ABD'nin Irak'a muhtemel bir saldırısında Türkiye'nin izleyeceği siyaset tam bir bilmeceye dönüşmüş vaziyette.
Bu belirsizliğin temelinde ABD'nin Türkiye'ye karşı izlediği ve "stratejik müttefik" hukukuna sığmayan gayri samimi davranışı yatıyor.
Washington, Türkiye'ye kartların tümünü açmıyor, zaman zaman, "İstediğimi yapmazsanız Irak bölünür" tehditleri savuruyor.
Bu durum Irak'ın geleceği kadar Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğini de belirsizleştiriyor.
Türkiye endişeli... Bir yandan "bir Kürt devleti kurulması" endişesi, diğer yandan Musul-Kerkük petrollerinin bu kukla Kürt devleti ile birlikte İsrail ve Amerika'yı beslemesi endişesi Ankara'yı düşündürüyor.
Bu düşünce ve kaygılar Ankara'yı temkinli olmaya itiyor. Buraya kadar anlaşılabilir bir durum.
Ama galiba Türkiye'nin sıkıntısının kaynağı her ihtimali hesaba katan alternatif senaryolar üzerinde ortak bir oyun teorisinin kurulamaması. Ve tabii ki bu senaryonun ustaca uygulanabilmesi için oyuncuların yerli yerinde değerlendirecek, "bir yönetmenin" yani dirayetli, tam yetkili ve tecrübeli bir "vezir" in olmaması...
Bu manzara "Ankara'da her kafadan bir ses" çıkıyor görüntüsü veriyor.
Hatta aynı kişiden çelişkili açıklamalar gelmesi milleti savaş kadar ürkütüyor.
AKP lideri Erdoğan "BM kararı alınırsa ABD'ye destek" vermekten dem vuruyor.
Başbakan Abdullah Gül, barış için Ortadoğu turuna çıkmışken Dışişleri Bakanı Musul-Kerkük olayını gündem ediyor.
Türkiye'nin böyle bir planı varsa dahi en azından Başbakan'ın barış turu yaptığı bir ortamda "Irak topraklarında" gözümüz varmış" havası vermek nasıl bir siyaset?
Yine savaşa girmezsek ABD'nin Türkiye'ye K.Irak'tan pay vermeyeceği açıklaması yapanlar, savaşa katılırsak ABD K.Irak'ta Türkiye'yi söz sahibi kılacak garantisi mi aldılar?
Yoksa asıl savaş Saddam'ı devirdikten sonra Türkiye ve ABD-İngiltere arasında mı yaşanacak?
Türkiye'nin bugüne kadar hiç gündem etmediği Musul-Kerkük'ün Misak-ı Milli sınırları içinde olduğu iddiasını niçin yetkililerimiz şimdi gündem ediyor?
Niçin öyleyse bu toprakları bugüne kadar Saddam'a, sonra Çekiç Güç eliyle İngiliz-ABD askerine terk ettik?
ABD'nin Kürtleri silahlandırmasına "ABD'nin sonra elinden alırız" gayrı ciddi taahhüdüne nasıl güvenebiliyoruz?
Yarın, 'Musul-Kerkük bizimdir' diyen K.Irak'lı Kürtler silahlarını Türk askerine doğrultursa ne yapacaksınız?
Barzani daha şimdiden esip gürlemiyor mu?
Musul-Kerkük, Misak-ı Milli sınırları içindeyse 80 bin Amerikan askerinin ne işi var orada?
Kıbrıs, Misak-ı Milli sınırları içinde olmadığı halde AB askerine güvenliğini terk edemiyoruz da, Musul-Kerkük'ü nasıl ABD-İngiliz askerine terk edebiliriz? Cevap ver Ankara!
Bu belirsizliğin temelinde ABD'nin Türkiye'ye karşı izlediği ve "stratejik müttefik" hukukuna sığmayan gayri samimi davranışı yatıyor.
Washington, Türkiye'ye kartların tümünü açmıyor, zaman zaman, "İstediğimi yapmazsanız Irak bölünür" tehditleri savuruyor.
Bu durum Irak'ın geleceği kadar Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğini de belirsizleştiriyor.
Türkiye endişeli... Bir yandan "bir Kürt devleti kurulması" endişesi, diğer yandan Musul-Kerkük petrollerinin bu kukla Kürt devleti ile birlikte İsrail ve Amerika'yı beslemesi endişesi Ankara'yı düşündürüyor.
Bu düşünce ve kaygılar Ankara'yı temkinli olmaya itiyor. Buraya kadar anlaşılabilir bir durum.
Ama galiba Türkiye'nin sıkıntısının kaynağı her ihtimali hesaba katan alternatif senaryolar üzerinde ortak bir oyun teorisinin kurulamaması. Ve tabii ki bu senaryonun ustaca uygulanabilmesi için oyuncuların yerli yerinde değerlendirecek, "bir yönetmenin" yani dirayetli, tam yetkili ve tecrübeli bir "vezir" in olmaması...
Bu manzara "Ankara'da her kafadan bir ses" çıkıyor görüntüsü veriyor.
Hatta aynı kişiden çelişkili açıklamalar gelmesi milleti savaş kadar ürkütüyor.
AKP lideri Erdoğan "BM kararı alınırsa ABD'ye destek" vermekten dem vuruyor.
Başbakan Abdullah Gül, barış için Ortadoğu turuna çıkmışken Dışişleri Bakanı Musul-Kerkük olayını gündem ediyor.
Türkiye'nin böyle bir planı varsa dahi en azından Başbakan'ın barış turu yaptığı bir ortamda "Irak topraklarında" gözümüz varmış" havası vermek nasıl bir siyaset?
Yine savaşa girmezsek ABD'nin Türkiye'ye K.Irak'tan pay vermeyeceği açıklaması yapanlar, savaşa katılırsak ABD K.Irak'ta Türkiye'yi söz sahibi kılacak garantisi mi aldılar?
Yoksa asıl savaş Saddam'ı devirdikten sonra Türkiye ve ABD-İngiltere arasında mı yaşanacak?
Türkiye'nin bugüne kadar hiç gündem etmediği Musul-Kerkük'ün Misak-ı Milli sınırları içinde olduğu iddiasını niçin yetkililerimiz şimdi gündem ediyor?
Niçin öyleyse bu toprakları bugüne kadar Saddam'a, sonra Çekiç Güç eliyle İngiliz-ABD askerine terk ettik?
ABD'nin Kürtleri silahlandırmasına "ABD'nin sonra elinden alırız" gayrı ciddi taahhüdüne nasıl güvenebiliyoruz?
Yarın, 'Musul-Kerkük bizimdir' diyen K.Irak'lı Kürtler silahlarını Türk askerine doğrultursa ne yapacaksınız?
Barzani daha şimdiden esip gürlemiyor mu?
Musul-Kerkük, Misak-ı Milli sınırları içindeyse 80 bin Amerikan askerinin ne işi var orada?
Kıbrıs, Misak-ı Milli sınırları içinde olmadığı halde AB askerine güvenliğini terk edemiyoruz da, Musul-Kerkük'ü nasıl ABD-İngiliz askerine terk edebiliriz? Cevap ver Ankara!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014