Resulüllah’ın dilinden Hz. Ali -16
“Rabb’im Bana hangi fazileti vermiş ise, Ali’ye de aynısını vermiştir. Allah, hiçbir farzı Ali’nin sevgisi olmadan kabul etmez”
09.12.2022 20:11:00





381- Resulüllah buyurdu ki: "Rabb'im Bana hangi fazileti vermiş ise, Ali'ye de aynısını vermiştir. Allah, hiçbir farzı Ali'nin sevgisi olmadan kabul etmez."
382- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki; kim Ali'yi severse melekler onun için mağfiret dilerler ve Cennetin sekiz kapısı da onun yüzüne açılır ki, hangisinden isterse sorgusuz bir şekilde içeri girer."
383- Resulüllah buyurdu ki: "Allah, Ali b. Ebi Tâlib'in yüzünün nurundan yetmiş bin melek yaratmıştır ki, kıyamet gününe kadar O'na ve sevenlerine istiğfar ederler."
384- Resulüllah buyurdu ki: "Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisi, ateşin odunu yaktığı gibi günahları yakar."
385- İbn Abbas Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisi, ateşin odunu yemesi gibi kötülükleri yer bitirir."
386- Câbir b. Abdillah el-Ensari, Hz. Ebuzer'den şöyle nakletmiştir: Mescitte, Hz. Peygamber'in yanında oturuyordum; o sırada Ali çıkageldi.
Resulüllah, O'nun geldiğini görünce, "Ey Ebazer, kimdir bu gelen?" diye sordu.
Ben, "Ali'dir ya Resulallah" dedim. Yine sordu: "Ey Ebazer, O'nu seviyor musun?" "Evet, ya Resulallah" dedim, "Vallahi O'nu seviyorum, O'nu seveni de seviyorum."
Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ey Ebazer, Ali'yi sev, O'nu seveni de sev; zira hiç şüphesiz, kul ile Allah-u Teala'nın arasındaki (nur) hicabı, Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisidir.
Ey Ebazer, ihlas ve samimiyetle Ali'yi sev; çünkü kim, Ali'yi ihlasla sever ve Allah Teala'dan bir şey isterse ona istediğini verir ve Allah'a yakarıp dua ettiğinde ona icabet eder."
Dedim ki, "Ya Resulallah, ben Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisini, yüreğimde soğuk bir suyun serinliğinin veya arı balının veya okuduğum bir Kur'an ayetinin (lezzeti) gibi buluyorum. Hatta bu, baldan daha lezzetlidir benim yanımda."
Allah Resulü şöyle buyurdu: "Şecere-i Tayyibe (temiz ağaç) biziz, ürvetü'l vüska (Allah'ın sağlam kulpu) biziz; bizim sevenlerimiz ise o ağacın yapraklarıdır. O halde kim, Cennete gitmek isterse, o ağacın dallarının birine tutunsun."
387- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki kim, Ali'yi severse, melekler onunla müsafaha eder. Peygamberler onu ziyaret eder ve Allah onun her hacetini yerine getirir."
388- Abdullah b. Mesud, Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Gök ehlinden, Ali b. Ebi Tâlib'i ilk kardeş edinen kimse, İsrafil'dir, sonra Mikâil ve sora da Cebrail...
Gök ehlinden O'nu ilk sevenler ise Arş'ı taşıyanlar, sonra Cennet meleği Rıdvan, sonra ölüm meleği Azrail. Hiç şüphesiz ölüm meleği, Ali b. Ebi Tâlib'in sevenine peygamberlere merhamet ettiği gibi merhamet eder."
389- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki, kim, Ali'yi severse, Allah ölüm meleğini müdara ve şefkatle ona gönderir. Münker ve Nekir'in dehşetini ondan uzaklaştırır. Kabrini nurlandırır ve yüzünü ak eder."
390- Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben, "Ya Ali, hiç şüphesiz Seni sevenler üç yerde sevineceklerdir. Can verdiklerinde; çünkü Sen onların yanında hazır olacaksın. Kabirlerinde sorgulandıklarında; çünkü Sen, onlara (verecekleri cevabı) telkin edeceksin. Allah'ın huzuruna sunulduklarında; çünkü Sen onları tanıtacaksın."
