Geçtiğimiz günlerde bir avukat ağabeyimle, Türkiye'de gündemin nasıl oluştuğundan ve bu gündemi takip ederken nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair konuşmuştuk. Söz dönüp dolaşıp günlük gazetelerde çıkan haberlere geldiğinde de, basının bazen satır aralarında Türkiye gündemine dair çok önemli ipuçları verdiğinden bahsetmiştim. Özellikle birileri ve bazı güçler adına misyon yürüten bazı gazetelerdeki her haberin veriliş mantığını özel bir dikkatle irdelememiz gerektiğini ve bu tip gazetelerin önce soruyu sorup, bir müddet sonra da cevabını yazdığını ve bu birbirine soru-cevap korelasyonunda bağlı olan doğal denklemi birbirinden bağımsız şekilde, güya farklı haberler veriyormuşçasına aktararak gerçeğin kamufle edildiğini söyledim değerli hukukçu ağabeyime. O gün bazı örnekler vererek, misyon medyasının yürüttüğü bu soru - cevap tezgahını somutlaştırmaya çalışmıştım. Bugünkü (dünkü) Yeni Şafak gazetesinin birinci sayfasında yer alan bir haber, tam da anlatmaya çalıştığım denklemi özetleyen bir örnek teşkil ediyor. Haberin başlık ve spotu şöyle: "ABD Karadeniz'de yüzmek istiyor.""ABD, demokrasiyi yaymak ve suçla mücadele için savaş gemilerini Karadeniz'e göndermeyi planlıyor."Gazetenin kimin bülteni olduğu ve hangi güçlerin misyonunun temsilcisi olduğunu söylemeye gerek yok. Bu başlık ve spot, geçtiğimiz dönemde sorulan birkaç sorunun cevabını veriyor. Peki sorular neydi? TAYAD'lılar neden provoke etmek için Trabzon'u seçti? PKK neden Trabzon'a sızmak için büyük çaba sarfediyor? ABD, görünürde işine yaramasa da neden Trabzon, Samsun, Ordu ve Hopa'da askeri üs istiyor? Ve son olarak, neden bir başka Katolik papaz değil de, Trabzon'daki Katolik papaz öldürüldü?Dikkat edin bu sorular birkaç ay öncesinden başlandı sorulmaya ama cevabı daha yeni veriliyor. İşte mantık bu! Soruyu aylar öncesinden soruyorlar, cevabı ise hazmettire hazmettire alıyorlar!ABD'nin Karadeniz üzerindeki hesapları belli. Bir türlü sarkamadığı Karadeniz'e bir an önce sarkmak ve kontrolü ele geçirmek istiyor. 11 Eylül sonrasında Dünyanın diğer denizlerinde "Aktif Çaba" adı altında başlattığı "modern korsanlık" faaliyetlerini Karadeniz'e taşımak ve böylece Orta Asya ve Kafkaslar'ı kontrolü altında tutmak istiyor. Kendisinden habersiz hiçbir enerji koridorunun kurulmamasını, kurulanların da kontrolüne girmesini istiyor. Avrasya coğrafyasında başlattığı devrimler serisine sadece karadan ve havadan değil, bir de denizden bakmak istiyor! Büyük petrol ve doğalgaz yataklarının bulunduğu Karadeniz'i Türkiye'ye yar etmek istemiyor. Montrö Sözleşmesi'ni tarumar etmek, Çanakkale geçilmez düsturunu ayaklarının altında çiğnemek istiyor ABD. ABD'nin niyeti ve amacı bunlardan ibaretken, bizim misyon medyası da "ABD'nin demokrasiyi yaymasından ve suçla mücadelesinden" bahsedebilecek kadar düşebiliyor. Buna şaşırmamak lazım, çünkü o gazetenin bültenliğini yaptığı AKP iktidarı, Irak'taki ABD işgalini sonuna kadar desteklediğini ve orada akan yüzbinlerce Müslümanın kanını umursamadığını her fırsatta ifade ediyor. Son olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Cyril Svoboda ile yaptığı gizli görüşmede söylediklerinin yayınlanması, AKP zihniyetinin fenersiz yakalanmasının ibret verici bir örneğidir. Gül, Çek meslektaşına, "ABD, Irak'tan çekilirse İran damgalı İslam'ının önce Irak'a, sonra da Türkiye'ye sızmasını kimse engelleyemez." "ABD'li askerler çekilmesin" diyen Talabani'ye ve Barzani'ye boşuna kızıp, köpürüyoruz! Onlardan daha ilerisini bizzat bizim Dışişleri bakanımız söylüyor ve ABD işgalinin devamını hararetle savunuyor. Bu haberlerin çıkmasından sonra Dışişleri Bakanı Gül'ün "yalanlama" adı altında yaptığı açıklama daha da beter! Gül, bu açıklamaların gizli kapaklı olmadığını ve açık açık ifade edildiğini belirterek, ABD işgalinden yana olduklarını milletin huzurunda da teyit etmiş oldu. Misyon gazetelerini daha dikkatli takip etmeye, özellikle cevapsız bırakılan soruların cevaplarına özel bir ihtimam göstermeye devam edin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012