Susurluk sanığı Bucak DEP davası tanığı oluyor
23.04.2005 00:00:00
Kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Hatip Dicle'nin yeniden yargılandıkları davada, eski DYP milletvekili Sedat Edip Bucak kamu tanığı olarak dinlenilecek.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, DEP'lilerin avukatları Yusuf Alataş ve Mehmet Nuri Özmen katıldı.
Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, "DEP'lilerin uzun süredir savunma yapmadıklarını, bu nedenle dosyanın sürüncemede kaldığını" tutanağa geçirdi.
Bu duruma itiraz eden Alataş, davanın uzamasının nedeninin kendileri değil, mahkeme olduğunu ileri sürdü.
Suç vasfı değişti
Alataş, iddianamede müvekkilleri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "vatan hainliği, devletin ülkesi ve egemenliğine karşı suçlar" başlıklı 125. maddesine göre ceza istendiğini anımsatarak, yeniden yargılamada suç vasfının değiştiğini belirtti.
Alataş, TCK'nın "yasadışı örgüt üyeliği" fiilini düzenleyen 168. maddesine göre müvekkillerine yönelik suçlamaların net bir şekilde ortaya konulması ve buna göre yeniden iddianame düzenlemesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yargılamanın uzamasının nedeni bu. Mahkeme 'dediğim dedik' diyor, bir türlü adil yargılama ilkesi görmek istemiyor. Özellikle Başkan'ın yaklaşımı böyle. Biz, suçlamayı bilmezsek, nasıl savunma yapacağız? Örneğin Meclis'teki yemin töreni ile ilgili suçlanıyor muyuz? Hukuka aykırı olarak dinlenen telefon konuşmaları delil olarak kabul edilecek mi? Bunları bilmek istiyoruz."
"Dosyanın
tozlarını sildik"
Alataş ile talepleri ve iddianame konusunda bir süre tartışan Başkan Karadeniz, "Dosyanın tozlarını sildik, hepsini okuyacağız" dedi.
Alataş, müvekkillerinin eylemleri ile bunlara ilişkin delillerin ortaya konulması gerektiğini belirtmesi üzerine Başkan Karadeniz, bunların, savunma yaparken sorulacağını söyledi.
İddia makamının, kendilerini neyle suçladığını önceden bilmeleri gerektiğini anlatan Alataş, yargılama usulü konusunda, son yasal düzenlemelerle önemli değişiklikler yapıldığını kaydetti. Yeni TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun bir süre sonra yürürlüğe gireceğini, bu kanunlardaki düzenlemelerin dikkate alınması gerektiğini belirten Alataş, resmi görevlilerin kayda aldığı müvekkillerine ilişkin görüşmelerin artık deliller arasında sayılamayacağını savundu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, DEP'lilerin avukatları Yusuf Alataş ve Mehmet Nuri Özmen katıldı.
Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, "DEP'lilerin uzun süredir savunma yapmadıklarını, bu nedenle dosyanın sürüncemede kaldığını" tutanağa geçirdi.
Bu duruma itiraz eden Alataş, davanın uzamasının nedeninin kendileri değil, mahkeme olduğunu ileri sürdü.
Suç vasfı değişti
Alataş, iddianamede müvekkilleri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "vatan hainliği, devletin ülkesi ve egemenliğine karşı suçlar" başlıklı 125. maddesine göre ceza istendiğini anımsatarak, yeniden yargılamada suç vasfının değiştiğini belirtti.
Alataş, TCK'nın "yasadışı örgüt üyeliği" fiilini düzenleyen 168. maddesine göre müvekkillerine yönelik suçlamaların net bir şekilde ortaya konulması ve buna göre yeniden iddianame düzenlemesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yargılamanın uzamasının nedeni bu. Mahkeme 'dediğim dedik' diyor, bir türlü adil yargılama ilkesi görmek istemiyor. Özellikle Başkan'ın yaklaşımı böyle. Biz, suçlamayı bilmezsek, nasıl savunma yapacağız? Örneğin Meclis'teki yemin töreni ile ilgili suçlanıyor muyuz? Hukuka aykırı olarak dinlenen telefon konuşmaları delil olarak kabul edilecek mi? Bunları bilmek istiyoruz."
"Dosyanın
tozlarını sildik"
Alataş ile talepleri ve iddianame konusunda bir süre tartışan Başkan Karadeniz, "Dosyanın tozlarını sildik, hepsini okuyacağız" dedi.
Alataş, müvekkillerinin eylemleri ile bunlara ilişkin delillerin ortaya konulması gerektiğini belirtmesi üzerine Başkan Karadeniz, bunların, savunma yaparken sorulacağını söyledi.
İddia makamının, kendilerini neyle suçladığını önceden bilmeleri gerektiğini anlatan Alataş, yargılama usulü konusunda, son yasal düzenlemelerle önemli değişiklikler yapıldığını kaydetti. Yeni TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun bir süre sonra yürürlüğe gireceğini, bu kanunlardaki düzenlemelerin dikkate alınması gerektiğini belirten Alataş, resmi görevlilerin kayda aldığı müvekkillerine ilişkin görüşmelerin artık deliller arasında sayılamayacağını savundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