391- Resulüllah buyurdu ki: "Ya Ali, Senin kardeşlerin dört yerde sevineceklerdir. Can verdiklerinde, Ben ve Sen onların şahidi olacağız. Mezarlarında sorgulandıklarında; (Allah'a) sunulduklarında ve Sırat'ın yanında..."
392- İmam Rıza'nın, babaları kanalıyla Hz. Ali'den şöyle nak-lettiği rivayet edilmiştir: "Kim, Beni severse, ölüm anında Beni sevdiği gibi bulur; kim de Bana düşmanlık beslerse ölüm anında Beni sevmediği şekilde bulur."
393- Hâris-i A'var, Hz. Ali'den şöyle nakletmiştir: "Beni seven her mü'min, ölüm anında mutlaka Beni, sevdiği gibi görür ve Bana düşmanlık besleyen her kul, mutlaka Beni sevmediği şekilde görür..."
394- İmam Câfer Sâdık'tan şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ali'nin dostu, üç yerde onu kendisini sevindirecek şekilde görecektir. Ölüm sırasında Sırat'tan geçerken ve (Kevser) havuzu başında."
395- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki; kim Ali'yi severse, Allah ona ölüm zorluklarını kolaylaştırır ve kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüştürür."
396- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki, kim Ali'yi severse Allah, onun amel defterini sağ eline verir ve onu peygamberlerini sorguladığı gibi sorgular."
397- Resulüllah buyurdu ki: "Sırat'tan ancak Ali'nin kendisi için geçiş izni yazdığı kimse geçecektir."
398- Ebu Said Hudri'den Resulüllah'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Allah, Meâd'ın hesabını sona erdirdikten sonra iki meleğe Sırat üzerinde durmalarını emredecektir.
Böylece Ali'den velayet beratı olmayan (Sırat'tan) geçemeyecektir. Kimin elinde bu berat olmazsa, Allah onu yüzüstü (Cehennem) ateşine atacaktır."
399- Resulüllah buyurdu ki: "Kıyamet günü olduğu ve Mizan'ın Cehennemin yanı başında kurulduğu sırada orada ancak yanında Ali b. Ebi Tâlib'in velayet yazısı bulunan kimse geçecektir."
400- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki kim Ali'yi severse Sırat'tan göz alıcı şimşek gibi geçecektir."
401- "Bilin ki, kim Ali'yi severse, Sırat'tan göz alıcı şimşek gibi geçer ve hiçbir zorluk görmez."
402- "Sizden kim Ali'yi daha çok severse, Sırat üzerinde ayakları en sağlam basan o olacaktır."
403- "Şunu bilin ki kim, Ali'yi severse onun için (Cehennem) ateşinden kurtuluş, Sırat'tan geçiş izni, azaptan emanda kalma yazılır. Ve onun için bir (sorgulama) divanı açılmaz. Terazi kurulmaz ve ona şöyle hitap edilir: Gir Cennete sorgusuz..."
404- İmam Muhammed Bâkır'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Eğer Allah, bir kimsenin kalbinde Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisini sabit kılarsa bir ayağı sürçerse, Allah onun ayağını sabit kılar."
405- İmam Muhammed Bâkır, babaları kanalıyla Resulüllah'ın Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Eğer Senin sevgin her mü'minin kalbinde sabitleşirse, onun Sırat üzerinde bir ayağı kaysa, diğer ayağı sabit kalır ve bilahare de Allah onu Seni sevmekle Cennete götürür."
406- Abdullah b. Musenna b. Temame b. Abdullah b. Enes b. Mâlik, babasından, o da dedesinden Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
"Kıyamet günü olup da Sırat, Cehennem üzerine kurulduğunda, onun üzerinden ancak Ali b. Ebi Tâlib'in velayetinin yazılı olduğu bir geçiş iznine sahip olan kimse geçecektir. Kur'an'da geçen, 'Durdurun onları, onlar sorgulanacaklardır' (Saffat: 24) ayetinde de sorulacak şey, Ali b. Ebi Tâlib'in velayetidir."
