Ülkemiz, 2009 yılının Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin atmosferine girmeye başladı. Siyasi partilerin belediye başkan adayları yavaş yavaş belli olmaya başladı. Seçimler demokratik yaşantımızın olmazsa olmazıdır sevgili okurlar ama seçim sözcüğünü duymaya başladığımız anda seçim süreci farklı bir tarzda cereyan ediyor ülkemizin dört bir yanında.Sahi siz bulunduğunuz bölgede seçim sürecinin başladığını nasıl anlıyorsunuz? Bu anlamlı soruya duyarlı okuyucuların biraz düşündükleri vakit şu cevabı verdiklerinden asla kuşku duymuyorum.- Kömür ve gıda dağıtımının artmasından,? Siyasi partilerin daha önce dışladığı kesimlere birden bire kucak açmasından,? İşsiz gençlere iş vaadi verilmesinden,? Halka şirin gözükmek için olmadık işlerin yapılmasından v.sBenim aklıma gelenler kısaca bunlar. Sizler bu maddeleri çoğaltabilirsiniz.Bu tür eylemler ve söylemler ufukta bir seçimin olduğunu haber verir bize. Seçime üç-dört ay kala yoğun bir faaliyet başlar sokaklarda ve caddelerde sevgili dostlar.Siyasi partiler birden atağa kalkarlar. "Ne yapıp edip oyumuzu artıralım" hesabı içerisindedirler.Bu atmosferde avantajlı durumda olan kesim ise iktidar partisi ve o bölgenin mevcut belediye başkanlarıdır. Avantajlı durumda olanlar bunlardır.Yıllardır seçmenler kömür ve poşet dağıtımıyla kandırılmaktadır. Bilinçli seçmene söylenecek hiç bir söz yoktur. O akıl süzgecinde tüm adayları değerlendirerek oyunu kullanır. Bulunduğu şehrin ufkunu açacak, sorunlara çare olabilecek programı ve projesi olan aday ve partiler üzücü ama hep ikinci planda kalır seçim sürecinde. Neden kalmasın ki seçmenle; plan-proje arasına kömür ve kumanya poşetleri girmektedir de ondan.Seçim zamanı dışında bambaşka bir parti seçim sürecinde ise "Türkiye'nin partisi ve tüm kesimleri kucaklıyoruz" söylenerek halka şirin görünmeye çalışılmaktadır. Geçmişte savaş açtığınız görmek dahi istemediğiniz insanlara kucak açıp övgüler yağdıracaksınız. Bunları niçin yapılıyor oylarını almak için.Türkiye'de siyaset ne acıdır ki yarım asırdır aynı mantıksızlık ekseninde yapılıyor.Dağıtılan gıdalar o aileye en fazla bir hafta yetiyor. Diğer zamanlarda bu insanlar nasıl yaşamlarını devam ettiriyorlar bu hiç düşünülmüyor. Amaç oyu aldın mı iş bitiyor. Sonrasını düşünen beri gelsin.Netice itibariyle seçmen olma bilinci müşterilik düzeyine inince, seçmen her seçim süresince "daha çok dağıtana" oyunu veriyor. Yerel yönetimler seçimlerinin yaklaştığı bu günlerde demokratik yapımıza siyasal sistemimize büyük zarar veren müşteri seçmen anlayışına bir son vermek gerekiyor.Bu alışkanlıklardan kurtulmak kolay değil bunu biliyorum ama siyasi partilerde bu kolaycılığı kolay kolay terk etmezler.Ama bu böyle gitmez ve gitmemeli. Belki seçmenlerin kendilerini oy deposu olarak gören,kömür ve erzak dağıtıp oyunu isteyen siyasi partilere karşı artık gözlerini açmaları,her seçimde uzatılan bu oltaya takılmamaları ile iyi bir başlangıç yapmaları neden olmasın.Okuyucularımızın mübarek Kurban Bayramını candan kutlarım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012