Atatürk Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Görgüner, sigara içmeyen kişilerin, sigara içilen ortamlarda dumana maruz kalmalarının, pasif içicilik olduğunu söyledi. Pasif içiciliğin günümüzde, "çevresel sigara içimi" olarak da adlandırıldığını belirten Görgüner, pasif içicilerin sigara dumanından, "ana duman" ve "yan duman" olmak üzere iki şekilde etkilendiklerini ifade etti. Sigara içen kişilerin, akciğerlerine çektikten sonra havaya üflediği dumanın ana duman, sigaranın yanar halde bırakıldığında oluşan dumanın da yan duman olduğunu anlatan Prof. Dr. Görgüner, şunları kaydetti: "Tiryakilerin kül tablalarında tüter halde bıraktıkları sigaralar, pasif içiciler için çok daha tehlikeli. Ana dumandan çok yan dumandan etkilenen pasif içiciler, akciğer kanseri riski altında. Dünyada her yıl 800 bin ile 1 milyon arasında pasif içici, akciğer kanserine yakalanıyor. Sigara içmemesine rağmen akciğer kanseri teşhisi konulan hastaların 4'te 1'inin pasif içici olduğu saptandı. Akciğer kanserinde sağ kalım süresi ise ortalama 8 aydır." Eşleri sigara içen kadınlar...Prof. Dr. Görgüner, Japonya'da yapılan bir araştırmanın, eşleri sigara içen kadınların, içmeyen kadınlara göre, akciğer kanserine yakalanma riskinin yüzde 30 daha fazla olduğunu gösterdiğini söyledi. Bu konuda önemli araştırmalardan birinin de ABD'de yapıldığını kaydeden Görgüner, "Bu araştırma da dünyada erişkin nüfusun yüzde 40'ının pasif içiciliğe maruz kaldığını ortaya koymuştur" dedi. Pasif içiciliğin, sigara içilen ve yeterince havalandırılmayan yerlerde oluştuğunu belirten Görgüner, "Pasif içicilik durumuna maruzkalan kişiler, ellerinden geldikçe sigara içilen kapalı ortamlardan uzak durmalı. Eğer bu ortamlarda bulunmak zorunluluğu varsa, ortam sıksık havalandırılmalı" diye konuştu. Görgüner, gelişmiş ülkelerde insanların pasif içiciliğe maruz kalmamaları için önlemler alındığını ancak, bunun Türkiye'de henüz yeterli seviyede olmadığını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.