Resulullah: ‘Bana kardeşimi çağırınız’
“Resulullah (s.a.v.) hastalığı esnasında yanında hazır olanlara buyurdu ki: ‘Bana kardeşimi çağırınız’
10.07.2023 18:43:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Sünni Zehebî'nin eserinde şu rivayet yer almaktadır: Abdullah bin Amr'den rivayetle, dedi ki:
"Resulullah (s.a.v.) hastalığı esnasında yanında hazır olanlara buyurdu ki: 'Bana kardeşimi çağırınız.'
Hazır olanlar Hz. Ebu Bekir'i çağırdılar, Resulullah (s.a.v.) O'nun çağrıldığını görünce yüzünü O'ndan çevirir.
Sonra bir daha 'Bana kardeşimi çağırın' buyurduğunda Hz. Osman'ı çağırdılar. O'ndan da yüzünü çevirdikten sonra Ali (a.s.)'ı çağırdılar.
Ali (a.s.) içeri girdiğinde Resulullah (s.a.v.) elbisesi ile Ali (a.s.)'ı örttü ve Kendini Ali (a.s.)'ın elleri arasına bıraktı. Ali (a.s.) dışarı çıktığında sordular ki, 'Sana ne söyledi?'
Ali (a.s.) dedi ki: Bana bin kapı öğretti ve her kapı bin kapı açar."
Hz. Resulullah (s.a.v.) vefat anında Fâtıma (a.s.)'a şöyle buyurdu:
"Ey Fâtıma! Allah'a and olsun ki, Senin ağlamandan dolayı, Allah'ın Arş'ı ve onun etrafındaki melekler, gökler ve yerler ve onlardan olan her varlık ağlayacaktır."
Allame Meclisi'nin eseri Bihârü'l-Envâr'dan: Ebu Eyyub El-Ensarî şöyle diyor:
"Hz. Resûlullah (s.a.v.) hastalandı, Fâtıma (a.s.) O'nun ziyaretine gelerek ağladı. Resulullah (s.a.v.) O'nun bu durumunu görünce şöyle buyurdu:
Ey Fâtıma (a.s.) Allah-u Teala Seni çok sevmektedir. Seni, geçmişi herkesten parlak olan ve ilmi herkesten daha çok olan biriyle evlendirdi.
Allah-u Teala yeryüzündeki insanlara özel bir şekilde teveccüh edip onların arasından Beni seçti, Beni mürsel bir peygamber kıldı; yine yeryüzüne teveccüh etti, onların arasından kocanı seçti ve Seni O'nunla evlendirmek ve O'nu vasi kılmam için Bana vahyetti.
Ey Fâtıma! En üstün peygamber bizdendir, O da Babandır; en üstün vasi bizdendir, O da eşindir; en üstün şehitler bizdendir, onlar da babanın amcası Hamza ve iki kanadıyla cennette uçan ve istediği yere giden Babanın amcası oğlu Câfer'dir; cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin bizdendir; onlar da Senin evlatlarındır.
Canım elinde olan Allah'a hamd olsun ki, bu ümmetin Mehdi'si bizdendir, O da Senin torunlarındandır."
Sünni tarihçi Hüvarezmî'nin eserinden: Hz. Aişe dedi ki: "Resulullah (s.a.v.) vefat edeceği günde etrafında hazır bulunanlara şöyle buyurmuştu:
'Bana habibimi çağırın.'
O'na Hz. Ebu Bekir'i çağırdılar, Resulullah (s.a.v.) O'nun geldiğini görünce başını tekrar yastığına dayadı ve biraz sonra şöyle buyurdu:
'Bana habibimi çağırın.'
Ben hâzır olanlara dedim ki: 'Vay halinize! Hemen O'na Ali bin Ebi Tâlib'i çağırın, Allah'a yemin olsun ki başkasını istemiyor.'