407- Mâlik b. Enes, İmam Câfer-i Sâdık'tan, o da babaları kanalıyla Resululah'dan şöyle nakletmiştir:
"Kıyamet günü olduğunda ve sırat Cehennemin kenarına kurulduğunda ondan ancak yanında Ali b. Ebi Tâlib'in velayetiyle kurtuluş beratı bulunan kimse geçebilecektir."
408- İmam Muhammed Bâkır, babalarından onlar da Resulüllah'tan şöyle nakletmişlerdir:
"Kim Sırat'ın üzerinden süratli bir rüzgar gibi geçmeyi ve Cennete sorgulanmadan girmeyi istiyorsa; Benim dostum, vasim, arkadaşım, ailem ve ümmetime halifem olan Ali b. Ebi Tâlib'in velayetini kabul etsin. Kim de Cehenneme girmek istiyorsa, O'nun velayetini reddetsin.
Rabb'imin izzet ve celaline and olsun ki, O (Ali) Allah'ın girilmesi gereken kapısıdır. O, sırat-ı müstakimdir. O, kıyamet günü, velayetinden insanların sorgulanacağı birisidir."
409- İmam Muhammed Bâkır'dan nakledilen diğer bir hadis de şöyledir: "Ya Ali, kıyamet günün olduğunda Ben, Sen ve Cebrail Sırat'ın üzerinde oturacağız. Böylece Senin velayetinle kurtuluş beratı yanında olmayan hiçbir kimse oradan geçemeyecektir."
410- Resulüllah buyurdu ki: "Kıyamet günü olduğunda Allah iki meleğe emredip Sırat üzerinde oturtacak, böylece Ali b. Ebi Tâlib'den beratı olmayan kimse oradan geçemeyecektir.
Kimin de yanında beratı olmazsa Allah onu yüzüstü Cehenneme atacaktır. Allah Teala, 'Durdurun onları, onlar sorgulanacaktır' ayetinde bunu kastetmiştir." (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)
382- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki; kim Ali'yi severse melekler onun için mağfiret dilerler ve Cennetin sekiz kapısı da onun yüzüne açılır ki, hangisinden isterse sorgusuz bir şekilde içeri girer."
383- Resulüllah buyurdu ki: "Allah, Ali b. Ebi Tâlib'in yüzünün nurundan yetmiş bin melek yaratmıştır ki, kıyamet gününe kadar O'na ve sevenlerine istiğfar ederler."
384- Resulüllah buyurdu ki: "Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisi, ateşin odunu yaktığı gibi günahları yakar."
385- İbn Abbas Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisi, ateşin odunu yemesi gibi kötülükleri yer bitirir."
386- Câbir b. Abdillah el-Ensari, Hz. Ebuzer'den şöyle nakletmiştir: Mescitte, Hz. Peygamber'in yanında oturuyordum; o sırada Ali çıkageldi.
Resulüllah, O'nun geldiğini görünce, "Ey Ebazer, kimdir bu gelen?" diye sordu.
Ben, "Ali'dir ya Resulallah" dedim. Yine sordu: "Ey Ebazer, O'nu seviyor musun?" "Evet, ya Resulallah" dedim, "Vallahi O'nu seviyorum, O'nu seveni de seviyorum."
Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ey Ebazer, Ali'yi sev, O'nu seveni de sev; zira hiç şüphesiz, kul ile Allah-u Teala'nın arasındaki (nur) hicabı, Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisidir.
Ey Ebazer, ihlas ve samimiyetle Ali'yi sev; çünkü kim, Ali'yi ihlasla sever ve Allah Teala'dan bir şey isterse ona istediğini verir ve Allah'a yakarıp dua ettiğinde ona icabet eder."
Dedim ki, "Ya Resulallah, ben Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisini, yüreğimde soğuk bir suyun serinliğinin veya arı balının veya okuduğum bir Kur'an ayetinin (lezzeti) gibi buluyorum. Hatta bu, baldan daha lezzetlidir benim yanımda."
