Daha sadece 7 yaşındasınız. Annenizin sayesinde Kur'an'ı daha o yaşta hatmedip 8 yaşında hafız olmuşsunuz. Gençliğiniz evinize en iyi hafızları getirip mukabele yapmakla geçmiş. Anneniz ve babanız sayesinde sık sık Bektaşi dergâhlarına gidip zikirlere katılmışsınız. 20'li yaşlara gelmişsiniz ve askeri okula giderken Ramazan aylarında arkadaşlarınızla teravih namazlarına katılıyorsunuz. Soyunuz anne ve baba tarafından Seyyid ve Şerif. Aradan yıllar geçmiş ve annenize, ailenize, size ve soyunuza ağıza alınmayacak hakaretler ediliyor ne hissedersiniz?
Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, yurdun dört bir yanını işgal kuvvetleri sarmış ve sizin önünüzde 3 seçenek var. Ya manda olmayı kabul edeceksiniz, ya hiçbir şey yapmadan öylece bekleyeceksiniz, ya da sizin gibi bağımsızlık uğruna ölmeyi amaç edinenlerle birlikte kurtuluş mücadelesi vereceksiniz kararınız ne olur?
Diyelim ki Çanakkale Savaşında komutan sizsiniz. Silahlarıyla, donanmasıyla, askerleriyle, kısacası zahirde her şeyiyle sizden üstün ve görkemli görünen İngiliz ve Fransız donanması, Çanakkale Boğazını geçmek üzereyken ve bunun gerçekleşmesi Türk milletinin tarihe gömülmesi anlamına geliyorken, herkes korku ve endişe içindeyken, çıkıp Conk Bayırı'nda askerlerinize, "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" diyerek bir milletin yeniden doğuşuna vesile oldunuz. Aradan bir asır geçmiş, alnını sizin sayenizde secdeye koyanlar size dinsiz iftirası atıyorlar ne yaparsınız?
Farz edin ki kurtuluş mücadelesini siz başlattınız. Önce Nevşehir Hacı Bektaş'ta bulunan Cemalettin Çelebi Hz.'nin dergâhına gittiniz ve orada geçirdiğiniz 3 günden sonra Kurtuluş Savaşının kararını burada verip 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkarak Bağımsızlık ateşini yaktınız. Aradan sadece 100 yıl geçmiş ve arkanızdan "Cumhuriyet'in kararı içki masasında verildi" diyenler ülkede cirit atıyor. Ne tepki verirsiniz?
Bir düşünün, bir yandan İstanbul'da bulunan İngiliz ajanları kurtuluş mücadelesini engellemek için Kuvva-yı Milliye'yi vatan haini, sizi deccal olarak ilan etmiş, hatta padişah hakkınızda idam kararı çıkarmış. Manidar olan ise hoca görünümlü haçlı âşıkları camilerde, "Yunan'a, İngiliz'e sığınalım" diyerek sizi kafir ilan ediyor. Önünüzde "ya istiklal ya ölüm" seçeneği var hangisini seçersiniz?
Yıkılan bir imparatorluktan imkansızlıklar içinde bağımsız, egemen bir Cumhuriyet inşa etmişsiniz. Bunu yaparken en tarihi günleri çocuklara ve gençlere bayram olarak hediye etmişsiniz. Yıllar önce aldığınız notlarda 15-20 yıl sonrasını görmüşsünüz. Lozan Antlaşmasında milletinizi ayırmak isteyenlere, "Bu topraklarda yaşayan bütün Müslümanlar Türk milletidir" ifadesiyle cevap vermişsiniz. Kısacası 72 milleti kardeş yapmışsınız. Sizin vefatınızdan sonra size ajan diyenler ülkede söz sahibi olmuşlar. Ne söylersiniz?
Siz Mustafa Kemal Atatürk'sünüz, Cumhurbaşkanı oldunuz. İslam dini suistimal edilmesin diye laik bir ülke kurdunuz. Dininize sımsıkı bağlı bir lidersiniz. Hatta özel hafızınız bile var. Bir devlet lideri olarak Cuma namazlarında hutbe dahi irad ediyorsunuz. Bütün halk size dualar ediyor. Ve vefat ettiğinizde bütün dünya ağlıyor. Siz son nefesinizi başınızı sağ tarafa doğru çevirerek "Ve aleyküm selam" diyerek veriyorsunuz. Sizin kurduğunuz Cumhuriyet'te sizin adınız silinmeye çalışılıyor. Hakkınızda çoğu belgeler gizlenmiş ve yalanlarla dolu bir tarih kaleme alınmış. Sizi sevdiğini iddia edenler dinsiz olarak tanıtılmanızdan faydalanıyor, size dinsiz diyenler ise İngiliz ajanlığı yaparak İslam dinini kullanıyor. Siz Atatürk'ün yerinde olsaydınız ne yapardınız?
Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, yurdun dört bir yanını işgal kuvvetleri sarmış ve sizin önünüzde 3 seçenek var. Ya manda olmayı kabul edeceksiniz, ya hiçbir şey yapmadan öylece bekleyeceksiniz, ya da sizin gibi bağımsızlık uğruna ölmeyi amaç edinenlerle birlikte kurtuluş mücadelesi vereceksiniz kararınız ne olur?
Diyelim ki Çanakkale Savaşında komutan sizsiniz. Silahlarıyla, donanmasıyla, askerleriyle, kısacası zahirde her şeyiyle sizden üstün ve görkemli görünen İngiliz ve Fransız donanması, Çanakkale Boğazını geçmek üzereyken ve bunun gerçekleşmesi Türk milletinin tarihe gömülmesi anlamına geliyorken, herkes korku ve endişe içindeyken, çıkıp Conk Bayırı'nda askerlerinize, "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" diyerek bir milletin yeniden doğuşuna vesile oldunuz. Aradan bir asır geçmiş, alnını sizin sayenizde secdeye koyanlar size dinsiz iftirası atıyorlar ne yaparsınız?
Farz edin ki kurtuluş mücadelesini siz başlattınız. Önce Nevşehir Hacı Bektaş'ta bulunan Cemalettin Çelebi Hz.'nin dergâhına gittiniz ve orada geçirdiğiniz 3 günden sonra Kurtuluş Savaşının kararını burada verip 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkarak Bağımsızlık ateşini yaktınız. Aradan sadece 100 yıl geçmiş ve arkanızdan "Cumhuriyet'in kararı içki masasında verildi" diyenler ülkede cirit atıyor. Ne tepki verirsiniz?
Bir düşünün, bir yandan İstanbul'da bulunan İngiliz ajanları kurtuluş mücadelesini engellemek için Kuvva-yı Milliye'yi vatan haini, sizi deccal olarak ilan etmiş, hatta padişah hakkınızda idam kararı çıkarmış. Manidar olan ise hoca görünümlü haçlı âşıkları camilerde, "Yunan'a, İngiliz'e sığınalım" diyerek sizi kafir ilan ediyor. Önünüzde "ya istiklal ya ölüm" seçeneği var hangisini seçersiniz?
Yıkılan bir imparatorluktan imkansızlıklar içinde bağımsız, egemen bir Cumhuriyet inşa etmişsiniz. Bunu yaparken en tarihi günleri çocuklara ve gençlere bayram olarak hediye etmişsiniz. Yıllar önce aldığınız notlarda 15-20 yıl sonrasını görmüşsünüz. Lozan Antlaşmasında milletinizi ayırmak isteyenlere, "Bu topraklarda yaşayan bütün Müslümanlar Türk milletidir" ifadesiyle cevap vermişsiniz. Kısacası 72 milleti kardeş yapmışsınız. Sizin vefatınızdan sonra size ajan diyenler ülkede söz sahibi olmuşlar. Ne söylersiniz?
Siz Mustafa Kemal Atatürk'sünüz, Cumhurbaşkanı oldunuz. İslam dini suistimal edilmesin diye laik bir ülke kurdunuz. Dininize sımsıkı bağlı bir lidersiniz. Hatta özel hafızınız bile var. Bir devlet lideri olarak Cuma namazlarında hutbe dahi irad ediyorsunuz. Bütün halk size dualar ediyor. Ve vefat ettiğinizde bütün dünya ağlıyor. Siz son nefesinizi başınızı sağ tarafa doğru çevirerek "Ve aleyküm selam" diyerek veriyorsunuz. Sizin kurduğunuz Cumhuriyet'te sizin adınız silinmeye çalışılıyor. Hakkınızda çoğu belgeler gizlenmiş ve yalanlarla dolu bir tarih kaleme alınmış. Sizi sevdiğini iddia edenler dinsiz olarak tanıtılmanızdan faydalanıyor, size dinsiz diyenler ise İngiliz ajanlığı yaparak İslam dinini kullanıyor. Siz Atatürk'ün yerinde olsaydınız ne yapardınız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018