost edinmeyin, onlar birbirinin dostudur", "Ey müminler! Sizler inananları bırakıp da kafirleri dostlar edinmeyin" mealinde daha bir çok ilahi ikaza rastlarız. Kurani gerçekler ortada iken Müslüman bir millet için tekrar tekrar tehdit algılaması tabloları,şablonları değiştirmek söz konusu olamaz. Kafaları kurcalayan bir gerçek var ki onu da dikkatler arz etmemek olmaz. Yirminci yüz yılın başlarında Hıristiyanlarla ittifak edilmesi gerektiğini öğütleyenler, hem de din adına, mütefekkir sıfatı ile bunu söyleyenler çıkmış, bu söylem karşı tarafa çok şeyler kazandırdığı gibi, milletimize de çok şeyler kaybettirmiştir. Bu nevzuhur söylemin acılarını ve sancılarını ise maalesef bu gün yaşıyoruz. Bu söylemin takipçileri, 11 Eylül bahanesiyle yeniden haçlı seferlerini başlatan bir şer gücün,İslam coğrafyasını işgal etmek için ürettiği yalan ve iftiralarını yaymakta, hazmettirmekte bizzat görev almış ve bu görevi de sürdürmektedir. Önce Afganistan'ın, sonra da Irak'ın işgalinde Müslümanların zihinlerini iğfal etmek için, haçlı işgalcilerin, işgali haklı göstermek için uydurdukları yalanları yaymak için tüm güçlerini seferber ettiler, adeta efendisini memnun etmek için kırk takla atan köleler gibi takla atıp durdular. Başlangıçtaki ufacık bir sapmanın sonradan ne büyük felaketlere sebep olduğunu gösteren ilginç örneklerden biridir, aklı başında her Müslüman tarafından ibretle incelenmelidir. İşgaller gerçekleşti, yıllardır İslam coğrafyasında haçlı katliamı,ırza geçmeler devam ediyor ve fakat bu taşeronların zerre kadar bir rahatsızlıkları yoktur. Şimdi onlar, yeni taklalar atarak efendilerini memnun etmenin peşindedirler. Kucak kucak yalan ve iftiraları bahane ederek söz konusu işgalleri gerçekleştiren haçlılar, bölgemizde yeni işgaller,yeni sinsi planlar peşindedirler ve bu hain planları için yegane engel olarak Türk ordusunu görmektedirler, dolayısıyla söz konusu iftira pazarlayıcıları şimdi bu görevdedirler. Şimdi sadece dışarıda üretilen iftiraları pazarlamakla kalmıyorlar, kendileri de haçlılara dudak ısırtacak ustalıkta iftira üretip pazarlıyorlar. Bunların felsefesine göre, Kur'anda bahsedilen, Yahudiler Hıristiyanlar, kafirler?Tehdit algılamasından çoktan çıkmışlar,çıkarılmışlar, şimdi bunların geliştirdiği moda, haçlı ve siyonist dünyanın gölgesinde yürümek, dolayısıyla onlar kimi, kimleri tehdit olarak görüyorsa o şekilde görmek. Allah kimseyi saptırmasın. "Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalplerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin."(Al-i İmran:8)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025