İlk okuldayım. Trabzon'un Fatih Mahallesi'ndeki evimizdeyiz. Ağabeylerim bir sabah ellerinde binlerce el ilanı ve bir kucak bayrakla geldiler eve. Balkondan sokak lambasına BTP bayraklarını çektik. Onlar üniversiteli büyük işler onlarda, biz ise ilkokuldayız. Babam "dükkan atlamadan yol boyu herkese vereceksiniz" diyerek kucağımıza verdi el ilanlarını. El ilanlarının üzerinde Prof. Dr. Haydar Baş hocamın büyükçe bir resmi ve sayfalarda "kaynaklarımız" ve detay projeler yer alıyor.
Benim yolculuğum böyle başladı. 6-7 yaşlarında dükkan dükkan gezip Haydar Hocayı ve projelerini anlattım. Bizlere en iyi öğrenme yolunun anlatmak ve mücadele etmek olduğunu iyice öğretmişti. O yaşımda az kavga etmedim diyebilirim.
Hocamın tavsiyesi ve isteğiyle 2002 seçimlerinden sonra Söğütlü Beldesi'nde açılan Özel Fatma Baş Koleji'nde eğitime devam ettim. Prof. Dr. Haydar Baş hocamın en kıymet verdiği şey evlatlarının tertemiz yetişmesi idi. Dışarıdaki dünyanın pisliğini bilerek asla o dünyada bizi kaybetmeyi düşünmedi ve bizi yanından ayırmadı.
Hatırladığım kadarıyla Trabzon'da bu koleji açmasındaki asıl maksat da buydu. İlkokul, ortaokul, lise derken O'nun yanında doğru, dürüst, ahlaklı olmayı öğrendik. Çocukluğumdan hatırladığım en güzel anları Onunla ya da onun sayesinde yaşadım.
Öyle bir arkadaş çevrem oldu ki hepsine sonuna kadar güvenebileceğim beni asla satmayacak kardeşlerim. Sahip olduğum en kıymetli değerler de yine onun sayesinde, O'nun ortak paydasında bir araya gelmiş dostluklar. İşte bu sayede bir araya gelmiş olan dostlar olarak bizler bugün O'nun bayrağını devraldık, emanetlerine sahip çıkmak üzere yemin ettik.
Kendisi bizi bizden daha çok düşünür, ateşe gitmememiz için bizi, gönlümüzü tutardı. Bir baba gibi bize kol kanat gerdi. Bizi aldı nasihatler etti. Doğruyu, hakikati anlattı. Allah'a hesap verme şuurunu bizlere kazandırdı. Ölçü sahibi bir insan yaptı. Bir misyon yükledi ve her birimize mesuliyet gömleğini giymemizi öğütledi.
Üniversite bitti dua istedim. 'Allah yolunu açık etsin oğlum' dedi. Staj bitti dua istedim. 'Aferin oğlum çok güzel yetiştiniz' dedi. Çalışma hayatına duasıyla başladım. Derken bir gün arkadaşlarla bir program yapsak diye konuştuk. Sonra aynı fikri büyüklerimiz bizlere söyledi. Aynı fikre bir anda kapılmamızın iyi bir işaret olduğunu düşünerek programa atıldık.
Her hafta sonu ilk yayından itibaren canlı olarak yayınlanan "KONUŞUYORUM" programına başladık. İlk programdan itibaren en sıkı takipçimiz Prof. Dr. Haydar Baş hocamız oldu. Tebriklerini iletti. Bir iki program sonra bir gece Abdullah aradı. Osman yarın Trabzon'a gidiyoruz hazırlan. Hayırdır demeye kalmadı hocamın programı çok beğendiğini ve bizleri misafir etmek istediğini söyledi. Hayatımda duyduğum en güzel haberi verdi bana.
Aceleyle hazırlandık Trabzon'a gittik. Uçaktan indikten sonra en az 3 kere "Nerdesiniz geldiniz mi?" diye sordu. Eve geldik bizi dünyanın en kıymetli insanları gibi karşıladı. Biz hala şoktayız. "Ne oluyor biz ne yaptık ki bu kadar kıymet veriyor hocam bize?" diyoruz. Velhasıl güzel bir ziyafetin ardından 4-5 saatlik uzun bir görüşme yaptık. Bizi bizlere hiç bilmediğimiz şekilde anlattı ve bizlere çok güvendiğini birçok kez ifade etti. Dualar etti ve ailelerimize bizleri böyle yetiştirdikleri için teşekkürlerini ve selamlarını iletmemizi istedi. Ancak ailelerimizi de bizi yetiştiren de bir fiil O idi...
Sonrasında sıkı çalışmalar başladı. Her zaman olduğu gibi O'nu ve davasını her zaman ve her yerde anlattık. Programlarımız da O'nun fikirlerinin analizlerini yapmaya çalıştık. Çok duasını aldık Allah'a şükürler olsun.
Ama bugün hiç beklemediğimiz birş ey oldu. O aramızdan ayrıldı. Hiçbir vakit kendisinin cenazesi aklıma gelmemişti. Her zaman O'nun benden razı olduğunu söylediği cenazem hayalimde idi. Fakat Allah'ın muradı farklı oldu ve hepimizi paramparça etti. Hayatımızın en büyük parçasını yitirdik. Babamızı kaybettik. O bizim için her zaman vardı. Hayata O'nunla başladık. O'nunla büyüdük. O'nunla öğrendik. Onsuzluk bizim hayalimizde bile var olmadı ancak bugün onsuzluğu tattık. Çok acı bir tad.
Biz O'ndan her şeyi öğrendik ancak Onsuz yaşamayı öğrenmedik. En büyük imtihanımızda sanırım bu. Allah O'na layık bir evlat olabilmeyi bütün yoldaşlarıma nasip etsin. Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin. O'nu en iyi şekilde anlamayı, eserlerini ve davasını yüceltebilmeyi bizlere nasip etsin. O bu yolu bizlere emanet etti. Rabbim mahçup eylemesin.
Başta Üstadımızın kıymetli ailesi olmak üzere, bütün dava arkadaşlarıma, BTP camiasına ve yetim kalan İcmal gençliğine baş sağlığı diliyorum.
- Putin'in elması / 06.01.2015
- Verilen nimetlere sahip çıkmalıyız / 23.12.2014
- İnanç savaşına bir ninni daha; Osmanlıca / 17.12.2014
- Putin'den Erdoğan'a 'milli para' dersi / 10.12.2014