Ali (a.s.) geldiğinde Resûlullah (s.a.v.) O'nu görünce oturdu ve örtüsünü kaldırıp Ali (a.s.)'ı beraberinde örttü ve yaşadığı müddetçe O'nu kucakladı. Vefat ettiğinde ise eli Ali (a.s.)'ın üzerinde idi."
Fuzuli'nin eserinden: Ümmü Seleme'den rivayet edilmektedir:
"Ben hastalık günlerinde Resulullah'a hizmet ediyordum. Bir gün şeker dağıtan dudağını oynattığını gördüm. Dinledim ve iştim ki, dua etmekteydi. Allah'a şöyle yalvarıyordu:
'İlâhi! Benim ümmetimi cehennem azabından kurtar! Kıyamet hesabını onlara kolaylaştır.'
Sordum: 'Ya Resûlallah, hâlin nedir?'
'Ey Ümmü Seleme, şimdi ayrılık zamanıdır. Ruhumuzun tenden ayrılma vaktidir.'
Bu sırada Ali de oradaydı: 'Ya Resûlallah, rüyamda gördüm ki, bir zırh giymiştim. Üzerimden çıkardılar' dedi.
Hz. Muhammed (s.a.v.): 'O zırh Bendim ki, bütün kötülükten, Senin koruyucundum. Benim göçüp gitme vaktim yaklaşmıştır. Sen yalnız kalacak ve bir çok belaya uğrayacaksın. Ey Ali, sakın ıstıraba düşünce sabırdan başka yol tutmayasın.'
Bu sırada Hz. Fâtıma (a.s.) da ağlamaya başladı: 'Ya Resulallah, rüyamda gördüm ki, elimde Mushaf yaprağı var¬dı, ansızın elimden kayboldu.'
Hazreti Muhammed (s.a.v.) buyurdu ki: 'Ey Fâtıma, o yaprak Bendim. Gözünün önünden kaybolsam gerek.'
Bu sırada Hz. Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) geldiler: 'Ey sevgili dedemiz dediler. Biz rüyamızda gördük ki, havada bir tahtırevan uçuyordu. Biz da onun altında baş açık yürüyorduk.
Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ey benim ciğer köşelerim. O taht Benim naaşımdır ki siz, misk kokulu saçlarınızı açıp O'nun altında yürüyeceksiniz." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
"Resulullah (s.a.v.) hastalığı esnasında yanında hazır olanlara buyurdu ki: 'Bana kardeşimi çağırınız.'
Hazır olanlar Hz. Ebu Bekir'i çağırdılar, Resulullah (s.a.v.) O'nun çağrıldığını görünce yüzünü O'ndan çevirir.
Sonra bir daha 'Bana kardeşimi çağırın' buyurduğunda Hz. Osman'ı çağırdılar. O'ndan da yüzünü çevirdikten sonra Ali (a.s.)'ı çağırdılar.
Ali (a.s.) içeri girdiğinde Resulullah (s.a.v.) elbisesi ile Ali (a.s.)'ı örttü ve Kendini Ali (a.s.)'ın elleri arasına bıraktı. Ali (a.s.) dışarı çıktığında sordular ki, 'Sana ne söyledi?'
Ali (a.s.) dedi ki: Bana bin kapı öğretti ve her kapı bin kapı açar."
Hz. Resulullah (s.a.v.) vefat anında Fâtıma (a.s.)'a şöyle buyurdu:
"Ey Fâtıma! Allah'a and olsun ki, Senin ağlamandan dolayı, Allah'ın Arş'ı ve onun etrafındaki melekler, gökler ve yerler ve onlardan olan her varlık ağlayacaktır."
Allame Meclisi'nin eseri Bihârü'l-Envâr'dan: Ebu Eyyub El-Ensarî şöyle diyor:
"Hz. Resûlullah (s.a.v.) hastalandı, Fâtıma (a.s.) O'nun ziyaretine gelerek ağladı. Resulullah (s.a.v.) O'nun bu durumunu görünce şöyle buyurdu:
Ey Fâtıma (a.s.) Allah-u Teala Seni çok sevmektedir. Seni, geçmişi herkesten parlak olan ve ilmi herkesten daha çok olan biriyle evlendirdi.
