The New York Times "Kıbrıs'ta müzakereler ve çözüm (çözülme) tamamen Tayyip Erdoğan'ın eseridir" diyedursun, Başbakan'ın hanesine yazılacak asıl zafer haberi K.Irak'tan yola çıktı.
PKK'nın 100 üst düzey yöneticisinin ABD saflarına katıldığı haberi dilden dile dolaşıyor. Haber belli ki bir "hazmettirme" sürecinden geçiyor. Yalanlamalar, tekrarlar ışığında galiba bir gerçeği daha göreceğiz:
Türkiye Af Yasası'nı revize ederek PKK'yı ABD'nin kollarından alacak ve Türkiye'nin siyaset sahnesine sokacak!
Ay yasası genişleyecek
Teröriste dağın yolunu açan Af yasası biliyorsunuz 6 aylık bir süre için çıkmıştı.
Güya Washington bu sürenin sonunda Kandil Dağlarında bekleyen 15 bin PKK'lıyı halledecek, ardından K.Irak'ta bulunan sembolik 300 kişilik Türk askeri de bölgeden ayrılacaktı.
Fakat elbette ki her şey boş bir laf olarak kaldı. Tabi bu yasadan faydalanarak dağa çıkan teröristi saymazsak.
6 Şubat'ta yasanın süresi dolmasına rağmen ABD'den, PKK'nın halledileceğine ilişkin en ufak bir işaret gelmiyor.
Daha doğrusu bir iz var da, bu tersinden bir iz.
ABD şimdi "Af yasasının kapsama alanını genişletir" diyor. Yani PKK yönelticilerine özgürlük istiyor Washington.
Dahası da var. Eğer bu konuda en ufak bir pürüz görünse, PKK unsurlarını K.Irak'taki Kürt gruplar Irak siyasetine dahil edecek.
Bu yolla bir taraftan da Türkiye'deki yandaşlarına malzeme üretiyor. Herhalde mesajı alacak kalemşörler bundan sonra şunları yazacaktır:
"Bakın biz bu imkanı tanımaz, PKK'yı affetmezsek onlar Irak'ta meşruiyet kazanıyorlar. Biz affedelim ki bizden teröristimiz, bizim milletvekilimiz olsun!"
Sonra... Sonrası kolay. Gelsin Osman Öcalan, Kani Yılmaz, Nizamettin Taş TBMM'de milletvekili olsun. Bakan olsun!
Aslında bu söylediklerimiz bir "yakın gelecek planlaması" olmaktan çıktı.
Barzani-Talabani ve PKK 28 Mart mahalli seçimleri öncesinde Türkiye'de bayrak açmış durumdalar.
DEHAP'la işbirliği yapan SHP, olmayan tabanını bu unsurlar aracılığıyla devşiriyor. Fikri Sağlar katıldığı parti programlarında "Biji Apo" sloganlarıyla karşılanıyor.
PKK'nın Avrupa örgütlenmesini üstlenen Dr. Mahmud Osman ise zaten Irak Geçici Yönetim Konseyi'nde görev yapıyor. Amerikalıların seçtiği Osman, Apo kontenjanından, Türkiye'nin giremediği yerler de kabul görüyor.
Sırada Türkiye Kürdistan'ı var
İşin argümanları bunlar. Fotoğrafın tamamı ise MİT Müsteşarı okuyor. Bakın Atasagun gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği son toplantıda neler söylemiş: "Öcalan çok merhale aldı kabul edelim. İngiliz belgelerinde "Türkiye'deki Kürt bölgesi olmadan, K.Irak'taki Kürt devleti yaşayamaz denilmektedir."
İşte işin esası bu... K.Irak'la Kürt devleti kuruldu şimdi sırada Türkiye toprakları var. Hükümetten beklenen hizmet, Kürdistan'ı yaşatacak adımları atmaktır.
İkiz yasalar da, mahalli idareler yasası da, Büyük Ortadoğu Projesi'ne gönüllü yazılmak da işte bu "kirli oyun"un alt basamaklarıdır.
Yani Kürdistan'ı yaşatma, koruma ve kollama görevi de Türkiye'ye verilmiştir.
Barzani ve Talabani 4 Temmuz'da Amerikan gazetelerine verdikleri ortak ilanda şunları söylemişlerdi: "Kuzey Kürdistan'ın kurulmasında en az ABD ve İngiltere kadar Türkiye'ye de teşekkür borçluyuz".
