Demokratik hukuk sisteminin araçlarından olan siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin vazifesi, milletin sorunlarına demokratik yollardan çözümler üretmektir. Hukuk sisteminin verdiği yetkiler çerçevesinde teşkilatlanmasını sağlayan her parti teşkilatı, seçimlere girmeye hak kazanır. Teşkilatlarını hukuk çerçevesinde devam ettiren, istenilen şartları yerine getiren her parti seçimlere girer. Milletin ve devletin sorunlarına çözümler sunar. Bu siyasi süreç normal şartlar altında böylece devam eder?Son yıllarda yaşanan siyasi süreç, normal bir süreç olmaktan çıkmış, ülkenin bölünmez bütünlüğü tehlikeye düşmüştür. Devlet geleneğine uymayan devlet adamlığı profili oluşmuş; asırlık kültür, siyaset ve din anlayışımız tarumar edilmiş. Topraklarımız, madenlerimiz, kamu kuruluşlarımız, özelleştirilmek adı altında yabancılara peşkeş çekilmiş, terör örgütü ile masaya oturulma aşamasına gelinmiş, tehdit algılamalarımız değişmiştir.Gerek devlet, gerek millet adına çok mühim tavizler verilmeye devam edilmekte, tabir yerindeyse her konuda tel tel dökülen bir yapı arz etmekteyiz. Madem ki yaşanan süreç devletin bölünmez bütünlüğünü tehdit eder hale gelmiştir. O zaman siyasiler de bu sürece göre tavırlar takınmak zorundadırlar. İktidarın bu tehlikeli gidişine dur diyebilmek için kendi aralarında mutabakatlar oluşturup, ciddi işlere imzalar atmalıdırlar. Gördüğü lüzum üzere "siz baş olun ben ayak" çağrısıyla elinde "Milli Ekonomi Modeli" ve "Sosyal Devlet Milli Devlet" projeleriyle siyaset hayatına giren ve gerçekten de siyasete farklı bir soluk ve seviye getiren Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yine gördüğü tehlike karşısında milletimizi ve siyasileri uyarma lüzumunu hissetmiştir.Prof. Dr. Haydar BAŞ referandumdan hemen sonra yapmış olduğu basın açıklamasında; "ülkenin getirildiği şu noktada peşkeşçi zihniyeti yok etmek için Halkçı ve Milliyetçi tabanın birlik oluşturması gerektiğini" söylemiştir.Sayın Baş bu konuda çok çarpıcı açıklamalar yaptılar: "Söz konusu vatan, millet ve devlet olduğuna göre biz bütün iddialarımızı arzularımızı yeminle söylüyoruz bir tarafa bırakırız. Gelsinler merkez olsunlar. Bakınız, buna rağmen kendileri vazife yapamadıkları halde % 42 oy alındı. Sayın Masum beyi de işin işine koysunlar, bir merkez oluşsun; en az % 50 alır, diğer taraf da % 35 i geçemez. Tek başına bu birlik iktidar olur ve bunların yaptıkları da heba olur gider. Yapılacak iş budur. Şimdi siz gerek milliyetçi tabana, gerek ulusalcı tabana bunu anlatın. Birlikten beraberlikten başka çıkar yol yok?"Ulusal bütünlüğümüzü, devlet ve milletimizin geleceğini düşünen siyasilere düşen görev; bu birliği oluşturmak için her türlü fedakarlığa katlanmaktır. Eğer siyasiler ellerini çabuk tutmaz, Sayın Baş'ın çağrısına kulak vermezlerse; üzerinde siyaset yapacak vatan toprağını bulmakta zorlanacakları günler yakındır.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Suriye’de oynanan oyunlardan kim kârlı çıkacak? / 13.12.2024
- Hüseyin Baş, 'ABD ve İsrail emellerine ulaştı' diyor / 12.12.2024
- Suriye asıl sahiplerinin eline mi geçti? / 11.12.2024
- Halep oradaysa arşın buradadır / 10.12.2024
- Her insanın ameli boynuna bağlanacak / 09.12.2024
- İffeti olmayandan doğruluk beklenmez / 07.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Suriye’de oynanan oyunlardan kim kârlı çıkacak? / 13.12.2024
- Hüseyin Baş, 'ABD ve İsrail emellerine ulaştı' diyor / 12.12.2024
- Suriye asıl sahiplerinin eline mi geçti? / 11.12.2024
- Halep oradaysa arşın buradadır / 10.12.2024
- Her insanın ameli boynuna bağlanacak / 09.12.2024
- İffeti olmayandan doğruluk beklenmez / 07.12.2024