Sığınılacak varlık, yalnız Allah’tır
Yardım talebi ile sığınılacak varlık, yalnız Allah'tır. Bu hâli velilerde görüyoruz. Velilerin kalbi ne kadar saf, halleri ne kadar temiz. Amellerindeki ihlâs derecesi ne kadar yüce
17.10.2023 21:00:00 / Güncelleme: 18.10.2023 07:06:09
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyuruyor:
Bazı büyük zatlara halktan bir şey istemek hali arız olur. Onlara göre, dilenci olma hali ile olmamanın bir üstünlüğü yoktur. Bu hal, bazı veli zatlarda görülür. Onlar bunu bir hikmete mebni yapar. Bir rivayete göre, Ebu Hasan Nuri böyle yapanlardan biridir. Onu bu halde gören bir zat şöyle anlatıyor:
Dilencilik etmeyi doğrusu ona çok gördüm. Cüneyd Hazretlerine gidip durumu anlattım.
Şöyle buyurdu: "Çok görme. O dilenirken halka ahiret için bir şeyler kazandırır. Onun bu hali zararlı değildir. Çünkü karşılığında çok üstün şeyler verir. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: 'Veren el, alan elden üstündür.' Burada veren Nuri'dir. Açıkta bir şey alıyor ama kazandırdığının yanında lâfı olmaz. Tefsirciler şöyle anlatır: O dünyalık mal alırken, manevî ecir ve sevap veriyor."
Bundan sonra Cüneyd (r.a.) bir terazi istedi. Yüz dirhem kadar bir dünyalık tarttı. Sonra tartılmayan arasından bir avuç aldı ve tartılana kattı. Sonra bana, "Bunları al, Nuri'ye götür" dedi.
Kendi kendime, "Bu ne biçim iş" dedim. Tartılan malum. Ya, öbürünü niçin kattı? Halbuki o, hakim bir zattır. Bir şey sormaya utandım, doğrusu. Keseyi aldım, Nuri Hazretlerine ilettim. O da aynı şekilde bir terazi istedi ve yüz dirhemi tarttı, bana verdi. Kalanı alıkoydu ve şöyle dedi: "Senden bir şey kabul etmiyor. Yüz dirhemden artanı aldı, diye söyle."
Bu haller karşısında hayretim arttı. Nuri Hz.'den durumu açıklamasını talep ettim, şöyle buyurdu: "Cüneyd Hz. hikmet sahibi insandır. Yüz dirhemi kendisi için tarttı. Ahiret sevabını talep ediyordu. Tartısız attığı miktar da Allah rızasına işarettir. Onu da ben aldım. Kendi hakkını da iade ediyorum."
Cüneyd Hz.'ne vardığımda durumu anlattım, ağladı ve şöyle buyurdu: "Allah ona rahmet eylesin. Kendisine ait olanı aldı, bize olanı da yolladı." Yardım talebi ile sığınılacak varlık, yalnız Allah'tır. Şimdi bir bak. Onların kalbi ne kadar saf, halleri ne kadar temiz... Amellerindeki ihlâs derecesi ne kadar yüce. Saf halleri o kadar ileri ki, bir konuşma olmadan dahi, kalplerini okuyor ve ona göre hareketlerini tanzim ediyorlar.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Bazı büyük zatlara halktan bir şey istemek hali arız olur. Onlara göre, dilenci olma hali ile olmamanın bir üstünlüğü yoktur. Bu hal, bazı veli zatlarda görülür. Onlar bunu bir hikmete mebni yapar. Bir rivayete göre, Ebu Hasan Nuri böyle yapanlardan biridir. Onu bu halde gören bir zat şöyle anlatıyor:
Dilencilik etmeyi doğrusu ona çok gördüm. Cüneyd Hazretlerine gidip durumu anlattım.
Şöyle buyurdu: "Çok görme. O dilenirken halka ahiret için bir şeyler kazandırır. Onun bu hali zararlı değildir. Çünkü karşılığında çok üstün şeyler verir. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: 'Veren el, alan elden üstündür.' Burada veren Nuri'dir. Açıkta bir şey alıyor ama kazandırdığının yanında lâfı olmaz. Tefsirciler şöyle anlatır: O dünyalık mal alırken, manevî ecir ve sevap veriyor."
Bundan sonra Cüneyd (r.a.) bir terazi istedi. Yüz dirhem kadar bir dünyalık tarttı. Sonra tartılmayan arasından bir avuç aldı ve tartılana kattı. Sonra bana, "Bunları al, Nuri'ye götür" dedi.
Kendi kendime, "Bu ne biçim iş" dedim. Tartılan malum. Ya, öbürünü niçin kattı? Halbuki o, hakim bir zattır. Bir şey sormaya utandım, doğrusu. Keseyi aldım, Nuri Hazretlerine ilettim. O da aynı şekilde bir terazi istedi ve yüz dirhemi tarttı, bana verdi. Kalanı alıkoydu ve şöyle dedi: "Senden bir şey kabul etmiyor. Yüz dirhemden artanı aldı, diye söyle."
Bu haller karşısında hayretim arttı. Nuri Hz.'den durumu açıklamasını talep ettim, şöyle buyurdu: "Cüneyd Hz. hikmet sahibi insandır. Yüz dirhemi kendisi için tarttı. Ahiret sevabını talep ediyordu. Tartısız attığı miktar da Allah rızasına işarettir. Onu da ben aldım. Kendi hakkını da iade ediyorum."
Cüneyd Hz.'ne vardığımda durumu anlattım, ağladı ve şöyle buyurdu: "Allah ona rahmet eylesin. Kendisine ait olanı aldı, bize olanı da yolladı." Yardım talebi ile sığınılacak varlık, yalnız Allah'tır. Şimdi bir bak. Onların kalbi ne kadar saf, halleri ne kadar temiz... Amellerindeki ihlâs derecesi ne kadar yüce. Saf halleri o kadar ileri ki, bir konuşma olmadan dahi, kalplerini okuyor ve ona göre hareketlerini tanzim ediyorlar.
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.