Şerif Hüseyin, Mısır seferi için teklif edilen Başkomutanlığı kabul etmemekle birlikte Osmanlı hükümeti ile iyi ilişkiler kurmaya ve dostluk göstermeye gayret eder. Diğer yandan IV. Ordu Komutanı Cemal Paşaya aşırı dostluk gösterir ve ihtiyacı olan bilgileri onunla yaptığı sohbet toplantılarında öğrenir. İmkanların müsait olduğu zamanı Temmuz ortalarına yakalayarak harekete geçer Bu imkanlar şunlardır:1-Alman Subaylarının da Arapları kazanmak için Osmanlı'dan daha iyi davranmaları 2-Hicaz valisi Galip Paşanın aczi 3-Osmanlı Ordusunun Çanakkale de toplanarak şiddetli bir savaşa girişmesi. 4-Osmanlı Ordusunun Irak'ta Şuayyibede yenilmesi. 5-Hicaz ve Suriye'de ki Osmanlı askerinin ekserisinin savaş bölgelerine gönderilmesi.Yukarıdaki imkanları, Arap devletinin kurulması için büyük bir fırsat olarak değerlendiren Şerif Hüseyin, Çanakkale savaşlarının en kanlı döneminde Mısır'da ki İngiliz Komseri Mak Mahon'a bir mektup göndererek askeri ve siyasi ilişkiye geçer. Temmuz 1915 ortalarında gönderdiği mektupta kuracak olduğu devlete ait toprakları da belirtir.Bu topraklar Şunlardır: Kuzeyde, Mersin ve Adana'nın da dahil olduğu, Torosların güneyinde İran hududuna kadar uzanan Antep, Diyarbakır, Urfa Mardin şehirlerinin de dahil olduğu yerler, Basra Körfezine kadar bütün Irak torakları, batıda Suriye ve Filistin topraklarının tamamı Akdeniz ve Kızıl Deniz doğusundaki Arap topraklarının tamamı.Mak-Mahon, bu mektubu hemen Londra'ya gönderir. İngiliz Hükümeti bu mektubun uygulanmasının mümkün olmadığını görür.Bunun en büyük nedeni,bu konuda tek başına değil müttefikleri ile beraber hareket edecek olmasıdır. Ayrıca Osmanlıya karşı kesin zafer kazanılmış olsa dahi bu toprakların hepsinin Şerif Hüseyin'e verilmesi mümkün değildi. Fransa'nın Suriye topraklarında istekleri vardı. Irak topraklarında da Hindistan hükümetinin istekleri vardı.Bu durumda Emir Hüseyin'e hayır demek de mümkün değildi.Hayır dese,Arap ülkelerinde Arap aşiretlerini emperyalist amaçlarla elde edebilmek için Osmanlıya dahi rekabete girişen ve onlara çok iyi davranan Alman'lar vardı. Şerif Hüseyin onlarla da işbirliğine girişebilirdi. Bu nedenle İngiliz hükümeti hayır da diyemez. En iyi çare olarak biraz ümit vererek oyalamaktı.Bu düşünce ile Mak-Mahon 30 Ağustos 1915'de Şerif Hüseyin'e bir karşılık verir.Askeri ve siyasi işbirliğinin kurulacağını bildirirken sınırlar üzerinde tartışmanın zamanının gelmediğini bildirir.Şerif Hüseyin, Mak-Mahon'un mektubuna 8 Eylülde arap ileri gelenlerini toplayarak karar alır ve 9 Eylül 1915 de Mak-Mahon'a karşılık verir. Öz Arap olan Halep Hama Humus ve Şam bölgelerinin Fransızlarca işgaline Arapların silahla karşı koymaları gerektirir. Ancak Adana ve Mersin bölgelerinden vazgeçebilirim diye yazar. Şerif Hüseyin Arapların oturduğu topraklardan bu karşılığı ile taviz veremeyeceğini bildirir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011