logo
23 KASIM 2024

Ortaöğretimden üniversiteye taşınan sorunlar

21.09.2004 00:00:00
Yeni öğretim dönemiyle birlikte bir taraftan yeni YÖK yasası, diğer taraftan ilk ve orta öğretim öğrencilerinin sorunları, paralı eğitim, devlet okulları ve özel okullar derken üniversite sınavlarını yeni kazanan öğrencilerin kayıtları ile birlikte orta öğretimden üniversiteye taşınan eğitim sorunları yeniden gündemde. Üniversite sınavını kazanmak için ezberci bir yapı içerisinde yarışıp eşdaşlarını geçip %10'luk bir sıraya girmeyi becererek kayda gelen gençlerin gözlerindeki pırıltı ve gelecek beklentisi bizleri yeniden umutlandırmakla beraber, üniversitelilik bilinci ve gerçek anlamda üniversite eğitimi ve öğretimi konusundaki kaygılarımızı yeniden hatırlatmış oldu. Uzun zamandır üniversite öğretim üyeleri olarak liseden üniversiteye gelen öğrencilerin performansından memnun olunmadığı sık sık konuşulmaktadır. Bu konudaki temel görüş; Milli Eğitim okullarından ve özel okullardan gelen öğrencilerin yeterince bilgilerle donatılmamış, çağın gereklerini ve değişimlerini kavramakta yetersiz, hobileri olmayan, geleceğini nasıl belirlemek istediği konusunda yetersiz olan, yabancı dil eksikliği ve kendini ifade etme yetersizliği olan kişiler olduğu yönündedir. Bütün öğrenimleri boyunca ezbere ve test sınavlarına hazırlandıkları için herhangi bir konuyu kâğıda dökerek ifade etmekte çok zorlandıkları görülmektedir. Öğrenciler sınav yorgunu ve motivasyonları tükenmiş durumdadırlar.

Sorumlu sadece öğrenci mi?

Üniversiteler yukarıda beklenilen ölçüde yetişmiş beyin gücü yetiştirebiliyor mu? Cevap hayır. Burada sorulan soru üniversite seçme sınavı üniversitelerin aradığı öğrenci tipini seçebiliyor mu? Bugün bu sorunun cevabı net değil. Devlet üniversitelerinin içinden geçtiği sıkıntılı durum ortada. Bunca zorluğa rağmen, bazı üniversiteler kaliteli eğitim vermeye çalışsalar da belirli bir bilim felsefeleri ve politikaları olmadığı için sonuç alınamamaktadır. Özel üniversiteler ve diğer vakıf üniversiteleri kendi içlerinde işletme ciddiyetleri ile kendi özel okullarını kurarak istedikleri adam tipini yetiştirmeyi hedeflemektedirler. Geride kalanların çoğu üniversite ile ileri lise arasında sıkışıp kalmış durumdalar. Öğrenci, veli ve eğitmen ne yapacağını bilmiyor. Üniversiteye giremeyen, üniversiteyi bitirip de işsiz kalan ve bunalıma sürüklenen gençlik ordusu hepimizin malumu. Ciddi boyutlarda bir eğitim ve öğretim sorunu ülke gündemini işgal etmektedir.

Yapılan yanlışlardan biri de sorunun doğrudan öğrenciye yüklenmesi ve sorumlu kişi olarak yalnızca öğrencinin algılanmasıdır. Olayın bilincinde olanlar sorunun bir sistem sorunu olduğunu söylemekte ve çözüm yolları da önerebilmektedirler. Belki de üniversitelerin bu bağlamda her yıl Milli Eğitim Bakanlığı'na gelen öğrencilerin performansları ile ilgili bilgi sunması gerekir.

Genç Cumhuriyetin öncüsü Mustafa Kemal tarafından o yokluk yıllarında mutlu bir toplum oluşturmak amacıyla Milli Eğitime büyük önem verilmişti. Türk eğitim tarihine bakıldığında Cumhuriyetin eğitim projesinin bu dönemde şahlandığı ancak çok kısa sürede önünün kesildiği görülmektedir. Bir dönem 1940'lı yıllarda başta Köy Enstitüleri olmak üzere Türk eğitimi-öğretim modeli dünyaya UNESCO tarafından örnek olarak gösterilmeye çalışılırken bir anda bizim eğitim sistemimiz zayıflatıldı ve bugün içinden çıkılamaz duruma getirildi. Ne oldu da kim bu ülkenin yurttaşlarının üst düzeyde eğitilmelerini istemedi? Hiç sorgulandı mı? Bugün hızla artan ve bir sektör haline gelen dershanecilik, özel okullar, özel kurslar nereden çıktı? Bunların başarılarını geçmişin eğitim modelleri ile karşılaştırıp eğer bir yanlış var ise bunu sorgulamak gerekmez mi?