Allah Resulü şöyle buyurdu: "Şecere-i Tayyibe (temiz ağaç) biziz, ürvetü'l vüska (Allah'ın sağlam kulpu) biziz; bizim sevenlerimiz ise o ağacın yapraklarıdır. O halde kim, Cennete gitmek isterse, o ağacın dallarının birine tutunsun."
387- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki kim, Ali'yi severse, melekler onunla müsafaha eder. Peygamberler onu ziyaret eder ve Allah onun her hacetini yerine getirir."
388- Abdullah b. Mesud, Resulüllah'tan şöyle nakletmiştir: "Gök ehlinden, Ali b. Ebi Tâlib'i ilk kardeş edinen kimse, İsrafil'dir, sonra Mikâil ve sora da Cebrail...
Gök ehlinden O'nu ilk sevenler ise Arş'ı taşıyanlar, sonra Cennet meleği Rıdvan, sonra ölüm meleği Azrail. Hiç şüphesiz ölüm meleği, Ali b. Ebi Tâlib'in sevenine peygamberlere merhamet ettiği gibi merhamet eder."
389- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki, kim, Ali'yi severse, Allah ölüm meleğini müdara ve şefkatle ona gönderir. Münker ve Nekir'in dehşetini ondan uzaklaştırır. Kabrini nurlandırır ve yüzünü ak eder."
390- Resulüllah Hz. Ali'ye hitaben, "Ya Ali, hiç şüphesiz Seni sevenler üç yerde sevineceklerdir. Can verdiklerinde; çünkü Sen onların yanında hazır olacaksın. Kabirlerinde sorgulandıklarında; çünkü Sen, onlara (verecekleri cevabı) telkin edeceksin. Allah'ın huzuruna sunulduklarında; çünkü Sen onları tanıtacaksın."
391- Resulüllah buyurdu ki: "Ya Ali, Senin kardeşlerin dört yerde sevineceklerdir. Can verdiklerinde, Ben ve Sen onların şahidi olacağız. Mezarlarında sorgulandıklarında; (Allah'a) sunulduklarında ve Sırat'ın yanında..."
392- İmam Rıza'nın, babaları kanalıyla Hz. Ali'den şöyle nak-lettiği rivayet edilmiştir: "Kim, Beni severse, ölüm anında Beni sevdiği gibi bulur; kim de Bana düşmanlık beslerse ölüm anında Beni sevmediği şekilde bulur."
393- Hâris-i A'var, Hz. Ali'den şöyle nakletmiştir: "Beni seven her mü'min, ölüm anında mutlaka Beni, sevdiği gibi görür ve Bana düşmanlık besleyen her kul, mutlaka Beni sevmediği şekilde görür..."
394- İmam Câfer Sâdık'tan şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Ali'nin dostu, üç yerde onu kendisini sevindirecek şekilde görecektir. Ölüm sırasında Sırat'tan geçerken ve (Kevser) havuzu başında."
395- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki; kim Ali'yi severse, Allah ona ölüm zorluklarını kolaylaştırır ve kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüştürür."
396- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki, kim Ali'yi severse Allah, onun amel defterini sağ eline verir ve onu peygamberlerini sorguladığı gibi sorgular."
397- Resulüllah buyurdu ki: "Sırat'tan ancak Ali'nin kendisi için geçiş izni yazdığı kimse geçecektir."
398- Ebu Said Hudri'den Resulüllah'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Allah, Meâd'ın hesabını sona erdirdikten sonra iki meleğe Sırat üzerinde durmalarını emredecektir.
Böylece Ali'den velayet beratı olmayan (Sırat'tan) geçemeyecektir. Kimin elinde bu berat olmazsa, Allah onu yüzüstü (Cehennem) ateşine atacaktır."
399- Resulüllah buyurdu ki: "Kıyamet günü olduğu ve Mizan'ın Cehennemin yanı başında kurulduğu sırada orada ancak yanında Ali b. Ebi Tâlib'in velayet yazısı bulunan kimse geçecektir."