Allah-u Teala yeryüzündeki insanlara özel bir şekilde teveccüh edip onların arasından Beni seçti, Beni mürsel bir peygamber kıldı; yine yeryüzüne teveccüh etti, onların arasından kocanı seçti ve Seni O'nunla evlendirmek ve O'nu vasi kılmam için Bana vahyetti.
Ey Fâtıma! En üstün peygamber bizdendir, O da Babandır; en üstün vasi bizdendir, O da eşindir; en üstün şehitler bizdendir, onlar da babanın amcası Hamza ve iki kanadıyla cennette uçan ve istediği yere giden Babanın amcası oğlu Câfer'dir; cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin bizdendir; onlar da Senin evlatlarındır.
Canım elinde olan Allah'a hamd olsun ki, bu ümmetin Mehdi'si bizdendir, O da Senin torunlarındandır."
Sünni tarihçi Hüvarezmî'nin eserinden: Hz. Aişe dedi ki: "Resulullah (s.a.v.) vefat edeceği günde etrafında hazır bulunanlara şöyle buyurmuştu:
'Bana habibimi çağırın.'
O'na Hz. Ebu Bekir'i çağırdılar, Resulullah (s.a.v.) O'nun geldiğini görünce başını tekrar yastığına dayadı ve biraz sonra şöyle buyurdu:
'Bana habibimi çağırın.'
Ben hâzır olanlara dedim ki: 'Vay halinize! Hemen O'na Ali bin Ebi Tâlib'i çağırın, Allah'a yemin olsun ki başkasını istemiyor.'
Ali (a.s.) geldiğinde Resûlullah (s.a.v.) O'nu görünce oturdu ve örtüsünü kaldırıp Ali (a.s.)'ı beraberinde örttü ve yaşadığı müddetçe O'nu kucakladı. Vefat ettiğinde ise eli Ali (a.s.)'ın üzerinde idi."
Fuzuli'nin eserinden: Ümmü Seleme'den rivayet edilmektedir:
"Ben hastalık günlerinde Resulullah'a hizmet ediyordum. Bir gün şeker dağıtan dudağını oynattığını gördüm. Dinledim ve iştim ki, dua etmekteydi. Allah'a şöyle yalvarıyordu:
'İlâhi! Benim ümmetimi cehennem azabından kurtar! Kıyamet hesabını onlara kolaylaştır.'
Sordum: 'Ya Resûlallah, hâlin nedir?'
'Ey Ümmü Seleme, şimdi ayrılık zamanıdır. Ruhumuzun tenden ayrılma vaktidir.'
Bu sırada Ali de oradaydı: 'Ya Resûlallah, rüyamda gördüm ki, bir zırh giymiştim. Üzerimden çıkardılar' dedi.
Hz. Muhammed (s.a.v.): 'O zırh Bendim ki, bütün kötülükten, Senin koruyucundum. Benim göçüp gitme vaktim yaklaşmıştır. Sen yalnız kalacak ve bir çok belaya uğrayacaksın. Ey Ali, sakın ıstıraba düşünce sabırdan başka yol tutmayasın.'
Bu sırada Hz. Fâtıma (a.s.) da ağlamaya başladı: 'Ya Resulallah, rüyamda gördüm ki, elimde Mushaf yaprağı var¬dı, ansızın elimden kayboldu.'
Hazreti Muhammed (s.a.v.) buyurdu ki: 'Ey Fâtıma, o yaprak Bendim. Gözünün önünden kaybolsam gerek.'
Bu sırada Hz. Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.) geldiler: 'Ey sevgili dedemiz dediler. Biz rüyamızda gördük ki, havada bir tahtırevan uçuyordu. Biz da onun altında baş açık yürüyorduk.
Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ey benim ciğer köşelerim. O taht Benim naaşımdır ki siz, misk kokulu saçlarınızı açıp O'nun altında yürüyeceksiniz." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.