Zalimin semtinde dolaşılması ve zulme zerre kadar meyledilmesi halinde ateşin dokunacağını haber veren bir Kerim Kitabın inananları, asırlar boyu hem de kendi Peygamberlerine karşı işlenen bir zulmü süngerlemek, kapatıp gölgelemek için uğraşıp durmuşlar.
Bilmeyen mi var; zalime yaklaşmak ateşe yaklaşmaktır, zulme meyletmek ateşle kucaklaşmaktır.
Bu korkunç zulüm, bu canavarca cürüm, her şeyimizi kendisine borçlu olduğumuz son elçi son Peygamber Hz. Muhammed ve aile efradına karşı yapılmışsa zerre kadar imanı olan bir insanın susması mümkün müdür?
İmanımızı ona borçluyuz, Kur'an'ımızı ona borçluyuz, Müslümanlığımızı ona borçluyuz ve onun bizzat öpüp kokladığı torunu Hz. Hüseyin'in katilleri için; "olmuş bir kere" deyip geçeceğiz öyle mi?
Sünnetin merkezi, Cebrail'in gelip-gittiği Peygamber evine velvele düşüren zalimlerin zulümlerini örtbas edeceğiz, görmezlikten geleceğiz ve bunun adı da "Sünnilik" olacak öyle mi?
İlim şehrinin kapısı Hz. Ali ve Peygamber kızı Hz. Fâtıma'nın rahle-i tedrisinde yetişmiş olan Hz. Hüseyin'i "Ya zalim Yezid'e biat edersin ya da ölümlerden ölüm beğenirsin" şeklinde iki tercihten birine zorlayan ve biat alamayınca da mübarek başını gövdesinden ayıran zalim ve zorbaları hoş göreceğiz, "içtihad hatası" diyeceğiz ve bunun adı da "ehl-i sünnet" olacak öyle mi?
Ahzab Suresinin 57 ve 58. ayetlerini sabah-akşam okuyacağız ama ne dediğine bakmadan, anlamadan "Peygambere eziyetlerin en şedidini reva görenlere" merhamet nazarı ile bakacağız ve bunun adı da "Sünnilik" olacak öyle mi?
"Şüphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir. Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir." (Ahzab: 57-58).
Hz Fâtıma ananın biricik kızı Hz. Zeyneb'in gözleri önünde kardeşi Hz. Hüseyin'i ve çocuklarını, Hz. Hasan'ın çocuklarını katlettikleri yetmemiş gibi bir de o kutlu yolcuların kadın ve çocuklarını, ayaklarında zincirlerle şehir şehir dolaştıran adi ve alçakların "içtihat hatası yaptıklarına inanacağız ve onları lanetlemeyeceğiz ve bunun adı da "Sünnilik" olacak öyle mi?
Sünnilik sünger çekmek midir zulümlerin üstüne?
1439. Hicri yılınızı tebrik ederken, bir mah-ı matemi daha idrak ederken, yaklaşık iki milyar Müslümanın tamamını peygamberle beraber, Hz. Ali ve Hz. Fâtıma ile beraber, Hz. Zeyneb ve küçük Rukayye ile beraber yas tutmaya davet ediyoruz.
Kerbela'da işlenen cinayetler madem ki son Peygamber ve aile efradına karşı işlenen cinayetlerdir, öyleyse hiçbir mezhep ayırımı yapmadan bütün Müslümanların meselesidir, derdidir, kederidir ve "On Muharrem" herkesin yas günüdür.
Bilmeyen mi var; zalime yaklaşmak ateşe yaklaşmaktır, zulme meyletmek ateşle kucaklaşmaktır.
Bu korkunç zulüm, bu canavarca cürüm, her şeyimizi kendisine borçlu olduğumuz son elçi son Peygamber Hz. Muhammed ve aile efradına karşı yapılmışsa zerre kadar imanı olan bir insanın susması mümkün müdür?
İmanımızı ona borçluyuz, Kur'an'ımızı ona borçluyuz, Müslümanlığımızı ona borçluyuz ve onun bizzat öpüp kokladığı torunu Hz. Hüseyin'in katilleri için; "olmuş bir kere" deyip geçeceğiz öyle mi?
Sünnetin merkezi, Cebrail'in gelip-gittiği Peygamber evine velvele düşüren zalimlerin zulümlerini örtbas edeceğiz, görmezlikten geleceğiz ve bunun adı da "Sünnilik" olacak öyle mi?
İlim şehrinin kapısı Hz. Ali ve Peygamber kızı Hz. Fâtıma'nın rahle-i tedrisinde yetişmiş olan Hz. Hüseyin'i "Ya zalim Yezid'e biat edersin ya da ölümlerden ölüm beğenirsin" şeklinde iki tercihten birine zorlayan ve biat alamayınca da mübarek başını gövdesinden ayıran zalim ve zorbaları hoş göreceğiz, "içtihad hatası" diyeceğiz ve bunun adı da "ehl-i sünnet" olacak öyle mi?
Ahzab Suresinin 57 ve 58. ayetlerini sabah-akşam okuyacağız ama ne dediğine bakmadan, anlamadan "Peygambere eziyetlerin en şedidini reva görenlere" merhamet nazarı ile bakacağız ve bunun adı da "Sünnilik" olacak öyle mi?
"Şüphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir. Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir." (Ahzab: 57-58).
Hz Fâtıma ananın biricik kızı Hz. Zeyneb'in gözleri önünde kardeşi Hz. Hüseyin'i ve çocuklarını, Hz. Hasan'ın çocuklarını katlettikleri yetmemiş gibi bir de o kutlu yolcuların kadın ve çocuklarını, ayaklarında zincirlerle şehir şehir dolaştıran adi ve alçakların "içtihat hatası yaptıklarına inanacağız ve onları lanetlemeyeceğiz ve bunun adı da "Sünnilik" olacak öyle mi?
Sünnilik sünger çekmek midir zulümlerin üstüne?
1439. Hicri yılınızı tebrik ederken, bir mah-ı matemi daha idrak ederken, yaklaşık iki milyar Müslümanın tamamını peygamberle beraber, Hz. Ali ve Hz. Fâtıma ile beraber, Hz. Zeyneb ve küçük Rukayye ile beraber yas tutmaya davet ediyoruz.
Kerbela'da işlenen cinayetler madem ki son Peygamber ve aile efradına karşı işlenen cinayetlerdir, öyleyse hiçbir mezhep ayırımı yapmadan bütün Müslümanların meselesidir, derdidir, kederidir ve "On Muharrem" herkesin yas günüdür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025