1937'de Tikrit'te doğan Saddam 1955 yılında o dönemde Irak'ta muhalefette olan Baas partisinde siyasete başladı. Çok hırslı olan Saddam, 1959'da Irak'ın asker kökenli Devlet Başkanı Abdül Kerim Kasım'a bir suikast girişimini organize etti. Çıkan çatışmada Kasım da Saddam'da yaralandı. Bu başarısız denemenin ardından Mısır'ın başkenti Kahire'ye kaçan Saddam, 1963'te tekrar Bağdat'a döndü Baas Partisi'nde Genel Sekreter Asistanı konumuna yükseldi. 1968'e kadar muhalefette kalan Baas, bu yıl düzenlediği bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. Saddam Hüseyin de 1969'da Konsey'in Başkan Yardımcısı oldu.
1979 yılında Humeyni, İran'da Devrim yaparak ABD'nin müttefiki Şah'ı devirmişti. Aynı yıl Saddam Hüseyin, ABD yardımı ile General Ahmet Hasan Bekir'i devirerek iktidara geldi.
Kendisine muhalefet edebilecek 450 kişiyi idam ettirdikten sonra ilk icraat olarak 1980'de İran'a saldırdı. ABD desteğiyle 8 yıl İran ile savaştı. Bu savaş esnasında ABD, Çeşitli kanallardan Irak'a silah yardımı yaptı ve büyük miktarda borç para sağladı. Irak'ın biyolojik ve Kimyasal silah üretmesine yardımcı oldu. Saddam bu savaşta İran'a karşı kimyasal ve biyolojik silahlar kullandı. 1986 Martında BM güvenlik Konseyinden kitle imha silahı kullanımını eleştiren karar çıkarılmak istendiğinde ABD ve İngiltere karşı oy kullanarak kararın çıkmasını engelledi.
İran-Irak Savaşı boyunca Irak, kendisini destekleyen devletlerden borç alarak silah satın almıştı. Irak, İran'la yaptığı savaşta 80 milyar dolar dışarıya borç yapmıştı ve bunun yaklaşık 50 milyar doları Kuveyt ile Suudi Arabistan'a idi. Savaş esnasında ABD ve borç veren devletlerin sözü ile hareket eden Saddam'a göre bu iki devlet bu paraları "yardım" olarak verdikleri için borç olamazdı, bunlar sonradan borç haline getirilmişlerdi. Bu borçları ödemekte zorlanan ve yalnız bırakılmaya başlanan Saddam 1990 yılında Kuveyt'i işgal edip borcu silmek ve verimli petrol kuyularını ele geçirerek bölgede kendi ayakları üzerinde durabilen süper güç olmak dışında bir çıkışının olmadığını düşünerek harekete geçti.
1990 Temmuz ortasından itibaren Kuveyt sınırına asker yığmaya başladı. ABD'nin Bağdat Büyükelçisi'nin, 28 Temmuz 1990'da Saddam'la görüşmesinde Araplar arasındaki sorunlara karışmak istemediğini belirtmesi ve 2 gün sonra Bağdat'tan ayrılması ve dahası ABD yönetiminin, Irak'ın Kuveyt sınırına asker yığdığını bilmesine rağmen bir uyarıda bulunmaması, ABD'nin bilinçli olarak Irak'a yeşil ışık yaktığını açıkça ortaya koyuyordu. Ayrıca, BM Genel Sekreteri'ne de bu konuda bilgi verme lütfünde dahi bulunmamıştır. (Tayyar Arı, Geçmişten Günümüze Orta Doğu, Siyaset, Savaş ve Diplomasi, İstanbul: Alfa yayınları, 2004, s. 575).
Irak, 2 Ağustos 1990'da Saddam'ın emriyle Kuveyt'i işgal etti. Bunun üzerine BM, 6 Ağustosta Irak'a ambargo ilan etti ve 25 Ağustosta da Irak'a güç kullanımına izin verdi. Bir anda dengeler ters yüz olmuştu.
ABD öncülüğünde, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla bölgeye asker yığılmaya ve 17 Ocak 1991'de Irak'a askeri operasyon başladı. 28 Şubat'ta Saddam, ateşkesi kabul etmesinin ardından ABD Irak'ı dilediği gibi şekillendirmeye başladı. Kuzey ve güneyde uçuşa yasak bölgeler oluşturulup Irak'ı fiilen üçe böldü. 12 yıl süren bu ambargo döneminde ekonomisi iyice zayıflayan Irak, güçsüz duruma düştü.
