Siyasetçilerde yalan, Türkiye'de talan artarak devam ediyor. Etkilenen biz olduğumuz, evlatlarımız, devletimiz, milletimiz olduğu halde her şeyi unutuyoruz, önemsemiyoruz.
Sahi neden unutuyoruz? Bu unutkanlığımızın sebebi nedir?
Ben söyleyeyim mi? Gayrimeşru olanları artık meşru, illegal olanları legal, haram olanları helal gördüğümüz, kabul ettiğimiz için.
İşte bu yüzden unutuyoruz. Çünkü biz de bu çukurlara yuvarlandık, hem de bile bile, isteye isteye.
Yoksa eski Türkiye'de, devletin bir numarası faize 'ayet ve hadislerle savaş açacak'' ardından faizi yüzde 50 yapacak ve o koltukta oturacak! Sıkı mı? Ama herkes faize bulaştığı için artık önemsemiyor. Her alanda öyle.
Ne diyordu Yüce Allah (c.c), "Bir kavim kendini bozmadıkça Allah, onları bozmaz." (Rad, 11)
Ya Sevgili Peygamberimiz;
"Siz nasıl (kimseler) olursanız (yaşarsanız) öyle yönetilirsiniz. Amelleriniz yöneticilerinizdir. Onlar, sizlerin eseridir." (Silsiletü Ehâdîsi'd-Daîfe ve'l-Mevdûa, c: 1, 320, s. 491)
Bir ayet daha;
"Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız." (En'am, 6)
Çıkış yok mu?
Son nefese kadar var. Hani ekranlarda sık sık 'değişim, değişim' diyorlar ya! O dedikleri değişim çare değildir.
Değişim nedir? Var olan anlayış ve onu ortaya çıkaran faktörleri ortadan kaldırmak, değiştirmektir.
Şimdi sen, kapitalizmi, liberal ekonomiyi benimsemiş, bir taraftan AB kapısını çalıp diğer taraftan ABD'nin rızasını gözet, ardından da "değişim" de, olur mu?
Erdoğan da aynı şeyi yaptı. Demek ki değişim isteyenlerin maksadı sadece koltuktan ibaret.
O zaman değişimi millet gerçekleştirecektir. Bunun ilk adımı ise bireyin kendini değiştirmesidir.
Eğer bizler aleyhimize de olsa, zararımıza da olsa yanlışa yanlış, doğruya doğru deyip, işimizi layıkıyla yapıp, hakkımızı aramada hiçbir güç ve baskıdan korkmayıp, dini ve milli değerlerimize sarıldığımız zaman önümüze geçenler, ya kendilerini değiştirmek zorunda kalacaklar ya da liyakat ve ehliyet sahiplerini biz öne geçireceğiz.
O liyakat sahipleri öyle kimselerdir ki, bu devleti NATO'ya jandarmalık yapmaktan kurtaracaktır.
O liyakat sahipleri öyle kimselerdir ki, bu milletin alın terini, devletin zenginliklerini kapitalizme ve faiz baronlarına yem etmeyecektir.
O liyakat sahipleri öyle kimselerdir ki, bu devlet ve millet için tarih boyu hayırlı rüya görmeyen ABD ve AB'ye karşı tam bağımsız Türkiye duruşu gösterecektir.
Biraz da unuttuklarımızdan bahsedeyim
Bu yılki 17 Ağustos'ta bundan önceki 17 Ağustos söylem ve haberleri tekrarlandı. Her yıl olduğu gibi yine İstanbul'da beklenen depreme vurgu yapıldı.
AKP iktidarı 22 yıl boyunca deprem başlığında neler yaptıklarını anlata anlata bitiremedi.
Günün sonunda ise Erdoğan'ın ikinci kez atadığı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 'İstanbul'da 600 bin konut yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya' dedi.
Ne demek bu? 'Depremden önceki 5 yıl depremden sonraki 20 yıl İstanbul'u ve son 22 yıldır Türkiye'yi yönetiyoruz ama olası depremde sadece İstanbul'da 600 bin konut yıkılabilir, yüz binlerce insan ölebilir' demek.
Ama bu itirafları kimse sorgulamadı. Alkışlayanlar alkışladı, eleştirenler eleştirdi ve unuttuk, gitti. Ta ki bir depreme ve 17 Ağustos'un bir sonraki yıl dönümüne kadar.
Bir önek daha vereyim mi?
Hani Filistin davasını kimseye bırakmayan bir iktidarımız var ya! Bu yılki NATO liderler zirvesi ABD'de idi ve Sayın Erdoğan, Washington'a giderken şöyle diyordu: "NATO liderler zirvesinde Gazze'de Filistin halkına yönelik katliamları gündeme taşıyacağız."
NATO zirvesi yapıldı ve 38 maddelik sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede ne İsrail'in İ'si ne Filistin'in F'si ne de Gazze'nin G'si vardı.
Ama Filistin davasının sahipleri alkışlanmaya, İsrail ile ticaret başka ülkeler üzerinden devam ediyor, diyenler kınamaya devam ediyor.
Bunu da unuttunuz değil mi?
Bir tane de komik unutulan yazayım
Malum Mehmet Şimşek vergi başlığını, kapı çalmaya kadar götürdü. Tabi medyada birçok AKP'li ismin vergiden nasıl 'kaçındıkları' belgelerle ortaya çıktı.
Bunlardan birisi de, Forbes dergisi dünya milyarderler listesine giren damat Selçuk Bayraktar idi.
Medyada Selçuk Bayraktar'ın bir yatırımı için devletin, kendisine vergi muafiyeti, 49 yıllık arsa tahsisi ve altyapı desteği verildiği haberi yer aldı.
Damat Bey alındı ve haberi yapanlara 2 milyon liralık tazminat davası açtı.
Mahkeme, habere konu bilgileri Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na sordu.
Bakanlık, mahkemeye belirtilen teşviklerin Selçuk Bayraktar'a verildiğini doğruladı.
Gülsek mi, ağlasak mı, unutsak mı?
- Milli Eğitim Gazze’yi hatırladı ama yanlış hatırladı / 12.09.2024
- Sahi, siz kime kılıç kaldırıyorsunuz? / 11.09.2024
- Atatürk’ü anlamanız için acı çekmek mi gerek? / 09.09.2024
- ‘Men Atatürk’ün esgeriyem’ / 08.09.2024
- Peygamberimiz ve İmam Ali aynasında liderlik -2- / 07.09.2024
- Peygamberimiz ve İmam Ali aynasında liderlik -1- / 06.09.2024
- Büyüdük mü, büyüttük mü? / 05.09.2024
- AKP ve CHP’nin sürtünme kuvveti / 04.09.2024
- Mescid-i Aksa’yı ‘sinagoga’ çevirseler ne olur? / 02.09.2024