Hangi etnik gruptan olursa olsun, her bireyi kucaklayacak, onu dış tahriklere ve toplum mühendisliği oyunlarına karşı uyanık tutacak olan milli şuur ve değerleri muhafaza edecek, asker-sivil birliği ve dayanışmasını temin edecek, devleti ile milletini kenetleyecek bir siyaset anlayışı, bu tür ayrımcılık hareketlerinin önünü kesecek tek yoldur. Asayişin temininin asıl yolu da budur.
Misyonerlik faaliyetleri iç güvenliği tehdit ediyorİç güvenliğin sağlanmasını engelleyen bir diğer manevra ise dinlerarası diyalog çalışmaları ve misyonerlik faaliyetleridir. En az "etnik azınlıklar meselesi"nin gündem edilmesi kadar tehlikeli olan bu konu, dininden edilen vatandaşların Türklüğünü ve kimliğini inkâr noktasına sürükleyerek ayrımcılık ve bölücülüğe itmektedir. Gayr-ı Müslimlerin her türlü can, mal namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşadıkları medeniyet tarihimizde olduğu gibi; bugün de bizim, elbette hiç kimsenin dini inancı ile bir sorunumuz yoktur, olamaz. Ancak 'dinimi anlatıyorum' aldatmacasının arkasında sergilenen "etnik alt kimlikleri kaşıma ve etnik parselasyon" planları, işin sadece din anlatmak olmadığını göstermektedir.
Amaç sadece İslam dininden koparmak değildirSon dönemde özellikle AB'ye uyum sürecinde, misyonerlik faaliyetleri ile binlerce gencimiz, dinini değiştirmiştir. Bu projenin ikinci adımı ise İslam dininden kopartılan Türk gençlerine, "Sen Türk değilsin, aslın Rum'dur veya aslın Ermeni'dir, aslı şudur, aslın budur?" şeklindeki bölücü etnik telkindir. Böylece Türk olmadığına ikna edilen bir vatandaşımızın ise, "Anadolu toprakları aslında Türk yurdu değildir" söylemlerine karşı bir tepki vermesi elbette beklenemez.
Milli Devlet, vatandaşlarının her türlü hakkını korurCan, mal ve namus emniyetinin devlet eliyle temin edilmesi de, bir ülkede "iç güvenlik vardır" demek için, olmazsa olmaz hususlardır. Eğer bu temel haklar, devlet tarafından korunamazsa; o zaman her şahıs için, kendi hakkını kendi kurallarına göre koruma yolu açılır ki, bu da huzur ve düzeni bozacak çok sakıncalı bir durumdur. Bu bakımdan Milli Devlet anlayışında, hakların koruyucusu ve teminatı yalnızca devlettir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Sekip Sokoloviç / Sarayevo/ Bosna HersekDevletin imkanlarından herkes faydalanacakMilli Ekonomi Modeli gelişmiş ülkelerin aracı olan yüksek vergiler, borçlandırma olmaksızın tüm kaynakları kullanarak insanların ihtiyaçlarını sağlayan bir araçtır. Sağlık reformunu içeren ekonomik özgürlük büyük farklılıkların üstesinden gelmek için çok gereklidir. Milli Ekonomi Modeli insanların yapay değil doğal ihtiyaçlarını karşılamak için gerçek ekonomi, sağlık ve eğitimi sağlar. Milli Devlet/Sosyal Devletin vazifesi toplumun başta eğitim ve sağlıklı olmak üzere bütün ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılamaktadır. Dışardan alınan kredilerle eğitim ve sağlık hizmetini doğru ve eksiksiz yapmak mümkün değildir. Kaldı ki alınan kredilerin nerede ve hangi şartlarda kullanılacağı da ayrı bir problemdir. Bir ülkenin sağlık öncesi yatırımları en üst düzeyde olmalı ki sağlık problemi en aza indirilebilsin. Milli Devlet sağlık sektörünün bütün imkan ve nimetlerini, aile hekimliğini, çevre sağlığını bakıma muhtaç, sahipsiz, kimsesiz çocukların , yaşlıların , emekli, dul ve yetimlerin sağlığını milli bir politika olarak halkına sunmaktadır. Ayrıca Milli Devlet/Sosyal Devlet işsizliği, fakirliği, yoksulluğu temelinden çözdüğü için bunların fert, aile ve toplum üzerindeki yan tesirlerini ortadan kaldırır.