11 Eylül 2001'de ABD'ye yapılan terör saldırısından sonra ABD, Saddam Hüseyin'i El Kaide terör örgütüne destek vermek, Kimyasal ve Biyolojik silahlara sahip olmak suçlamaları ile yeniden hedef tahtasına oturttu. Askeri müdahale için gerekli desteği bulamayan ABD, bir süre operasyonu geciktirdi. Kasım 2002'de Türkiye'de AKP iktidara geldi. Mart 2003'te Türkiye'nin de içinde bulunduğu koalisyon ile Irak'a yeniden müdahale edildi. Saddam, 9 Nisan 2003'te devrildi. Bir süre kaçak yaşayan Saddam Hüseyin, 13 Aralık 2003'te, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki gizlendiği yerde yakalandı ve yargılanmak üzere hapsedildi.
Saddam Hüseyin, yargılama sonucu idama mahkum edildi ve 30 Aralık 2006'da Bayram sabahı asılarak idam edildi.
Saddam Hüseyin'in hayatından gerçekten de ders alınacak çok nokta var.
Siyasetteki hırsı, siyasete girdikten 24 yıl sonra ABD desteği ile iktidara gelmiş olması,
İktidara geldikten 1 sene sonra İran'a savaş ilan etmesi ve 8 yıl ABD ve kontrolündeki ülkelerin desteği ile savaşması,
İran'a savaş açmasını isteyen devletlerin planları tam tutmayınca destek veren ülkelerin geri çekilmeleri ve Irak'ın yalnızlaşması, Saddam'ın; destek veren ülkeler projeden vazgeçti ise, ben de projeyi kendim uygularım, Irak'ı bölgede süper güç yaparım diyerek Kuveyt'i işgal etmek istemesi, ABD'nin bu işgale karışmam diyerek yeşil ışık yakması, Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra da bu gerekçe ile operasyon başlatması ve Irak'ı işgal edip üçe bölmesi, İran savaşı esnasında kimyasal silah ürettiren ve kimyasal silah kullanımını kınayan kararı dahi BM'den çıkartmayan ABD'nin aynı gerekçe ile 2. kez Irak'ı işgal etmesi ve Saddam'ı idam etmesi.... gibi birçok olay tam anlamıyla siyasi bir derstir. Anlatılanlar film gibi değil mi! Sanki aynı film, 2001'den sonra aktörleri farklı olarak ülkemizde sahneleniyor. Ülkeyi yönetenler ders alıp bu filmi daha önce gördük demez ise; akıbetleri Saddam'ın akıbeti, Türkiye'nin akıbeti de Irak'ın akıbeti olacak gibi gözüküyor. Ne diyelim; Allah herkese basiret versin.
1979 yılında Humeyni, İran'da Devrim yaparak ABD'nin müttefiki Şah'ı devirmişti. Aynı yıl Saddam Hüseyin, ABD yardımı ile General Ahmet Hasan Bekir'i devirerek iktidara geldi.
Kendisine muhalefet edebilecek 450 kişiyi idam ettirdikten sonra ilk icraat olarak 1980'de İran'a saldırdı. ABD desteğiyle 8 yıl İran ile savaştı. Bu savaş esnasında ABD, Çeşitli kanallardan Irak'a silah yardımı yaptı ve büyük miktarda borç para sağladı. Irak'ın biyolojik ve Kimyasal silah üretmesine yardımcı oldu. Saddam bu savaşta İran'a karşı kimyasal ve biyolojik silahlar kullandı. 1986 Martında BM güvenlik Konseyinden kitle imha silahı kullanımını eleştiren karar çıkarılmak istendiğinde ABD ve İngiltere karşı oy kullanarak kararın çıkmasını engelledi.
İran-Irak Savaşı boyunca Irak, kendisini destekleyen devletlerden borç alarak silah satın almıştı. Irak, İran'la yaptığı savaşta 80 milyar dolar dışarıya borç yapmıştı ve bunun yaklaşık 50 milyar doları Kuveyt ile Suudi Arabistan'a idi. Savaş esnasında ABD ve borç veren devletlerin sözü ile hareket eden Saddam'a göre bu iki devlet bu paraları "yardım" olarak verdikleri için borç olamazdı, bunlar sonradan borç haline getirilmişlerdi. Bu borçları ödemekte zorlanan ve yalnız bırakılmaya başlanan Saddam 1990 yılında Kuveyt'i işgal edip borcu silmek ve verimli petrol kuyularını ele geçirerek bölgede kendi ayakları üzerinde durabilen süper güç olmak dışında bir çıkışının olmadığını düşünerek harekete geçti.
