'Bağımsız Türkiye Partisi'nin merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve bugün aynı kadrolar o günden beri hiçbir milim değiştirmeden, aynı ölçüyle aynı inançla yoluna devam ediyor.
Biz, Haydar Hoca ile böyle bir hayat yaşadık. Dolayısıyla biz vatanın gerçek sahipleriyiz, biz buraya sahip çıkan gerçek vatanperverleriz.
Tarih Bağımsız Türkiye Partisi'ni yazacaktır, tarih Haydar Hoca'yı yazacaktır. Çünkü bizler bu ülkeyi hiçbir menfaate değişmemiş Türkiye'de ki yegane kadroyuz.
Sizlerin önüne 'yeniler' diye çıkanları kurcaladığınızda göreceksiniz ki yıllardan beri siyaset sahnesinde olanlardır. Şu anda Türkiye'de denenmemiş tek bir siyasi kadro var o da Bağımsız Türkiye Partisi kadrosudur.'
Bu sözleri Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Konya'da partilileriyle buluşmasında dile getirdi.
Evet, bizler, Haydar Hoca ile bir hayat yaşadık. Yaşamaya da devam ediyoruz. Haydar Hoca, bizlere, 'vatan sevgisi imandandır' hakikatini ve bu hakikatin gereklerini öğretti.
Dosdoğru yolu gösterdi. Yoldaki sapaklara, dönemeçlere tek tek dikkat çekti. Bu sapaklara, sapanların akıbetini haber verdi.
Şems-i Tebrîzî Hazretleri şöyle der: "Kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir. Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse, ne hayatın hâkimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin."
Siyasi kimlik ile o yolda yürümek
Dünya ve de İslam coğrafyasında savaşlar, kan, zulüm, vahşet bitmiyor. Müslüman olan bu zulme, vahşete sessiz kalamaz. Taraf olmak zorundadır.
Ama hangi taraf? İşte yolu (kaderi) ve sapakları bilmeyenler yanlış tarafı seçmiş ve kaybedenlerden olmuşturlar.
Oysa Merhum Prof. Dr. Haydar Baş, bizlere ilahi gerçekler ışığında şunu öğretmişti: "Esasen dünyada çarpışan inançlardır. Siyasi sebepler, iktisadi sebepler bunun görünen kısımlarıdır. Asıl temelde olan mücadele inançlarımızdır."
Yahudilerin ve Protestan ABD'lilerin, kutsal kitap olarak Ahd-i Atik'i kabul ederler. Protestanların inancına göre Mesih'in gelmesi ve Hıristiyanların "Tanrı'nın Krallığını" kurabilmeleri, Yahudilerin Arz-ı Mevud'a sahip olmalarına bağlıdır. Vatikan'da aynı inançtadır.
Ortadoğu'da yaşanan vahşet, bu vahşetin sahipleri tarafından bizzat "haçlı seferi" olarak adlandırılmıştır."
Haydar Hoca'nın önüne de sapaklar, dönemeçler çıktı
Evet, Haydar Hocanın önüne de, 'siz, bu devleti yönetebilecek kapasitedesiniz, sizi destekleyelim, şu kadar milyar dolar yardım yapalım' gibi nice sapaklar, dönemeçler koydular.
Haydar Hoca ne yaptı? Kendisinden dinleyelim: "1995 yılında o görkemli sandığınız ABD, bana geldi. 3 yıl kapımda bekledi.
Elimin tersiyle ittim. Dünyayı kazanmak için ahiretimi satamam! ABD'ye, elini verdiğin zaman sadece kolunu, gövdeni almaz. Dinini alır, imanını alır, vatanını alır, milletini - devletini alır, askerini alır. Her şeyini alır.
Hangisini verebilirsiniz, hiçbirini! Ama verenler var. Var mısınız bunların hepsine hayır demeye! Bunlar bu işlerden anlamaz. Ben yeni bir sistem vücuda getirdim, Milli Ekonomi Modeli. 120 ülke kısmen, Rusya tamamen benim modelimi uyguluyor. BRİCS ülkeleri de (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) benim sistemimi uyguluyor."
Yani Haydar Hoca önüne konan dünya nimetlerine, mal, makama aldanıp yoldan sapmadı. Bize en büyük miras olarak da bu duruşu bıraktı.
Biz yolumuza devam ediyoruz. BOP'a sapanları, dönemeçlerden yuvarlananları görüyorsunuz. Kimi takip ettiğinize ve etmeniz gerektiğine dikkat etmenizi tavsiye ederim. Çünkü sorumluyuz, sorumlusunuz.
Bakın Merhum Prof. Dr. Haydar Baş ne diyor?
'İnsan ne sebepler önünde esirdir, ne de tam bağımsız bir varlıktır. İnsan, külli (sonsuz) irade (Her şeyin yaratıcısı, sahibi Allah'ın iradesi) sınırları içerisinde cüz'i (sınırlı) iradesi ile karar veren bir mahluktur ve insan verdiği kararlardan dolayı hesaba çekilecektir'.
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025