'Tarımda liderlikten limonda üçüncülüğe!' seslendirme dosyası:
Tarımın önemini bilmeyen var mı? Yok. Anlamayan var mı? Çok.
Sağlıksız günler yaşıyoruz ve bugünlerde sağlıklı beslenmenin, sağlıklı, organik, katkısız, doğal gıdanın önemini daha iyi anladık. Anlamasına anladık da sağlıklı beslenebiliyor muyuz? Tabi ki hayır…
Sağlıklı beslenmenin birinci şartı fakirlik sınırı üzerinde bir gelire sahip olmaktır. Yani paradır. Eğer o gelire sahip değilseniz sağlıklı değil ucuz beslenirsiniz.
Bu milletin tarımıyla, gıdasıyla, sağlığıyla bilerek veya bilmeyerek nasıl oynandığını yıllardır dile getirdik. Merhum Baş Hocamızın, Milli Ekonomi Modeli'nin, 'milli tarım' politikalarını anlattık, anlattık.
Ama tek parti iktidarı burnundan kıl aldırmadı. Her şeyi ben bilirim, en iyisini biz yaptık, diyerek tarımın da, gıdanın da canına okudular.
Şu yazıyı yazdığım sırada bile alt yazı olarak Nisan 2021'e kadar buğday ve bazı tarım ürünlerinde gümrük sıfırlandı, bilgisi geçiyordu.
Kardeşim! Böylesi bir coğrafyada buğday ithal eden bir iktidar tarımda başarıdan nasıl bahseder?
Ama bahsediyorlar işte. Sadece bahsetseler iyi! Yıllardır, 'tarımda Avrupa'da bir numarayız' diye de bir slogan geliştirdiler ve millete inandırdılar.
Bütçe görüşmelerinde dikkatimi çekti, bu slogandan vazgeçilmiş sanırım. Çünkü ilgili bakan bu sene limona sarıldı.
Tarım Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. Kürsüye yıllardır tarım kesiminin sorunlarını, üreticilerin sıkıntılarını, uygulanan politikaların sonuçlarını kimseden korkmadan, parti ayırımı yapmadan dile getiren Ömer Fethi Gürer çıktı.
Sayın Gürer, elindeki örneklerle halkın gerçeklerini tek tek anlattı. Bakliyat fiyatlarının tarladan çıkışıyla raftaki fiyatlarını bakanın önüne koydu. Marketlerin bazı gıda ürünlerine özel alarm taktığını dile getirdi.
Sayın Bakan kürsüye geldi. 'Rakibine asla hak vermeyeceksiniz, haklılığını asla kabul etmeyeceksin ve öyle bir yalan söyleyeceksin ki, insanlar bu kadar da olmaz diyerek sana inanacaklar' mantığını ortaya koydu.
Sayın Bakan, Ömer Fethi Gürer'i işaret ederek, "Limonla ilgili dünyada ihracatta 3'üncüyüz ey, Ömer Fethi, haberin var mı, dünyada 3'üncüyüz" ifadesini kullandı.
Tarımda Avrupa birinciliğinden limonda dünya üçüncülüğüne! İlginç bir denklem. Yalnız Ö. Fethi Gürer limon konusuna hiç girmemiş, fasulyeden örnek vermişti.
Fethi Gürer tekrar söz aldı ve "Sayın Bakan 'Ey Ömer Fethi, limonda ihracatta dünya 3'üncüsüyüz'dediniz. Sayın Bakan, beni dinlemiş ama anlamamışsınız. Ben, mandalina, portakal, kayısı, fındık ihracatçısı olduğumuzu ama buğday, arpa, soya, pirinç, bitkisel ham yağ, bakliyatta dışa bağımlı olduğumuzu söyledim. Limonu değil, pirinci, mercimeği, bitkisel ham yağı, buğdayı on ayda ne kadar ithal ettiniz, onu anlatın. Toprak Mahsulleri Ofisi olarak ne kadar buğday, mercimek çiftçiden aldınız onu açıklayın" dedi.
Açıklar mı? Aslında iki yıl önce açıklamıştı; "Türkiye tarım alanında daima karlı bir ülkedir. Bu 'saman ithal ettiniz, buğday ithal ettiniz' diyenlere karşı şunu söylüyorum, Türkiye'de para var ki ithalat yapabiliyor."
Doğru soru; paranız kaldı mı?
Halk ekmek
İstanbul'da 'halk ekmek' tartışması yaşanıyor. Dün Süleyman Soylu'nun memleketi üzerinden Ekrem İmamoğlu'na imalarda bulunan İBB AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu yine sahnede.
Adeta İBB yönetimini, İstanbullunun parasına düşmanlık ettiğini iddia edercesine İBB'nin ekmek üretimini düşürdüğünü, o yüzden talebe cevap verilemediğini, kuyruklar oluştuğunu, bu kuyruklarda insanların hastalandığını vs. iddia ediyor.
İBB yönetimi, İstanbulluların üçte ikisinin 'halk ekmeğe' ulaşamadığını, bu sorunu gidermek için 142 yeni satış büfe açılması gerektiğini, meclise getiriyor.
AKP ve MHP reddediyor.
Nedenini ise İBB'de 'Göksu' soyadına sahip 15 kişiden en meşhuru olan Teyfik Göksu şöyle açıkladı; "Eşe dosta, koalisyon parçalarına örgüt elemanlarına bu büfeleri dağıtıversin. Kusura bakmayın biz bu yetkiyi vermeyiz."