Misyonerlik faaliyetleri iç güvenliği tehdit ediyorİç güvenliğin sağlanmasını engelleyen bir diğer manevra ise dinlerarası diyalog çalışmaları ve misyonerlik faaliyetleridir. En az "etnik azınlıklar meselesi"nin gündem edilmesi kadar tehlikeli olan bu konu, dininden edilen vatandaşların Türklüğünü ve kimliğini inkâr noktasına sürükleyerek ayrımcılık ve bölücülüğe itmektedir. Gayr-ı Müslimlerin her türlü can, mal namus, din ve vicdan emniyetini doya doya yaşadıkları medeniyet tarihimizde olduğu gibi; bugün de bizim, elbette hiç kimsenin dini inancı ile bir sorunumuz yoktur, olamaz. Ancak 'dinimi anlatıyorum' aldatmacasının arkasında sergilenen "etnik alt kimlikleri kaşıma ve etnik parselasyon" planları, işin sadece din anlatmak olmadığını göstermektedir.
Amaç sadece İslam dininden koparmak değildirSon dönemde özellikle AB'ye uyum sürecinde, misyonerlik faaliyetleri ile binlerce gencimiz, dinini değiştirmiştir. Bu projenin ikinci adımı ise İslam dininden kopartılan Türk gençlerine, "Sen Türk değilsin, aslın Rum'dur veya aslın Ermeni'dir, aslı şudur, aslın budur?" şeklindeki bölücü etnik telkindir. Böylece Türk olmadığına ikna edilen bir vatandaşımızın ise, "Anadolu toprakları aslında Türk yurdu değildir" söylemlerine karşı bir tepki vermesi elbette beklenemez.
Milli Devlet, vatandaşlarının her türlü hakkını korurCan, mal ve namus emniyetinin devlet eliyle temin edilmesi de, bir ülkede "iç güvenlik vardır" demek için, olmazsa olmaz hususlardır. Eğer bu temel haklar, devlet tarafından korunamazsa; o zaman her şahıs için, kendi hakkını kendi kurallarına göre koruma yolu açılır ki, bu da huzur ve düzeni bozacak çok sakıncalı bir durumdur. Bu bakımdan Milli Devlet anlayışında, hakların koruyucusu ve teminatı yalnızca devlettir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Sekip Sokoloviç / Sarayevo/ Bosna HersekDevletin imkanlarından herkes faydalanacakMilli Ekonomi Modeli gelişmiş ülkelerin aracı olan yüksek vergiler, borçlandırma olmaksızın tüm kaynakları kullanarak insanların ihtiyaçlarını sağlayan bir araçtır. Sağlık reformunu içeren ekonomik özgürlük büyük farklılıkların üstesinden gelmek için çok gereklidir. Milli Ekonomi Modeli insanların yapay değil doğal ihtiyaçlarını karşılamak için gerçek ekonomi, sağlık ve eğitimi sağlar. Milli Devlet/Sosyal Devletin vazifesi toplumun başta eğitim ve sağlıklı olmak üzere bütün ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılamaktadır. Dışardan alınan kredilerle eğitim ve sağlık hizmetini doğru ve eksiksiz yapmak mümkün değildir. Kaldı ki alınan kredilerin nerede ve hangi şartlarda kullanılacağı da ayrı bir problemdir. Bir ülkenin sağlık öncesi yatırımları en üst düzeyde olmalı ki sağlık problemi en aza indirilebilsin. Milli Devlet sağlık sektörünün bütün imkan ve nimetlerini, aile hekimliğini, çevre sağlığını bakıma muhtaç, sahipsiz, kimsesiz çocukların , yaşlıların , emekli, dul ve yetimlerin sağlığını milli bir politika olarak halkına sunmaktadır. Ayrıca Milli Devlet/Sosyal Devlet işsizliği, fakirliği, yoksulluğu temelinden çözdüğü için bunların fert, aile ve toplum üzerindeki yan tesirlerini ortadan kaldırır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.