Bazıları, "Türkiye'nin ikinci Susurluk vakası" dediler, içinden geçtiğimiz yolsuzluk operasyonuna.Biz olaya sadece "yolsuzluk ve rüşvet" olarak bakmak istemiyoruz.BOP'un 22. halkası Türkiye'ye, BOP'un devamı Arap Baharı başladığından beri, çeşitli vesilelerle nabzı yoklanan Türkiye'ye dikkat çekmek istiyoruz. Hatırlayınız, ağaç kesimine tepki olarak başlayan Gezi Parkı eylemleri, kısa sürede tüm yurda yayılmış, iş, vatandaşların sokaklarda "hükümet istifa" sloganlarına kadar uzanmıştı.Hatta, o dönem hükümetin AB'nin eleştirilerine maruz kalmayı dahi göze alarak yaptığı tomalı ve biber gazlı orantısız güç kullanımı, hükümet yetkililerinin, Arap Baharı'nın kendilerine uzanmasını engellemek için gerekli görülmüş olamaz mı?AK partisi yine aynı içgüdüsel hareketle, Mısır'da darbe ile iktidardan bir gecede indirilen Mursi'ye, dünyada acıyan ve arka çıkan tek kabine olmadı mı?ABD'nin işi belli olmaz.Prof. Dr. Haydar Baş Bey, bundan dokuz ay evvel, "Sonun Hüseyin bin Ali gibi olacak" ikazında bulunurken, okyanus ötesine güvenilmemesi gerektiğini belirtmişti.Bugün Ak partisi vekilleri bütçe görüşmelerinin kapanış konuşmasında, muhalefet ve iktidar vekillerinin beraber hareket etmesi gereken bir "çete" komplosundan bahsediyorlar.Ak partililer, milletin meclisinde olduklarını hatırlatıp, milletten de "bize sahip çıkın" beklentisindeler, iki Bakan'ın oğlunun tutuklandığı, adı karışan kimsenin istifa etmediği bu büyük vurgun karşısında.Cemaate çete demeye başlayanlar, yakın geçmişte gerek buradaki temsilcilerle, gerekse okyanus ötesindeki merkezlerle her şeyi halletmişti.Ama, kader hep aynı kader. ABD, bu sefer Ak partisinin üstünü çizdi, düğmeye bastı.Kimse böyle gizli bir operasyonu, cemaate mal etmemelidir. Bu itham onları gereğinden fazla büyütmektir. Arap Baharı benzeri bir iç karışıklık, Gezi Parkı eylemlerinde denenmiş ancak Türk halkının feraseti ile istenen isyan kıvılcımı yakılamamıştır. Bugün ABD ve İsrail, kullandıkları cemaatin suyunu çıkartırcasına kendi adlarına kullanıyor, Türk devletinin ve siyasetinin sonunu getirmek istiyorlar. Hizmetten kasıt şer güçlerin safında olup Türkiye'nin işini bitirmek değil ama bunu yapacak irade ve duruş maalesef cemaatte yok. Görünen o ki, "camiler kışlamız minareler süngümüz olacak" diyerek iktidara gelenler, koltuk ve makam için her şeylerini yitirdiler, helal-haram sınırını kaldırdılar. Biz acısak, acısak "Müslümanım" diye ortada dolaşanların geldiği bu tabloya acırız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018