Vay anasını sayın seyirciler, diyorum. O kadar!
Sağlıksız günler yaşıyoruz ve bugünlerde sağlıklı beslenmenin, sağlıklı, organik, katkısız, doğal gıdanın önemini daha iyi anladık. Anlamasına anladık da sağlıklı beslenebiliyor muyuz? Tabi ki hayır…
Sağlıklı beslenmenin birinci şartı fakirlik sınırı üzerinde bir gelire sahip olmaktır. Yani paradır. Eğer o gelire sahip değilseniz sağlıklı değil ucuz beslenirsiniz.
Bu milletin tarımıyla, gıdasıyla, sağlığıyla bilerek veya bilmeyerek nasıl oynandığını yıllardır dile getirdik. Merhum Baş Hocamızın, Milli Ekonomi Modeli'nin, 'milli tarım' politikalarını anlattık, anlattık.
Ama tek parti iktidarı burnundan kıl aldırmadı. Her şeyi ben bilirim, en iyisini biz yaptık, diyerek tarımın da, gıdanın da canına okudular.
Şu yazıyı yazdığım sırada bile alt yazı olarak Nisan 2021'e kadar buğday ve bazı tarım ürünlerinde gümrük sıfırlandı, bilgisi geçiyordu.
Kardeşim! Böylesi bir coğrafyada buğday ithal eden bir iktidar tarımda başarıdan nasıl bahseder?
Ama bahsediyorlar işte. Sadece bahsetseler iyi! Yıllardır, 'tarımda Avrupa'da bir numarayız' diye de bir slogan geliştirdiler ve millete inandırdılar.
Bütçe görüşmelerinde dikkatimi çekti, bu slogandan vazgeçilmiş sanırım. Çünkü ilgili bakan bu sene limona sarıldı.
Tarım Bakanlığı bütçesi görüşülüyor. Kürsüye yıllardır tarım kesiminin sorunlarını, üreticilerin sıkıntılarını, uygulanan politikaların sonuçlarını kimseden korkmadan, parti ayırımı yapmadan dile getiren Ömer Fethi Gürer çıktı.
Sayın Gürer, elindeki örneklerle halkın gerçeklerini tek tek anlattı. Bakliyat fiyatlarının tarladan çıkışıyla raftaki fiyatlarını bakanın önüne koydu. Marketlerin bazı gıda ürünlerine özel alarm taktığını dile getirdi.
Sayın Bakan kürsüye geldi. 'Rakibine asla hak vermeyeceksiniz, haklılığını asla kabul etmeyeceksin ve öyle bir yalan söyleyeceksin ki, insanlar bu kadar da olmaz diyerek sana inanacaklar' mantığını ortaya koydu.
Sayın Bakan, Ömer Fethi Gürer'i işaret ederek, "Limonla ilgili dünyada ihracatta 3'üncüyüz ey, Ömer Fethi, haberin var mı, dünyada 3'üncüyüz" ifadesini kullandı.
Tarımda Avrupa birinciliğinden limonda dünya üçüncülüğüne! İlginç bir denklem. Yalnız Ö. Fethi Gürer limon konusuna hiç girmemiş, fasulyeden örnek vermişti.
Fethi Gürer tekrar söz aldı ve "Sayın Bakan 'Ey Ömer Fethi, limonda ihracatta dünya 3'üncüsüyüz'dediniz. Sayın Bakan, beni dinlemiş ama anlamamışsınız. Ben, mandalina, portakal, kayısı, fındık ihracatçısı olduğumuzu ama buğday, arpa, soya, pirinç, bitkisel ham yağ, bakliyatta dışa bağımlı olduğumuzu söyledim. Limonu değil, pirinci, mercimeği, bitkisel ham yağı, buğdayı on ayda ne kadar ithal ettiniz, onu anlatın. Toprak Mahsulleri Ofisi olarak ne kadar buğday, mercimek çiftçiden aldınız onu açıklayın" dedi.
Açıklar mı? Aslında iki yıl önce açıklamıştı; "Türkiye tarım alanında daima karlı bir ülkedir. Bu 'saman ithal ettiniz, buğday ithal ettiniz' diyenlere karşı şunu söylüyorum, Türkiye'de para var ki ithalat yapabiliyor."
Doğru soru; paranız kaldı mı?
Halk ekmek
İstanbul'da 'halk ekmek' tartışması yaşanıyor. Dün Süleyman Soylu'nun memleketi üzerinden Ekrem İmamoğlu'na imalarda bulunan İBB AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu yine sahnede.
Adeta İBB yönetimini, İstanbullunun parasına düşmanlık ettiğini iddia edercesine İBB'nin ekmek üretimini düşürdüğünü, o yüzden talebe cevap verilemediğini, kuyruklar oluştuğunu, bu kuyruklarda insanların hastalandığını vs. iddia ediyor.
İBB yönetimi, İstanbulluların üçte ikisinin 'halk ekmeğe' ulaşamadığını, bu sorunu gidermek için 142 yeni satış büfe açılması gerektiğini, meclise getiriyor.
AKP ve MHP reddediyor.
Nedenini ise İBB'de 'Göksu' soyadına sahip 15 kişiden en meşhuru olan Teyfik Göksu şöyle açıkladı; "Eşe dosta, koalisyon parçalarına örgüt elemanlarına bu büfeleri dağıtıversin. Kusura bakmayın biz bu yetkiyi vermeyiz."
Vay anasını sayın seyirciler, diyorum. O kadar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025