(dünden devam?)
83 Erzurum depremini hatırlamamıza ve bu yazıyı kaleme almamıza vesile olan ise Horasan'ın Bahçeli köyünden Mürsel amca.
Mürsel amcanın oğlu Erol Usta, bizim 25 plaka arabanın bakımını yaparken biz babası ile sohbeti koyulaştırdık, epey zaman sonra ismimi sorunca; "Aziz Karaca sen misin, sakal bırakmışsın zayıflamışsın tanıyamadım ama baştan beri sesin hep tanıdık geldi, senin Meltem'deki Aşıklar programını az mı seyrettik?"
Bir ara söz depreme geldi; '83' Erzurum depremini hatırlar mısın dedi, otuzlu yaşlarda olan oğlu Erol Ustayı göstererek bunlar o depremden sonra oldu, ikinci evliliğimden, deyince ben o günü kısaca anlatmasını rica ettim.
"30 Ekim 1983, günlerden Pazar, soğuk bir gün, sabah namazından geldim, şöyle biraz uzanıp ahıra, hayvanları yemlemeye gideceğim, bir buçuk yaşında olan oğlumuz bastı ağlamayı, ne yaptımsa susturamadım, annesi inekleri sağmaya gitmiş, ben de o sırada namazını kılmış tespih çeken annemin kucağına verdim ve dışarı çıktım. Kapı komşumuzla selamlaştık ve ahıra gitmek üzere iki adım attım, üçüncüyü atmadan sanki birisi beni kaldırdı yere vurdu, bir şey anlayamadım, kalkmaya çalıştım tekrar yere düştüm ve zar-zor bir kalktım ki duvarların taşları karpuz gibi, mısır patlağı gibi sağa-sola fırlatılıyor ve köyün üstü toz-duman, dumanla birlikte arşa yükselen feryatlar?
Bir buçuk yaşında olan oğlumuz, onun bir büyüğü, on yedi yaşında olan oğlumuz ve anneleri olmak üzere sadece bizim evden dört cenaze çıkardık, o gün sadece annemi ve bir kızımı yaralı kurtarabildik, çocuk ağlamasaydı ben de içerde olacaktım ve belki de ölenlerden birisi de ben olacaktım, görecek günlerimiz varmış, yaş yetmiş beş hala yaşıyoruz."
Komşu köylerde yaşananları ise zaten aşığımız dile getirmiş, bir daha öyle bir günün hiçbir ilimizde yaşanmaması dileğiyle, ölenlere rahmetler niyaz ediyoruz.
"Vatandaşlar kan veriyor durmadan
Sıra sıra gurubunu sormadan
Yardım gerek kara günler görmeden
Hele gelin görün bizim köyleri
Ciğerler acısı bin dört yüz ölü
Daha tamam değil oda şüpheli
Kader böyle ise tedbir kapalı
Hele gelin görün bizim köyleri
Şura köymüş Bahçeleri varmış
Sahibi göç etmiş fidan kurumuş
Ayrılık pek yaman ölüm zor imiş
Hele gelin görün bizim köyleri
Koyunlar kuzular sahipsiz otlar
Virane yaylalar matemli yurtlar
Gündüz köyde gezer tilkiler kurtlar
Hele gelin görün bizim köyleri
Onuncu ay, ayın otuzu gün pazar
Düğünler yas dolu zifaflar mezar
Kederle yazılmış destanımız var
Hele gelin görün bizim köyleri.
Reyhani bu derdi nasıl bileyim
Mürekkep yetmez ki kalem alayım
Dostlarıma baş sağlığı dileyim
Hele gelin görün bizim köyleri
Dostlarıma baş sağlığı dileyim
Ah felek neyledi bizim köyleri."
83 Erzurum depremini hatırlamamıza ve bu yazıyı kaleme almamıza vesile olan ise Horasan'ın Bahçeli köyünden Mürsel amca.
Mürsel amcanın oğlu Erol Usta, bizim 25 plaka arabanın bakımını yaparken biz babası ile sohbeti koyulaştırdık, epey zaman sonra ismimi sorunca; "Aziz Karaca sen misin, sakal bırakmışsın zayıflamışsın tanıyamadım ama baştan beri sesin hep tanıdık geldi, senin Meltem'deki Aşıklar programını az mı seyrettik?"
Bir ara söz depreme geldi; '83' Erzurum depremini hatırlar mısın dedi, otuzlu yaşlarda olan oğlu Erol Ustayı göstererek bunlar o depremden sonra oldu, ikinci evliliğimden, deyince ben o günü kısaca anlatmasını rica ettim.
"30 Ekim 1983, günlerden Pazar, soğuk bir gün, sabah namazından geldim, şöyle biraz uzanıp ahıra, hayvanları yemlemeye gideceğim, bir buçuk yaşında olan oğlumuz bastı ağlamayı, ne yaptımsa susturamadım, annesi inekleri sağmaya gitmiş, ben de o sırada namazını kılmış tespih çeken annemin kucağına verdim ve dışarı çıktım. Kapı komşumuzla selamlaştık ve ahıra gitmek üzere iki adım attım, üçüncüyü atmadan sanki birisi beni kaldırdı yere vurdu, bir şey anlayamadım, kalkmaya çalıştım tekrar yere düştüm ve zar-zor bir kalktım ki duvarların taşları karpuz gibi, mısır patlağı gibi sağa-sola fırlatılıyor ve köyün üstü toz-duman, dumanla birlikte arşa yükselen feryatlar?
Bir buçuk yaşında olan oğlumuz, onun bir büyüğü, on yedi yaşında olan oğlumuz ve anneleri olmak üzere sadece bizim evden dört cenaze çıkardık, o gün sadece annemi ve bir kızımı yaralı kurtarabildik, çocuk ağlamasaydı ben de içerde olacaktım ve belki de ölenlerden birisi de ben olacaktım, görecek günlerimiz varmış, yaş yetmiş beş hala yaşıyoruz."
Komşu köylerde yaşananları ise zaten aşığımız dile getirmiş, bir daha öyle bir günün hiçbir ilimizde yaşanmaması dileğiyle, ölenlere rahmetler niyaz ediyoruz.
"Vatandaşlar kan veriyor durmadan
Sıra sıra gurubunu sormadan
Yardım gerek kara günler görmeden
Hele gelin görün bizim köyleri
Ciğerler acısı bin dört yüz ölü
Daha tamam değil oda şüpheli
Kader böyle ise tedbir kapalı
Hele gelin görün bizim köyleri
Şura köymüş Bahçeleri varmış
Sahibi göç etmiş fidan kurumuş
Ayrılık pek yaman ölüm zor imiş
Hele gelin görün bizim köyleri
Koyunlar kuzular sahipsiz otlar
Virane yaylalar matemli yurtlar
Gündüz köyde gezer tilkiler kurtlar
Hele gelin görün bizim köyleri
Onuncu ay, ayın otuzu gün pazar
Düğünler yas dolu zifaflar mezar
Kederle yazılmış destanımız var
Hele gelin görün bizim köyleri.
Reyhani bu derdi nasıl bileyim
Mürekkep yetmez ki kalem alayım
Dostlarıma baş sağlığı dileyim
Hele gelin görün bizim köyleri
Dostlarıma baş sağlığı dileyim
Ah felek neyledi bizim köyleri."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025