Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ufuk Akgün, ekonomide 1994 ve 2001 yıllarında yaşanan krizler öncesine benzeyen bir ortamın oluştuğunu ileri sürerek, bunun kendilerini endişelendirdiğini söyledi. Akgün, döviz kuru ve istihdam vergileri nedeniyle AB ülkelerinden bile daha yüksek maliyetlerde üretim yapmak zorunda kaldıklarını savundu. Son üç ayda 4 yabancı bankanın 20 milyar dolarla piyasaya girdiğini belirten Akgün, "Bu, Türkiye üzerinde oynanan bir oyun. Dış ticaret açığı ihracatla kapatılmak yerine, bu para kullanılıyor. (İhracat artıyor deniyor) ama bunun 4.5 milyar doları zaten dolar ve Euro arasındaki parite farkından kaynaklanıyor. Ekonomide 1994 ve 2001 yıllarında yaşadığımız krizler öncesindeki duruma benzeyen gelişmeler oluyor. Bu,sanayiciler olarak bizi çok endişelendiriyor" dedi. ABD tarafından verilen kredinin hibe olmadığı ve bu kredinin daha fazla ithalat yapılabilmesi için verildiğini savunan Ufuk Akgün, "Kamuoyuna bir başarı olarak aktarılan bu tip krediler, Türkiye'yi giderek bir batağın içine sürüklemektedir" dedi.
Sanayici kendine özel bir kur sistemi istiyor
İstihdama getirilen ek maliyetlerle Türk sanayicisinin AB üyesi Portekizli sanayiciden bile daha yüksek sosyal güvenlik primi öder hale geldiğini kaydeden Akgün, "Tekstil ve hazır giyim sektöründe yeni sipariş alınamıyor. Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 45'i, bizim sektörümüzde. Bugün bizler maalesef ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Kapasite azaltmayı işçi çıkarmayı düşünmek istemiyoruz. Sektörde çalışan 7 milyon kişiden 1 milyonu işsiz kalsa terörü Irak'ta, Güneydoğu'da aramaya gerek kalmaz" diye konuştu. Akgün, "Üretim yapan ihracatçılar için döviz kuru, çalıştırdığı işçi oranında değişik tutulabilir. Gerçek kur ile arasındaki fark, işçiler için ödenen SSK primlerinden mahsup edilebilir. Biraz karmaşık gibi görünmesine rağmen ihracatçının iki sıkıntısına ortak bir çözüm getirilebilir" dedi.
Sanayici kendine özel bir kur sistemi istiyor
İstihdama getirilen ek maliyetlerle Türk sanayicisinin AB üyesi Portekizli sanayiciden bile daha yüksek sosyal güvenlik primi öder hale geldiğini kaydeden Akgün, "Tekstil ve hazır giyim sektöründe yeni sipariş alınamıyor. Türkiye'de çalışan nüfusun yüzde 45'i, bizim sektörümüzde. Bugün bizler maalesef ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Kapasite azaltmayı işçi çıkarmayı düşünmek istemiyoruz. Sektörde çalışan 7 milyon kişiden 1 milyonu işsiz kalsa terörü Irak'ta, Güneydoğu'da aramaya gerek kalmaz" diye konuştu. Akgün, "Üretim yapan ihracatçılar için döviz kuru, çalıştırdığı işçi oranında değişik tutulabilir. Gerçek kur ile arasındaki fark, işçiler için ödenen SSK primlerinden mahsup edilebilir. Biraz karmaşık gibi görünmesine rağmen ihracatçının iki sıkıntısına ortak bir çözüm getirilebilir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.