Bir aralık ben, çölde yürüyordum. Tek başına oturan bir adam gördüm. Yanına yaklaştım, ona selam verdim. O da bana selam verdi. Fakat konuşmak istemedi. Biraz sonra şöyle dedi.... El Arif'ül Vasıtî anlatıyor: Bir aralık ben, çölde yürüyordum. Tek başına oturan bir adam gördüm. Yanına yaklaştım, ona selam verdim. O da bana selam verdi. Fakat konuşmak istemedi. Biraz sonra şöyle dedi: Allah'ın zikriyle meşgul ol. Çünkü O'nu anmak kalplere şifadır. İnsanoğlu, O'nun zikrinden ve O'nu anmaktan geri durur; halbuki ölüm önündedir. Allah her zaman onu görüyor.Bundan sonra ağlamaya başladı. Ben de onunla beraber ağladım. Sonra ona: Seni burada tek başına yalnız olarak görüyorum. Neden böylesin? Deyince: Ben yalnız değilim. Allah benimledir. Ve Allah benimle beraber olduğu için kendimi yalnızlık içinde bulmuyorum...Sonra kalktı. Koşarak yürüdü, yürürken de şöyle diyordu: Efendim... Halkın çoğu Seni bırakmış, başkası ile meşgul. Halbuki Sen bütün yaratılmışlara bedelsin. Ey kimsesizlerin sahibi... Ey yalnızların munîsi... Ey tek kalanların sığınağı...Hem böyle söylüyor, hem de yürüyordu. Ben de ardından takip ediyordum. Birden bana döndü ve şöyle dedi: Dön... Allah sana afiyet versin... Senin için benden daha hayırlı olana koş. Beni meşgul etme. Beni, senden daha hayırlı olanla başbaşa bırak...Sonra gözden kayboldu, bir daha görünmedi.Allah'tan onlara rıza ve rahmet dileriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.