Ülkemizde yaşanan şiddet olaylarındaki artış gözle görünür bir hâl almıştır. Çözüm için gündelik pansuman tedbirler ve gündelik siyaset bir yana bırakılıp, kalıcı adımlar atılmalıdır. Tabii ki öncelikle problemin kaynağı ve sebepleri bilimsel olarak tespit edilmelidir. Sorun doğru tespit edilmediği taktirde uygulanacak tedavi hiçbir işe yaramadığı gibi sorunu daha da içinden çıkılmaz hâle sokmaktadır.Evet ortada bir değil binlerce sorun vardır ve her sorunun içinde insan olduğuna göre sorunun kaynağı da insandır. İşte bu temel tespitten yola çıkarak insan meselesinin hâlli yolunda bilimsel çözümlere baş vurmalıyız. İnsanı tanımadan, insanla alakalı hiçbir probleme çözüm bulmak mümkün değildir.Öncelikle şu anki yaşanan toplumsal sorunlara ne kadar doğru teşhis konuluyor ona bakalım:Uygunsuz araç kullanımı sayesinde trafik kazaları olmaktadır. Yapılan teşhis; trafik terörü?Birbiri ile sorun yaşayan insanlar bıçağı ya da silahı çektiği gibi karşıdakinin hayatına kastediyor. Yapılan teşhis; maganda cinayeti?Birileri her ne sebepten olursa olsun köy basıyor ve çoluk çocuk, kadın erkek, onlarca kişiyi katlediyor. Yapılan teşhis; töre cinayeti?Doğusuyla batısıyla bir vatan sathında sosyal problemler yaşanıyor. Millet işsizlikle eğitimsizlikle, açlıkla yoklukla boğuşuyor. Vatandaşlar, özellikle de güvenlik güçleri teröre kurban gidiyor. Yapılan teşhis; Kürt sorunu?Kadınlar için örtünmek Allah'ın emirleri arasında yer almasına rağmen ve her isteyen istediği şekilde başını örtme özgürlüğüne kavuşamamasına rağmen, koca koca adamlar teşhisi koyuyor ve hala işin ruhundan uzak ve şekilcilikle uğraşıyorlar ve diyorlar ki; sorun türban sorunudur, çünkü baş örtüsü ayrı türban ayrı?Örnekleri çoğaltmak mümkün ama bu kadarıyla yetinelim. Yukarıda değindiğimiz konularda yapılan teşhislerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Soruna farklı pencerelerden bakıldığı için yapılan tespitlerde bilimsellikten ziyade nefsi davranışlar ve yanlış düşünceler hakim olmakta böylelikle çözüm gerçekleşmemektedir.Türk Milleti asırlardır inancıyla ahlakıyla töreleriyle var olmuş bir toplumdur. Gerek kendi içinde gerekse de diğer toplumlarla sorunsuz yaşamıştır. Bu milletin vasfı sevgi toplumu idi?Her gittiği yere sevgi, barış huzur getirmiş, hem kendi toplumunu hem de ilişki kurduğu toplumlar ile ilişkilerini huzur ve barış içerinde yaşatmasını bilmişti?Geçen zaman zarfında teknolojik olarak gelişen insanlık maalesef ruhi ve manevi olarak gelişmesini tamamlayamadı. Yüce Allah'ın emir buyurduğu ölçülerin dışına çıkılarak kendi icat ettiği kanunlarla beşeri münasebetler oluşturuldu. Helal haram sınırı ihlal edildi. Şiddet sevginin yerini almaya başladı. Sevgi toplumundan şiddet toplumuna doğru süratli bir gidiş başladı. Ve böylece insan, tanınmaz hale dönüştürüldü. İnsanı tanımaktan uzak kanun koyucular, fikir üreticileri, liderler, sosyal bilimciler yanlış teşhisten yola çıkarak çözüm üretmeye kalkıştılar. Gelinen nokta meydandadır. İnsanımız problem yumağı haline dönüşmüştür. Genel problemlere suni ve bölgesel adlar konmaktadır.En küçüğünden en büyüğüne problemlerin çözümü; insanın maddesiyle ruhuyla tanınarak, eğitilerek, beslenerek yeterli bir seviyeye getirilmesine bağlıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025