logo
17 MAYIS 2024

Sahurda tok tutan ve susatmayacak besinler

Diyetisyen Cemre Balkan, sahurda tok tutan ve susatmayan yumurta, süt, süt ürünleri, sebze, meyve, tahıllı ekmek ve yağlı tohumları bulunan besinlerinin tüketilmesinin doğru olduğunu söyledi
09.03.2024 10:15:00
İhlas Haber Ajansı
Sahurda tok tutan ve susatmayacak besinler
Sahurda tok tutan ve susatmayacak besinler
Diyetisyen Cemre Balkan, sahurda tok tutan ve susatmayan yumurta, süt, süt ürünleri, sebze, meyve, tahıllı ekmek ve yağlı tohumları bulunan besinlerinin tüketilmesinin doğru olduğunu söyledi.

11 ayın sultanı Ramazan'a kısa bir süre kala Medicana Sağlık Grubu diyetisyenlerinden Cemre Balkan, uzun süre tok tutacak ve susatmayacak yiyecekler hakkında bilgi verdi. Sahurda tüketilmesi gereken besinlerden, iftarda mideye girecek yiyeceklere kadar püf noktalara değinen Cemre Balkan, doğru bilinen yanlışlar hakkında da uyarılarda bulundu.

'Sahurda tok tutan ve susatmayacak besinler tercihiniz olsun'

Sahurda yenecek besinlerin önemine değinen Cemre Balkan, 'Normal zamanda olduğu gibi oruç tutarken de yeterli ve dengeli beslenmek altın kural. Yemeklerin seçiminde çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden kaçınmak gereklidir. Bunların yerine hazmı kolay, mide-barsak sisteminde uzun süre kalabilen sebze, meyve ve tam tahıl ürünler tercih edilmelidir. Sahur öğününüzü mutlaka yapın. Sahurda tok tutan ve susatmayacak besinler tercihiniz olsun. Yumurta, süt ve süt ürünleri, sebze meyve, tahıllı ekmek ve yağlı tohumları tercih edebilirsiniz' dedi.

'Ramazan'da fazla çay-kahve tüketiminden uzak durun"

Beslenmenin yanı sıra sindirimi kolaylaştıracak aktiviteler hakkında da bilgi veren Balkan, 'İftara çorba ile başlamak sindirim sistemini rahatlatacaktır. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra aralıklı ve küçük porsiyonlar şeklinde beslenin. İftar ve sahur arasında sık sık su için. Günde 2-2,5 litre yeterli olacaktır. Süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çaylar da sıvı ihtiyacınızı karşılamaya destek olur.

Çay-kahve ise diüretik (idrar atım oranının hızlanması) olduğundan dolayı vücuttan sıvı boşaltımına sebebiyet verir ve vücudunuz susuz kalabilir. Ramazan döneminde fazla çay-kahve tüketiminden uzak durun. Tatlı ihtiyacınızı öncelikle meyveler ile karşılamaya çalışın. Çok sık olmamakla birlikte aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlaç, güllaç gibi sütlü tatlılar ya da dondurma tercih edebilirsiniz. İftardan 1-2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olacaktır' diye konuştu.
İsrail'in zulmü 224 gündür sürüyor
Gazze'de can kaybı 35 bin 303'e yükseldi
'İstatistiklerle Gençlik 2023' araştırması yayımlandı
Türkiye'de genç nüfus azalıyor
Sıkı para politikası etkisini gösterdi
Konut satışları çakıldı
"Planlarımızın uyuşmadığı sonucuna vardık"
Panathinaikos defteri kapandı
Kobani davası, adaylık, normalleşme, özelleştirme...
Roma'da gündemi değerlendirdi
Saadet Partili iki müşahidi öldürmüştü
AKP'li başkanın babasına özel af
Tüm bu çaba ehliyet alabilmek için
Casusluk gibi kopya düzeneği
Dışişleri Bakanlığı'na MİT damgası
Hakan Fidan'a 3 yeni yardımcı
Normalleşme adımı
Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
'Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük ama...'
Özel'den Kobani Davası çıkışı
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
İsrail'in zulmü 224 gündür sürüyor
Gazze'de can kaybı 35 bin 303'e yükseldi
'İstatistiklerle Gençlik 2023' araştırması yayımlandı
Türkiye'de genç nüfus azalıyor
Sıkı para politikası etkisini gösterdi
Konut satışları çakıldı
"Planlarımızın uyuşmadığı sonucuna vardık"
Panathinaikos defteri kapandı
Kobani davası, adaylık, normalleşme, özelleştirme...
Roma'da gündemi değerlendirdi
Saadet Partili iki müşahidi öldürmüştü
AKP'li başkanın babasına özel af
Tüm bu çaba ehliyet alabilmek için
Casusluk gibi kopya düzeneği
Dışişleri Bakanlığı'na MİT damgası
Hakan Fidan'a 3 yeni yardımcı
Normalleşme adımı
Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
'Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük ama...'
Özel'den Kobani Davası çıkışı
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı

