İrfan sahibinin sevinci ve üzüntüsü süruru üzüntüsünde gizlidir. Hüznü süruru içinde saklıdır. İzzeti zilletle karışıktır. Zilleti izzetle saklıdır. Korkusu ümitle doludur. Ümidi korkuya belenmiştir. Onun ne korkusu ümidini boşa çıkarır; ne de ümidi korkusundan birşey eksiltir.O büyük insan, dışı ile insanlarla geçinir; içinde ise Allah'la olur. Dışı ile yaptığı halk sohbeti, kalbindeki Allah sevgisine bir zarar vermez.Aziz odur, zelil odur, fakir odur, zengin odur. Beyazıd-ı Bestami Hazretleri bir münacaatında şöyle diyor:- Her zaman ne desem,-Yaklaştı bağımın çözüm anı; tekrar perkitirler çivilerle kaydım bağlarını...Bu, onun münacaatından bir parçadır. Bu sözler kelime kelime dilinden döküldüğü zaman, gözlerinden yaşlar akardı. Onun irfanına en büyük delili, bu hali idi...Her şeyin bir nişanı vardır; arzu edilen şeyin aslına onunla varılır. İşbu mana icabıdır ki, bir kimsede zünde dair bir hal sezilirse, o halin sahibi zahiddir. Yine bir şeye karşı içte beslenen heves, o şeye erileceğine ve o heves sahibinin arzuladığı şeye karşı bir istidatı var demektir.Bu kıyas uzatılabilir...Mesela, bir kimsede ahmaklık alametlerinden birisi varsa, o kimsede ahmaklık var demektir.Bir kimsede, kahramanlık nişanlarından biri varsa, o kimse, kahramanlar arasında sayılır.Gaflet nişarnları da böyledir. Onun azı çoğu olmaz. Önce az gözükür ama, yeri geldiği zaman çoğalır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.