Bu aralar sosyal medyada ilginç bir karikatür var. Adaletin simgesi olan terazili kadın, ABD'nin emperyalist anlayışının simgesi olan özgürlük heykelinin kollarında... Altında da şu cümleler; "Adalet kötü yola düştü". Şimdi seçim yaklaştı. Siyasilerimizin, gerek mecliste ve gerekse meydanlarda bir türlü ayar veremedikleri dilleri iyice keskinleşti. Kısaca siyasetçilerimizin üslubu sokağa düştü?İnsan bir haline bakar? Hele bu insan veya insanlar toplumun önündeyse binlerce kez haline bakar; Ben, ne dedim, ne yaptım sorgulamasında bulunur. Olur ya! İnsan beşerdir. Şaşarda? Şaşmışsa iç dünyasında tövbesini yapar, toplum önünde de özrünü dile getirir.Ama nerde? Bugün toplumun önüne geçen kişi ve anlayışlar dün, kendisini haklı göstermek için kurduğu cümleleri, ettiği lafları şimdi siyasi rakiplerini küçümsemek, alçaltmak için kuruyor. Bugünlerde ses ve görüntü kasetlerinin muzdaripi AKP ve genel başkanı. Bugün muzdarip olanlar geçmiş dönemlerde, MHP'lilerin kasetlerinden haberdar olduklarını ifade edip, bunları durdurmakla övünüyor. Tabi geçen seçim öncesi yaşadığımız kaset skandalları ve iktidarın bıyık altı dalgalı gülüşlerle "sizi gidi sizi?" duruşu malumunuz. Şimdi seçim kapıda ve başbakan böyle bir açıklama ihtiyacı hissediyor. Neden acaba? Bu sorunun cevabı verilir veya verilmez ama MHP genel başkan yardımcısı Oktay Vural'ın, Erdoğan'ı, kendi siyasi geleceklerini ortaya koyarak üstüne birde "şerefsizlik, namussuzluk, alçaklık" kavramlarını ekleyerek, Başbakanı ispata çağırması (engellediğin kasetleri açıkla) illa ki bir karşılık beklemektedir. İnsan, önce haline bakmalı dedik ya! AKP'li Nurettin Canikli'de, CHP için demediğini bırakmadı. Hitler'den girdi, Esad'ta durakladı, Gülen'den çıktı ve CHP'nin, koltuk için, iktidar için şeytanla bile ittifaka gireceğini iddia etti. Tabi gündemi takip eden biri olarak "bu kadar olmaz" diyorum. İnsan hiç haline bakmaz mı? Haddini bilmez mi?Basit bir soru sorayım; "İktidar için gerekirse papaz elbisesi bile giyerim" sözü kime aittir. Şeytana geleceğim ama şu soruyu da sormak istiyorum; Irak, Afganistan, Libya gibi İslam coğrafyasının talanında, işgalinde AKP, kimler ile ittifak etti? Hitler mi, Bush mu, Obama mı? Canikli, şimdilerde kavgalı oldukları Cemaat ile CHP'nin yakınlaştığını, ittifak edeceklerini iddia ediyor. Her istediklerini veren, bu yollarda beraber yürüyen, siz değil miydiniz?Şeytan meselesine gelince? Hatırlıyorsunuz! AKP, PKK diyalog iddiaları gündemdeyken Erdoğan, "PKK ile görüşeni de, görüştüklerini iddia edeni de (ispata çağırmış) namussuzluk ve alçaklıkla suçlamıştı. Sonrasında PKK ile görüşmelerin bilgi ve belgeleri ortalığa saçılınca bizzat başbakan, "evet, görüştük, gerekirse yine görüşürüz" demişti. Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik ise bir adım daha ileri giderek, katillerle el sıkışılmasına "hayır" diyenleri kısa yoldan susturmak, haklı çıkmak vs. için "şeytanla bile görüşeceklerini" ifade etmişti. Dikkat ettiyseniz! Ortaya ilginç bir denklemde çıktı; CHP-Cemaat yakınlaşmasının (!) şeytanla ilişkilendirilmesi. AKP-PKK pazarlık ve anlaşmalarının şeytan üzerinden meşrulaştırılması? Nedir bu şeytandan çektiğimiz? * * *Bizimkiler üzerine almasınlar!Bir İngiliz bakan, 2007 yılından 2012 yılına dek ülkede çalışma izni olan temizlikçinin, bu tarihten sonra kendisine sahte belgeler temin ettiğini. Bu sahtekarlığı 6 Şubat 2014 tarihinde fark ettiğini ve anında durumu İçişleri Bakanlığı'na bildirip, istifa kararı aldığını açıkladı.Bakan Harper, Başbakanı David Cameron'a yazdığı açık istifa mektubunda şöyle diyordu; "Hiçbir noktada yasaları çiğnememiş olsam da, göç yasalarını sıkılaştırmak için çalışmalar yürüten bir bakan olarak, böyle konularda kendimi sıradan insanlardan daha yüksek kriterlerle yargılamalıyım?"Başbakanı ne yapmış?David Cameron; "Harper'ın bile bile yasadışı bir göçmen çalıştırdığını ima eden hiç bir delil bulunmadığını, (hukuka vurgu) ancak durumun hassasiyeti nedeniyle bakanın istifasını üzülerek kabul etmek zorunda kaldığını" söyledi?Dedim ya! Bizimkiler üzerine alınmasın?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025