Bütün bu gelişmelerin sonucunda ülkemiz insani kalkınmışlık yönünden dünyada son sıraları almaktadır. Yine merkezi Paris'te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD), üye ülkelerin vatandaşlarının ortaöğrenim başarısını ele alan araştırmasına göre Türkiye'nin yüzde 30'luk başarıyla 30 üye ülke arasında 29. sırada bulunduğunu ortaya koymuştur.

Milli Eğitiminin amacı topluma yaratıcı, girişimci, kendine güveni olan ve kendini yönetebilen insanlar sağlamaktır. Bunun için insan kaynakları konusunda olası temel konuların başında 1. Sorumluluk sahibi ve sağlıklı kararlar verebilen kişiler yetiştirmek, 2. İyi yabancı dil bilgisi, 3. Teknoloji kullanımına hazır olmak, 4. Güzel sanatlar özellikle de müzik ve resim, iş eğitimi konusunda eğitime önem vermektir. Bugün acaba bu beklentinin neresindeyiz? Bu bağlamda üniversite çalışanları olarak liseden gelen öğrencilerin performanslarını sorgulamakta haksız mıyız?
 
Ibrahim Ortaş / diğer yazıları
'Yeni silahlar geliştirdik'
Putin'in eli belinde!
Nedeni artan enflasyon
Kartlı ödemelerde bir rekor daha
Türkiye'deki en büyük alıcı
Merkez Bankası altın yığınağı yapıyor
İki kayyum kararı daha
Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden alındı
Türkiye'de kaç milyon Suriyeli var?
Göç İdaresi: Çocuklar dahil 2 milyon 935 bin 742
'Biden Trump'a kötü miras bırakmaya çalışıyor'
Rusya'dan dikkat çekici açıklama
Günleri var değerleri yok!
Öğretmenlerin umutları kalmadı
'Kantin solcuları'
Erdoğan'dan CHP'ye tepki
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
İfadesinde çarpıcı iddialarda bulundu
BTP’den Nasuh Mahruki’ye destek ziyareti
'Tutuklamalar bir sopa olarak kullanılıyor'
Kredi kartı borçları katlanarak artıyor
Kredi kartlı ödemeler yıllık yüzde 83 arttı
Utanç davası 5. gününde
Yenidoğan çetesi yargılanıyor
Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti
‘Erdoğan’a oy vermeyeceğim… Ahiretime zarar vermek istemiyorum’ demişti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği açıkladı
Kaç şirket kapandı?
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
Sebep: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymışlar!
'Yeni silahlar geliştirdik'
Putin'in eli belinde!
Nedeni artan enflasyon
Kartlı ödemelerde bir rekor daha
Türkiye'deki en büyük alıcı
Merkez Bankası altın yığınağı yapıyor
İki kayyum kararı daha
Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden alındı
Türkiye'de kaç milyon Suriyeli var?
Göç İdaresi: Çocuklar dahil 2 milyon 935 bin 742
'Biden Trump'a kötü miras bırakmaya çalışıyor'
Rusya'dan dikkat çekici açıklama
Günleri var değerleri yok!
Öğretmenlerin umutları kalmadı
'Kantin solcuları'
Erdoğan'dan CHP'ye tepki
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
İfadesinde çarpıcı iddialarda bulundu
BTP’den Nasuh Mahruki’ye destek ziyareti
'Tutuklamalar bir sopa olarak kullanılıyor'
Kredi kartı borçları katlanarak artıyor
Kredi kartlı ödemeler yıllık yüzde 83 arttı
Utanç davası 5. gününde
Yenidoğan çetesi yargılanıyor
Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti
‘Erdoğan’a oy vermeyeceğim… Ahiretime zarar vermek istemiyorum’ demişti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği açıkladı
Kaç şirket kapandı?
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
Sebep: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymışlar!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.