1990 Temmuz ortasından itibaren Kuveyt sınırına asker yığmaya başladı. ABD'nin Bağdat Büyükelçisi'nin, 28 Temmuz 1990'da Saddam'la görüşmesinde Araplar arasındaki sorunlara karışmak istemediğini belirtmesi ve 2 gün sonra Bağdat'tan ayrılması ve dahası ABD yönetiminin, Irak'ın Kuveyt sınırına asker yığdığını bilmesine rağmen bir uyarıda bulunmaması, ABD'nin bilinçli olarak Irak'a yeşil ışık yaktığını açıkça ortaya koyuyordu. Ayrıca, BM Genel Sekreteri'ne de bu konuda bilgi verme lütfünde dahi bulunmamıştır. (Tayyar Arı, Geçmişten Günümüze Orta Doğu, Siyaset, Savaş ve Diplomasi, İstanbul: Alfa yayınları, 2004, s. 575).
Irak, 2 Ağustos 1990'da Saddam'ın emriyle Kuveyt'i işgal etti. Bunun üzerine BM, 6 Ağustosta Irak'a ambargo ilan etti ve 25 Ağustosta da Irak'a güç kullanımına izin verdi. Bir anda dengeler ters yüz olmuştu.
ABD öncülüğünde, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla bölgeye asker yığılmaya ve 17 Ocak 1991'de Irak'a askeri operasyon başladı. 28 Şubat'ta Saddam, ateşkesi kabul etmesinin ardından ABD Irak'ı dilediği gibi şekillendirmeye başladı. Kuzey ve güneyde uçuşa yasak bölgeler oluşturulup Irak'ı fiilen üçe böldü. 12 yıl süren bu ambargo döneminde ekonomisi iyice zayıflayan Irak, güçsüz duruma düştü.
11 Eylül 2001'de ABD'ye yapılan terör saldırısından sonra ABD, Saddam Hüseyin'i El Kaide terör örgütüne destek vermek, Kimyasal ve Biyolojik silahlara sahip olmak suçlamaları ile yeniden hedef tahtasına oturttu. Askeri müdahale için gerekli desteği bulamayan ABD, bir süre operasyonu geciktirdi. Kasım 2002'de Türkiye'de AKP iktidara geldi. Mart 2003'te Türkiye'nin de içinde bulunduğu koalisyon ile Irak'a yeniden müdahale edildi. Saddam, 9 Nisan 2003'te devrildi. Bir süre kaçak yaşayan Saddam Hüseyin, 13 Aralık 2003'te, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki gizlendiği yerde yakalandı ve yargılanmak üzere hapsedildi.
Saddam Hüseyin, yargılama sonucu idama mahkum edildi ve 30 Aralık 2006'da Bayram sabahı asılarak idam edildi.
Saddam Hüseyin'in hayatından gerçekten de ders alınacak çok nokta var.
Siyasetteki hırsı, siyasete girdikten 24 yıl sonra ABD desteği ile iktidara gelmiş olması,
İktidara geldikten 1 sene sonra İran'a savaş ilan etmesi ve 8 yıl ABD ve kontrolündeki ülkelerin desteği ile savaşması,
İran'a savaş açmasını isteyen devletlerin planları tam tutmayınca destek veren ülkelerin geri çekilmeleri ve Irak'ın yalnızlaşması, Saddam'ın; destek veren ülkeler projeden vazgeçti ise, ben de projeyi kendim uygularım, Irak'ı bölgede süper güç yaparım diyerek Kuveyt'i işgal etmek istemesi, ABD'nin bu işgale karışmam diyerek yeşil ışık yakması, Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra da bu gerekçe ile operasyon başlatması ve Irak'ı işgal edip üçe bölmesi, İran savaşı esnasında kimyasal silah ürettiren ve kimyasal silah kullanımını kınayan kararı dahi BM'den çıkartmayan ABD'nin aynı gerekçe ile 2. kez Irak'ı işgal etmesi ve Saddam'ı idam etmesi.... gibi birçok olay tam anlamıyla siyasi bir derstir. Anlatılanlar film gibi değil mi! Sanki aynı film, 2001'den sonra aktörleri farklı olarak ülkemizde sahneleniyor. Ülkeyi yönetenler ders alıp bu filmi daha önce gördük demez ise; akıbetleri Saddam'ın akıbeti, Türkiye'nin akıbeti de Irak'ın akıbeti olacak gibi gözüküyor. Ne diyelim; Allah herkese basiret versin.
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021