Libya Lideri Muammer Kaddafi'nin tüm İslam dünyasını ve Arap alemini hizaya getirerek ortak amaçta birarada tutmayı amaçladığı YEŞİL Kitabı Amerika ve İngiltere'nin TURUNCU alarmına takıldı.
En üst seviyedeki KIRMIZI alarmın bir alt seviyesi olan Turuncu alarm Amerika ve İngiltere için çalmaya başlamıştı.
Alarm, El Kaide tedhiş(!) hareketinin ve Saddam yanlılarının bu iki ülkedeki stratejik noktalara
BEYAZ noel öncesi saldırılarda bulunacağı teziyle verilmişti.
Kaddafi'nin kitlesel silahlar konusunda aldığı sürpriz karar, Washington ve Londra'yı biraz olsun rahatlatmış oldu.
Afrika'nın kuzeyinde atılan adımı, diğer alt bölgelerden ve Ortadoğu'dan atılacak adımlar izleyebilirdi, kimbilir...
Yeşil(!) kuşağın başat ülkesi İran bile taviz verir duruma gelmişken; Suriye'den de, Sudan'dan da, Arabistan ve Filistin'den de bazı jestler beklenebilirdi.
Amerika'nın Ortadoğu'da sakıncalı gördüğü bölgelerde İsrail'e yer yoktu. İsrail eldeydi ve elde tutulmaya da devam edilmeliydi.
İsrail Beyaz'ı, Filistin SİYAH'ı temsil ediyordu çünkü.
İngiltere ve Amerika yönetimleri, dünyanın değişik coğrafyalarını ellerindeki renkli kalemlerle boyamaktaydılar.
Bazı ülkelerin üzerine çizikler atılıyor, bazıları çember içerisine alınıyor, bazıları da karalanıyordu.
Endonezya, Filipinler, Fas, Cezayir, Yemen, Keşmir, Çeçenya, Pakistan çizilmiş,
Hindistan,Güney Kıbrıs,Yunanistan çember içerisine alınmış,
Afganistan,Filistin, Irak ise karalanmıştı.
Türkiye ise ne siyah ne de beyazdı.
Kuzey Irak'ta Türkiye'nin kırmızı çizgileri vardı.
Ama PEMBE'leştirildi.
Kuzey Kıbrıs ve Ege'deki berrak MAVİ hat koyulaştırılmaya çalışılıyor.
Güneydoğu'daki SARI topraklarsa İsrail kalemiyle boyanma gayretinde.
Dünyayı istediği renge boyamaya çalışanların boyası bittiğinde ara renklere başvuruluyor.
Bazı ana renkler diğer renklerle çakıştırılarak yeni ara renkler ortaya çıkarılıyor.
Ülkeler birbirine kırdırılıyor, ortam silikleşiyor; ama istenen renk de kıvama getiriliyor.
Sudan'da,Etiyopya'da, Arjantin'de, Venezuella'da..
İççatışmaların resmi FLU.
Görüntü matlaşırken çoğu çirkinlik de örtülmüş oluyor.
Ressam değişiyor, boya azalıyor, fırça darbeleri aynı rötuşu yapmaya devam ediyor.
Türkiye'nin tualdeki perspektifi değişmiyor.
Siyah-beyaz karışımı gride kalıyor.
Sunulan seçenek ise mor.
Çağrışımı kötü..
Türkiye MOR'a talip olmamalı.
En üst seviyedeki KIRMIZI alarmın bir alt seviyesi olan Turuncu alarm Amerika ve İngiltere için çalmaya başlamıştı.
Alarm, El Kaide tedhiş(!) hareketinin ve Saddam yanlılarının bu iki ülkedeki stratejik noktalara
BEYAZ noel öncesi saldırılarda bulunacağı teziyle verilmişti.
Kaddafi'nin kitlesel silahlar konusunda aldığı sürpriz karar, Washington ve Londra'yı biraz olsun rahatlatmış oldu.
Afrika'nın kuzeyinde atılan adımı, diğer alt bölgelerden ve Ortadoğu'dan atılacak adımlar izleyebilirdi, kimbilir...
Yeşil(!) kuşağın başat ülkesi İran bile taviz verir duruma gelmişken; Suriye'den de, Sudan'dan da, Arabistan ve Filistin'den de bazı jestler beklenebilirdi.
Amerika'nın Ortadoğu'da sakıncalı gördüğü bölgelerde İsrail'e yer yoktu. İsrail eldeydi ve elde tutulmaya da devam edilmeliydi.
İsrail Beyaz'ı, Filistin SİYAH'ı temsil ediyordu çünkü.
İngiltere ve Amerika yönetimleri, dünyanın değişik coğrafyalarını ellerindeki renkli kalemlerle boyamaktaydılar.
Bazı ülkelerin üzerine çizikler atılıyor, bazıları çember içerisine alınıyor, bazıları da karalanıyordu.
Endonezya, Filipinler, Fas, Cezayir, Yemen, Keşmir, Çeçenya, Pakistan çizilmiş,
Hindistan,Güney Kıbrıs,Yunanistan çember içerisine alınmış,
Afganistan,Filistin, Irak ise karalanmıştı.
Türkiye ise ne siyah ne de beyazdı.
Kuzey Irak'ta Türkiye'nin kırmızı çizgileri vardı.
Ama PEMBE'leştirildi.
Kuzey Kıbrıs ve Ege'deki berrak MAVİ hat koyulaştırılmaya çalışılıyor.
Güneydoğu'daki SARI topraklarsa İsrail kalemiyle boyanma gayretinde.
Dünyayı istediği renge boyamaya çalışanların boyası bittiğinde ara renklere başvuruluyor.
Bazı ana renkler diğer renklerle çakıştırılarak yeni ara renkler ortaya çıkarılıyor.
Ülkeler birbirine kırdırılıyor, ortam silikleşiyor; ama istenen renk de kıvama getiriliyor.
Sudan'da,Etiyopya'da, Arjantin'de, Venezuella'da..
İççatışmaların resmi FLU.
Görüntü matlaşırken çoğu çirkinlik de örtülmüş oluyor.
Ressam değişiyor, boya azalıyor, fırça darbeleri aynı rötuşu yapmaya devam ediyor.
Türkiye'nin tualdeki perspektifi değişmiyor.
Siyah-beyaz karışımı gride kalıyor.
Sunulan seçenek ise mor.
Çağrışımı kötü..
Türkiye MOR'a talip olmamalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005