400- Resulüllah buyurdu ki: "Bilin ki kim Ali'yi severse Sırat'tan göz alıcı şimşek gibi geçecektir."
401- "Bilin ki, kim Ali'yi severse, Sırat'tan göz alıcı şimşek gibi geçer ve hiçbir zorluk görmez."
402- "Sizden kim Ali'yi daha çok severse, Sırat üzerinde ayakları en sağlam basan o olacaktır."
403- "Şunu bilin ki kim, Ali'yi severse onun için (Cehennem) ateşinden kurtuluş, Sırat'tan geçiş izni, azaptan emanda kalma yazılır. Ve onun için bir (sorgulama) divanı açılmaz. Terazi kurulmaz ve ona şöyle hitap edilir: Gir Cennete sorgusuz..."
404- İmam Muhammed Bâkır'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Eğer Allah, bir kimsenin kalbinde Ali b. Ebi Tâlib'in sevgisini sabit kılarsa bir ayağı sürçerse, Allah onun ayağını sabit kılar."
405- İmam Muhammed Bâkır, babaları kanalıyla Resulüllah'ın Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Eğer Senin sevgin her mü'minin kalbinde sabitleşirse, onun Sırat üzerinde bir ayağı kaysa, diğer ayağı sabit kalır ve bilahare de Allah onu Seni sevmekle Cennete götürür."
406- Abdullah b. Musenna b. Temame b. Abdullah b. Enes b. Mâlik, babasından, o da dedesinden Resulüllah'ın şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
"Kıyamet günü olup da Sırat, Cehennem üzerine kurulduğunda, onun üzerinden ancak Ali b. Ebi Tâlib'in velayetinin yazılı olduğu bir geçiş iznine sahip olan kimse geçecektir. Kur'an'da geçen, 'Durdurun onları, onlar sorgulanacaklardır' (Saffat: 24) ayetinde de sorulacak şey, Ali b. Ebi Tâlib'in velayetidir."
407- Mâlik b. Enes, İmam Câfer-i Sâdık'tan, o da babaları kanalıyla Resululah'dan şöyle nakletmiştir:
"Kıyamet günü olduğunda ve sırat Cehennemin kenarına kurulduğunda ondan ancak yanında Ali b. Ebi Tâlib'in velayetiyle kurtuluş beratı bulunan kimse geçebilecektir."
408- İmam Muhammed Bâkır, babalarından onlar da Resulüllah'tan şöyle nakletmişlerdir:
"Kim Sırat'ın üzerinden süratli bir rüzgar gibi geçmeyi ve Cennete sorgulanmadan girmeyi istiyorsa; Benim dostum, vasim, arkadaşım, ailem ve ümmetime halifem olan Ali b. Ebi Tâlib'in velayetini kabul etsin. Kim de Cehenneme girmek istiyorsa, O'nun velayetini reddetsin.
Rabb'imin izzet ve celaline and olsun ki, O (Ali) Allah'ın girilmesi gereken kapısıdır. O, sırat-ı müstakimdir. O, kıyamet günü, velayetinden insanların sorgulanacağı birisidir."
409- İmam Muhammed Bâkır'dan nakledilen diğer bir hadis de şöyledir: "Ya Ali, kıyamet günün olduğunda Ben, Sen ve Cebrail Sırat'ın üzerinde oturacağız. Böylece Senin velayetinle kurtuluş beratı yanında olmayan hiçbir kimse oradan geçemeyecektir."
410- Resulüllah buyurdu ki: "Kıyamet günü olduğunda Allah iki meleğe emredip Sırat üzerinde oturtacak, böylece Ali b. Ebi Tâlib'den beratı olmayan kimse oradan geçemeyecektir.
Kimin de yanında beratı olmazsa Allah onu yüzüstü Cehenneme atacaktır. Allah Teala, 'Durdurun onları, onlar sorgulanacaktır' ayetinde bunu kastetmiştir." (Kaynaklar için bakınız Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.