Tarihte "Ha(r)çlı(k) seferleri"

ABD'nin bağrı yanık Başkanı Bush, eskilerin tabiriyle ağzında sakladığı baklayı güneşe çıkardı.

Kuruması için.

Yenilerin tabiriyle de, şuur altında mahfuz tuttuğu niyetini bir anlık gafletle(!) azat etti.

"Bu bir haçlı seferidir" dedi.

"CRUSADE"

Peki nedir haçlı seferleri:

"Avrupalıların, Akdeniz,'e, Akdeniz ticaretine, Doğu Akdeniz limanlarından Çin ve Hindistan'a uzanan İpek ve Baharat yolları üstündeki dünya ticaretine egemen olabilmek amacıyla, din savaşı süsü vererek giriştikleri seferler. (1096-1270)"

Yukarıdaki tarifi bir "Dipten/radikal dincinin ansiklopedisinden almadım. Gelişim Hacette'nin, 5. cilt, 1618 sayfa, GH maddesinden aldım."

Bu tarif, Mr Bush'un hem geçmişte dedelerinin asıl niyetini, hem de günümüzdeki ahfatının asıl gayesini ortaya koyması açısından manidardır.

Ellerinde haçlı kılıçlarıyıyla, en namüsait yeri dahil bindikleri atların her tarafı, başlarına geçirdikleri miğferlerin tepeleri, kısaca vücutlarının her tarafı haç işaretleriyle dolu insanların savaşmadaki asıl niyeti, dinlerini yaymak değil, dünyanın nimetlerini ele geçirmekmiş meğer.

Kurban olduğum Prof. Dr.

Haydar Baş ne güzel dedi:

"Avrupalı tarih boyu dini, hep dünyalık menfaat elde etmek için bir araç olarak kullandı."

Şimdi onların varisi Bush da hayırlı bir evlat gibi aynı şeyi söylüyor: "Haçlı seferlerini başlatıyorum."

Bu tariften yola çıkarsak, bu tarihi terörist saldırının asıl hedefi de ortaya çıkmış olmuyor mu?

Meşhur hikayede; "Üzüntümden ne yaptığımı biliyor muyum" misali, Mr. Bush, üzüntüsünden ne yaptığını, ne söylediğini bilmiyor olabilir.

Ama sayın Bush'un bu sözü, bizim medyaya göre gaf;

Bir adamın yemeğe tuzu az koyan hizmetçisine; işine son vereceğim,

Bir kocanın, orta şekerli kahvesinin ortasını kaçıran eşine, seni babanın evine gönderirim tehtidine,

Bir öğretmenin kopya çekerken yakaladığı öğrencisine seni disiplin kuruluna yollarım demesine benzemez ki.

Bu koskoca ABD'nin, koskoca olmasa da Başkanı, ne dediğini, nasıl dediğini çok iyi hesaplaması gerekir.

Hem sonra yaşı da genç.

70'lik bir insanın ABD'yi Amerika Büyük Devletleri diye okuması normal de, onun böyle bir hata yapması affedilecek gibi değil.

Yılların birikimi var, Amerika dünyanın en büyük devletidir diye.

Bir başka sebep, olağanüstü bir durum var. ABD'nin en büyük müttefiki sayılan bir ülkenin Başbakanının da bir şey söylemesi lazım.

Bu telaşla yazılan metinde ABD kısaltılarak yazıldı.

Sayın Başbakan da onun B şıkkını konjonktürel olarak Büyük diye okudu.

Hem de üç kere okuması düşmanlara gözdağı vermek içindi.

ABD'yi;

Amerika Batan Devletleri,

Amerika Bombalanan Devletleri,

diye okumadığına bin şükür.

O heyecanda her şey olur.

Anında izlemiştim o konuşmayı, dik nefes kalmıştı sayın Başbakan.

O kürsüye merdiven yapanı asmak lazım.

Tarihte dokuz haçlı seferi yapılmış.

Hepsi Hıristiyan-İslam Savaşı şeklinde değil bunların.

Hıristiyanların kendi aralarında yaptıkları rant savaşları da var bunların içinde.

Tarihte gerçekleşen haçlı seferlerinde Hırıstiyan dünyanın karşısında,

1. Kılıç Arslan,

1. Mesut,

1. Selahaddin-i Eyyubi,

vardı.

Peki 9. haçlı seferine kimler karşı koyacak?

1. Yaser Arafat,

1. Saddam Hüseyin,

1. Şah Mesut.

Ahmet Mesut olacak değil herhalde.

Bizim bu savaşlarda kimin yanında yer alacağımız belli.

Peki Bush niye böyle bir cümle kullandı.

a- Savunma gücünü kaybettiği için, bütün Hırıstiyan dünyayı yanına çekmek.

b- Asıl düşman tahmin edildiğinden daha güçlü olduğu için.

c- Haçlı zihniyetinin yeryüzündeki tek varisi ABD olduğunu söylemek için.

d- Papa'nin hayır duasını almak için.

e- Her biri.

Tarihte vuku bulmuş bütün katliamların suçlusu Türklerdir

buyuran(!) Papa'nın takınacağı tavrı ben de merak ediyorum.

Bütün bunların yanında asıl telaş bizimkilerde.

Efendim Bush onu demek istemedi.

Efendim Bush şunu demek istedi.

Efendim haçlı seferleri anlamına gelen "crusade" başka anlamlara da geliyor.

mesela; Kurusıkı gibi.

O Amerikalı ise bu da Robertli. İngilizceyi su gibi biliyor.

Bütün bunlar bir tarafa, Bush'un bu talihsiz konuşmasından en büyük yarayı uğruna ne akaid, ne helal, ne haram bırakılan şu ünlü

"Dinlerarası Diyalog" aldı.

Görüldüğü gibi Hıristiyan dünyası kendi inanç ve anlayışından zerre sapmadı.

Ya bizimkiler?

Bu büyük ideal uğruna neler yapmadık?

Papazla Müslüman bir kadını, haram olduğu halde evlendirdik.

Müftü, haham ve papaz huzurunda.

Şehadet getirmekle bir insanın hem Müslüman hem de Hıristiyan olabileceğini ilan ettik.

Bunlara devrim dedik.

Merak edenlere 14 ve 17 Nisan 2000 tarihli Zaman Gazetesi tavsiye edilir.

"Amentü'de müttefikiz" dedik.

Nato müttefiki gibi.

Bunlar İbrahim'in dinleridir dedik.

Yukarıdan aşağıya inen dinlerdir dedik.

Sonunda ayvayı yedik.

Bush, bu talihsiz konuşmayı "hocaefendi"den habersiz mi yaptı yoksa? Ayıp etti.