Şimdi sırada Kürdistan'ın Türkiye ayağı var.
O'nun teşekkür ilanını da herhalde İmralı'daki verir!
PKK'nın 100 üst düzey yöneticisinin ABD saflarına katıldığı haberi dilden dile dolaşıyor. Haber belli ki bir "hazmettirme" sürecinden geçiyor. Yalanlamalar, tekrarlar ışığında galiba bir gerçeği daha göreceğiz:
Türkiye Af Yasası'nı revize ederek PKK'yı ABD'nin kollarından alacak ve Türkiye'nin siyaset sahnesine sokacak!
Ay yasası genişleyecek
Teröriste dağın yolunu açan Af yasası biliyorsunuz 6 aylık bir süre için çıkmıştı.
Güya Washington bu sürenin sonunda Kandil Dağlarında bekleyen 15 bin PKK'lıyı halledecek, ardından K.Irak'ta bulunan sembolik 300 kişilik Türk askeri de bölgeden ayrılacaktı.
Fakat elbette ki her şey boş bir laf olarak kaldı. Tabi bu yasadan faydalanarak dağa çıkan teröristi saymazsak.
6 Şubat'ta yasanın süresi dolmasına rağmen ABD'den, PKK'nın halledileceğine ilişkin en ufak bir işaret gelmiyor.
Daha doğrusu bir iz var da, bu tersinden bir iz.
ABD şimdi "Af yasasının kapsama alanını genişletir" diyor. Yani PKK yönelticilerine özgürlük istiyor Washington.
Dahası da var. Eğer bu konuda en ufak bir pürüz görünse, PKK unsurlarını K.Irak'taki Kürt gruplar Irak siyasetine dahil edecek.
Bu yolla bir taraftan da Türkiye'deki yandaşlarına malzeme üretiyor. Herhalde mesajı alacak kalemşörler bundan sonra şunları yazacaktır:
"Bakın biz bu imkanı tanımaz, PKK'yı affetmezsek onlar Irak'ta meşruiyet kazanıyorlar. Biz affedelim ki bizden teröristimiz, bizim milletvekilimiz olsun!"
Sonra... Sonrası kolay. Gelsin Osman Öcalan, Kani Yılmaz, Nizamettin Taş TBMM'de milletvekili olsun. Bakan olsun!
Aslında bu söylediklerimiz bir "yakın gelecek planlaması" olmaktan çıktı.
Barzani-Talabani ve PKK 28 Mart mahalli seçimleri öncesinde Türkiye'de bayrak açmış durumdalar.
DEHAP'la işbirliği yapan SHP, olmayan tabanını bu unsurlar aracılığıyla devşiriyor. Fikri Sağlar katıldığı parti programlarında "Biji Apo" sloganlarıyla karşılanıyor.
PKK'nın Avrupa örgütlenmesini üstlenen Dr. Mahmud Osman ise zaten Irak Geçici Yönetim Konseyi'nde görev yapıyor. Amerikalıların seçtiği Osman, Apo kontenjanından, Türkiye'nin giremediği yerler de kabul görüyor.
Sırada Türkiye Kürdistan'ı var
İşin argümanları bunlar. Fotoğrafın tamamı ise MİT Müsteşarı okuyor. Bakın Atasagun gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği son toplantıda neler söylemiş: "Öcalan çok merhale aldı kabul edelim. İngiliz belgelerinde "Türkiye'deki Kürt bölgesi olmadan, K.Irak'taki Kürt devleti yaşayamaz denilmektedir."
İşte işin esası bu... K.Irak'la Kürt devleti kuruldu şimdi sırada Türkiye toprakları var. Hükümetten beklenen hizmet, Kürdistan'ı yaşatacak adımları atmaktır.
İkiz yasalar da, mahalli idareler yasası da, Büyük Ortadoğu Projesi'ne gönüllü yazılmak da işte bu "kirli oyun"un alt basamaklarıdır.
Yani Kürdistan'ı yaşatma, koruma ve kollama görevi de Türkiye'ye verilmiştir.
Barzani ve Talabani 4 Temmuz'da Amerikan gazetelerine verdikleri ortak ilanda şunları söylemişlerdi: "Kuzey Kürdistan'ın kurulmasında en az ABD ve İngiltere kadar Türkiye'ye de teşekkür borçluyuz".
Şimdi sırada Kürdistan'ın Türkiye ayağı var.
O'nun teşekkür ilanını da herhalde İmralı'daki verir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021