Süluk, iç ve dış âlemi imar eder
Süluk; ahlâk, hareket ve marifeti tehzib etmektir. Bu da iç ve dış âlemi imar etmekle olur. Kul bu hususta çalışmalar yapar ki, içini temizlesin de vusule hazırlanabilsin
03.09.2019 00:00:00





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyuruyor:
"Hulul meselesine gelince…
Bu, 'Rab kula hulul etmiştir' veya 'kul Rabbe hulul etmiştir' demektir. Rablerin Rabbi, kâinatın halikını zâlimlerin bu sözünden bütün mevcudiyetimizle tenzih ederiz. Bu söz sahih olsa bile ittihadı gerektirmez. Kulun da Rab sıfatları ile tavsif edilmesini icap ettirmez. Çünkü hal sıfatları mahal (yer) sıfatları olamaz. Bilâkis hal sıfatı olduğu gibi kalır.
Sonra hululün istihalesi, ancak hululün mânâsını anladıktan sonra düşünülebilir. Çünkü müfret mânâlar, tasavvur tariki ile idrak edilmez. Onun nehyi veya isbatı mümkün değildir. Şu halde hululün mânâsını bilmeyen, hululün var olduğunu veya muhal olduğunu nereden bilecek?
Deriz ki:
Hululden iki şey anlaşılmaktadır:
1- Cisimle, cismin bulunduğu yer arasındaki nisbet. Bu ise ancak iki cisim arasında bahis mevzuu olabilir. Cismaniyet mânâsından berî olan bir varlık hakkında bu imkânsızdır.
2- Araz ile cevher arasındaki nisbet. Araz hiç şüphe yok ki cevher ile kaimdir. Araz, cevherde bulunmuştur denilebilir. Fakat kendi kendine durabilen bir şey için bunu söyleyemeyiz. Çünkü bu muhaldir.
Her şey ki, kıvamı kendi nefsi iledir, onun kıvamı kendi nefsiyle olan başka bir şeye hulul etmesi, ancak cisimler arasında vaki olan mücavere tariki ile mümkün olur. Görüyorsunuz ya iki kul arasında bile hulul düşünülmesi imkânsız oluyor. Bu imkânsız olursa, kul ile Rab arasında bu nasıl düşünülebilir?
Hakikat bâbından, hulul, intikal, ittihat ve Allah'ın sıfatları ile muttasıf olmak bâtıl olunca, onların sözlerinin mânâsı ancak tenbihatta işaret ettiğimiz gibi mütalaa edilebilir. Başka türlüsüne imkân yoktur.
Peki, 'Kul, bu sıfatlara lâyık olduğu zaman saliktir, vâsıl değildir' sözünün mânası nedir?
Ayrıca süluk ne demektir? Vusul ne demektir?
Süluk; ahlâk, hareket ve marifeti tehzib etmektir. Bu da iç ve dış âlemi imar etmekle olur. Kul bu hususta çalışmalar yapar ki, içini temizlesin de vusule hazırlanabilsin.
Vusul ise; Hakk'ın hilyesi kendisine münkeşif olmasıdır. Böylece o, kendini O'na verir. Hem öylesine ki, kendi bilgisine baktığı zaman, ancak Allah'ı bilir, himmetine baktığı zaman, Allah'tan başka bir himmet ve gayesinin bulunmadığını anlar. Böylelikle kulun bütünü, müşahede ve himmet bakımından onun bütünü olur. Zahiri ibadetle, bâtını ahlâkı tehzible meşgul olması için (sırf bu gaye ile) kendi nefsine iltifat etmez. İşte bütün bunlar taharettir yani iç ve dış temizliğidir. Yine bu bir bidayet (başlangıç)tır. İşin nihayeti ise, tam mânâsıyla kendi nefsinden onun için tecerrüt etmesidir. Böylece sanki o, O olur. İşte vusul budur."
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.