Rusya'yı ayağa kaldıran Prof. Dr. Haydar Baş Bey ne yazık ülkemizde halen gizleniyor. Rus vekillerin, İstanbul'da imzalanan mutabakat metninden önce Türkçe olarak "Haydar Hocaya ihtiyacımız var" ve "Dünyanın Haydar Hocaya ihtiyacı var" demesine, Türkiye'de olması gereken tepkiyi göremedik. Boyalı basının, gazeteci dahi gönderme cesareti gösteremediği mutabakatta Rus vekiller, değişen İslam algısı üzerinde durdular ve Müslüman'a hak vermekten bahsettiler.Dedesi bir keşiş olan Profesör Dr. Lisiçkin mutabakat konuşmasında, Sayın Baş için, "Eserlerinde İslam âleminin birleşmesi tezi var. Böyle birleştirme peygamberlere has bir iş" yorumunda bulundu. Kısaca Rusya, Sayın Baş'ı tanıdıkça gerçek Müslüman'ı seviyor ve İslam'a yaklaşıyor. Batı gibi İslam'ı kendisine karşı düşman görmüyor, İslam âleminin birleşmesinden de korkmuyor. MEM'de yer alan gelir dağılımında adalet, yani adil paylaşım, baba devlet anlayışı, faizin sömürüsünden uzak bir piyasa dengesi Rusları çok etkiledi. Ancak Sayın Baş'da, bugün 'Allahu Ekber' diyerek Müslüman boğazlayan Müslüman'ın dışında bir kimlik buldular ve bundan daha da fazla etkileniyorlar. Rus vekiller ve öncesinde tanışılan Rus akademisyenler Haydar Hoca'nın Müslümanlığı için, "İngiliz etkisinden uzak, Kur'an ve İslam peygamberinin hayatındaki İslam" yorumunda bulundular. Hakikat de budur. Sayın Baş'ın bugün Rusya'yı getirdiği insan merkezli, barışçıl, din ve dil ayrımı yapmadan insan hakları sunan politikası aslında büyük Türk İslam medeniyetidir. MEM bunun ekonomik ayağıdır; Sosyal Devlet-Milli Devlet siyasi kısmıdır. Ancak tamamı, yitirilen Türk İslam medeniyetinin tekrar yaşanır hale gelme yoludur. Kendisi, Ehl-i Beyt külliyatı ile Şii-Sünni kardeşliği üzerine ciddi bir açılım gerçekleştirdi. Bu açılım, özünde Hz. Peygamberden sonra değiştirilen ve rotasından sapan İslam'ı tekrar rayına sokma gayretidir. Son TV programında, Türkiye'de bugüne kadar hâkim olan değişmiş İslam zihniyetinden bahsettiler. Böyle büyük bir Müslüman Türk yaklaşımının Türkiye'de gizlenmesi de ancak dezenformasyona uğramış bir İslam algısı ile açıklanabilir.Sayın Baş'ın, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler isimli bir eserleri var. Bu eserde, 1710 yılında İngiliz Sömürgeler Bakanlığının emri ile Mısır, Irak, İran, İstanbul ve Hicaz bölgesine ajan olarak gönderilen Humper'ın hatıratları yer alıyor. İngiliz Sömürgeler Bakanlığı, Müslüman coğrafyaları ele geçirmek için İslam dini üzerinden bir program hazırlamıştır. Müslümanların güçlü ve zayıf yönleri belirlenmiş, güçlü noktaların nasıl zayıflatılacağı madde madde yazılarak ajanlara dağıtılmıştır: 1- Sünni ve Şii Müslümanlar arasında mezhebi ihtilafları körüklemek, 2- Müslümanların ırkçı ve milliyetçi duygularını kamçılamak, 3- Din âlimleri arasına Sömürgeler Bakanlığının yetiştirdiği âlimleri(!) sokmak, 4- Kâfirlerin necis olduğu düşüncesini Müslümanların kafalarından silmek, 5- Müslümanları, Peygamberin dinden maksadının sadece İslam olmadığına, Yahudi ve Hıristiyanların da hak olduğuna inandırmak, 6- Kilise yapımına zemin oluşturmak, 7- Müslüman kadınları tesettürden uzaklaştırmak, 8- Müslümanların elindeki Kur'an'ın gerçek Kur'an olup olmadığı yönünde kuşku uyandırmak, 9- İçki, kumar, fesat, fuhşu yaymak, domuz eti kullanmayı teşvik etmek. Özellikle 2000 senesinde Hıristiyan âlemi tarafından ilan edilen milenyum senesinden sonra Türkiye'de din üzerinde ciddi bir furya başladığını hepimiz hatırlıyoruz. Yukarıda bazılarını verdiğimiz İngiliz Sömürgeler Bakanlığının Müslümanlar üzerindeki yıkıcı çalışmalarına ülkemizde de örnekleriyle şahit olduk. Şimdi, Haydar Hocanın tüm dünyada etkisi görülen, siyasi ve sosyal çalışmalar ile dünyayı İslam'a yaklaştıran çalışmalarının Türkiye'de neden ses getirmediğini daha iyi anlıyoruz ve ülkemiz ve insanımız adına üzülüyoruz. Zira ülkemiz bir sömürü ülkesi gibi etki altında ve insanımızın düşünceleri esir edilmiş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018