Cansız bedenlerine 8 ay sonra ulaşılabilmişti

17.05.2024 10:38:00
İhlas Haber Ajansı
Cansız bedenlerine 8 ay sonra ulaşılabilmişti
Cansız bedenlerine 8 ay sonra ulaşılabilmişti
Zonguldak'ta 14 yıl önce meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden 30 madenci, olayın yaşandığı maden ocağında dualarla anıldı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessesesi -540 kodundaki maden ocağında 17 Mayıs 2010 günü yaşanan grizu patlamasında 30 madenci hayatını kaybetti. Facianın 14. yıl dönümünde hayatını kaybeden madenciler, olayın meydana geldiği maden ocağının önünde dualarla anıldı.

Anma törenine 00.00-08.00 vardiyasından çıkan işçiler ile 08.00-16.00 vardiyası işçileri katıldı. Kuyu başında gerçekleştirilen anma töreninde Kur'an-ı Kerim okunarak, hayatını kaybeden işçiler için dua edildi. Gündüz vardiyası işçileri, yerin metrelerce altında kaybettikleri meslektaşları için düzenlenen törenin ardından kömür üretimi için maden ocağına indi.
Törene kurum ve sendika yöneticileri ile işçiler katıldı.

Cansız bedenlerine 8 ay sonra ulaşılabildi

17 Mayıs 2010 günü meydana gelen patlamada Yapı -Tek firmasında çalışan 30 maden işçisi ocakta kalmıştı. Aradan geçen 4 günün ardından 30 maden işçisinin 28'inin cenazelerine ulaşılmış ve cenazeleri defnedilmişti. İhaleyi alan Çin firmasının ekibi, günde yaklaşık 8-10 metre küp su boşalttı. Facianın 8. ayında Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cenazeleri, 720 metre uzunluğundaki kuyuda bulundu.

Türkiye'de genç nüfus azalış eğiliminde

Türkiye'de geçen yıl itibarıyla 12 milyon 872 bin 39 genç bulunuyor. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15.1'ine karşılık geliyor

 
17.05.2024 10:36:00
AA
Türkiye'de genç nüfus azalış eğiliminde
Türkiye'de genç nüfus azalış eğiliminde

Türkiye İstatistik Kurumunun "İstatistiklerle Gençlik 2023" araştırmasına göre, nüfusun yüzde 15,1'ini 15-24 yaş grubundaki genç nüfus oluşturdu.

Ülke genelindeki genç sayısı 12 milyon 872 bin 39 kişi olarak hesaplanırken, bunun yüzde 51,3'ü genç erkek, yüzde 48,7'si ise genç kadın nüfus olarak kayıtlara geçti.

Nüfus projeksiyonlarında, genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2030'da yüzde 14, 2040'ta yüzde 13,4, 2060'ta yüzde 11,8 ve 2080'de yüzde 11,1'e gerileyeceği öngörüldü.

Türkiye'nin genç nüfus oranının Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranlarından daha yüksek olduğu görüldü. AB üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranları incelendiğinde, 2023 yılında genç nüfus ortalaması yüzde 10,6 oldu.

Genç nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 21,5'le Hakkari oldu. Bu ili yüzde 21,1'le Şırnak ve Siirt, yüzde 20,2'yle Bayburt izledi. Genç nüfus oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 12,1'le Balıkesir, yüzde 12,2'yle Muğla ve yüzde 12,4'le Ordu olarak sıralandı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti

28 Şubat Davası'nda hüküm giyen hasta ve ileri yaştaki komutanlar AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla affedildi.
17.05.2024 00:55:00 / Güncelleme: 17.05.2024 01:26:15
Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat davasından ceza alan Çevik Bir, Çetin Doğan, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker'in de aralarında olduğu generallerin cezalarını kaldırdı. Karara, Adli Tıp'ın generallere yönelik 'sürekli hastalık' ve 'bunama' raporları gerekçe gösterildi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre cezası kaldırılan isimler şöyle:

Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Çevik Bir, Haci Sülük, Aliefter Aslan, Avni Yılmaz, Sevda Yüksel, Gülbey Sarıoğlu, Süleyman Tuna, Abdulhekim Yılmaz, Çetin Doğan ve Aydan Erol.


Özel: Gecikmiş ama doğru bir adım

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. 

Özel paylaşımında, "İleri derecede hastalıkları bulunan hükümlü generaller Çetin Doğan, Çevik Bir, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak ve Erol Özkasnak'ın cezalarının kaldırılma kararları gecikmiş ama doğru bir adımdır.Ailelerinin gözü aydın." ifadelerini kullandı.

Özgür Özel, hükümlü generallerin durumunu AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'la konuştuğunu açıklamıştı. Erdoğan'ın Özel'e konuyla ilgili talimat verdiğini söylediği iddia edilmişti.

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.