80 öncesinin redikıl İslamcılarının içler acısı haline rağmen hala birilerinin kalkıp: "Din özgürlükçüleri ile İslam devletçileri aynı amaçta" şeklinde açıklamalarda bulunmalarını anlamak zor.
Ortada bırakın, İslamcı, neredeyse İslam kalmayacak, hala birileri "kıssatün la tentehi/bir türlü bitmeyen masal" peşinde.
Bir dönüm tarihi olan seksen öncesinin İslamcıları, eski sevdalarından çoktan vazgeçti.
Bunun en canlı ve çarpıcı ve dahi çırpıcı örneği hükümeti oluşturan zevat değil mi?
Fazla değil, bundan yirmi sene önce ne diyorlardı, şimdi ne diyorlar?
Yirmi sene önce neyi savunuyorlar, şimdi neyi savunuyorlar.
Bir eski "radikalin" Sabah Gazetesi'nde yayımlanan Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını savunan yazısını bir arkadaş getirdi geçenlerde.
Sayın "radikalin" Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden tanıyan bir dostum da o an yanımdaydı.
O anlattı: Şimdinin Heybe(li)cisi Sayın "radikal" o yıllar, moda tabirle "İrancı".
İstanbul'un ilçe belediyelerinden bir pirimin müdüresi bir bayandan da dinledim sayın "radikal" beyin renkli Bursa yıllarını, etti iki şahit.
Dünkü yazımda da değindim.
Trabzon'da eski bir "radikale" sormuş bizim M. Hilmi Yıldırım;
Siz eskiden mücahittiniz, şimdi niye değiştiniz?
Cevap vermiş:
Eskiden mücahittik, şimdi müteahhit olduk.
Hep cihat edecek değillerdi ya.
Özellikle "Belediyelerden trilyonluk ihaleler sonrası" nice mücahit müteahhit olmuş.
Müteahhit ve mücahit, birkaç hece dışında hiçbir ortak yönü olmayan iki meslek.
O yıllardan bir hatırayı yazmadan geçmeyeceğim.
Biz, İslam'ın ibadet dini olduğu, laf-ü güzafla bir yere varılamayacağını söylerdik.
Ve Hz. Peygamber (as) Uhud Savaşı dönüşü, arkadaşlarına söylediği şu tarihi sözü ölçü olarak söylerdik:
-Ashabım! Çok ciddi bir savaştan dönüyoruz. Ama bu savaştan da daha büyük, daha önemli olanını size söyleyeyim mi?
-Söyleyin ey Allah'ın resulü!
-Nefsinizle yapacağınız cihat, Uhud Savaşı'ndan daha önemlidir.
İşte tam da burada kopardı bir kızılca kıyamet.
"Küffarla savaşıp, şeriatı getirmekten daha büyük cihat mı olur" derdi o dönemin "radikal İslamcıları" ve eklerlerdi: Bu hadis sahih değildir.
Ne ilginçtir, "küffarla cihat edenler, mücahitlikten müteahhitliğe terfi edip "değişti", ama "en büyük cihat nefisledir", peygamberi ölçüsünü rehber edinenler hala dimdik ayakta.
Son olarak çok uygun düşeceğine inandığım iki ayetle bitireyim:
"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır" (Saf, 61/2-3)
Bu iki ayet, asr-ı saadetin radikalleri için inmiştir.
Ortada bırakın, İslamcı, neredeyse İslam kalmayacak, hala birileri "kıssatün la tentehi/bir türlü bitmeyen masal" peşinde.
Bir dönüm tarihi olan seksen öncesinin İslamcıları, eski sevdalarından çoktan vazgeçti.
Bunun en canlı ve çarpıcı ve dahi çırpıcı örneği hükümeti oluşturan zevat değil mi?
Fazla değil, bundan yirmi sene önce ne diyorlardı, şimdi ne diyorlar?
Yirmi sene önce neyi savunuyorlar, şimdi neyi savunuyorlar.
Bir eski "radikalin" Sabah Gazetesi'nde yayımlanan Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını savunan yazısını bir arkadaş getirdi geçenlerde.
Sayın "radikalin" Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden tanıyan bir dostum da o an yanımdaydı.
O anlattı: Şimdinin Heybe(li)cisi Sayın "radikal" o yıllar, moda tabirle "İrancı".
İstanbul'un ilçe belediyelerinden bir pirimin müdüresi bir bayandan da dinledim sayın "radikal" beyin renkli Bursa yıllarını, etti iki şahit.
Dünkü yazımda da değindim.
Trabzon'da eski bir "radikale" sormuş bizim M. Hilmi Yıldırım;
Siz eskiden mücahittiniz, şimdi niye değiştiniz?
Cevap vermiş:
Eskiden mücahittik, şimdi müteahhit olduk.
Hep cihat edecek değillerdi ya.
Özellikle "Belediyelerden trilyonluk ihaleler sonrası" nice mücahit müteahhit olmuş.
Müteahhit ve mücahit, birkaç hece dışında hiçbir ortak yönü olmayan iki meslek.
O yıllardan bir hatırayı yazmadan geçmeyeceğim.
Biz, İslam'ın ibadet dini olduğu, laf-ü güzafla bir yere varılamayacağını söylerdik.
Ve Hz. Peygamber (as) Uhud Savaşı dönüşü, arkadaşlarına söylediği şu tarihi sözü ölçü olarak söylerdik:
-Ashabım! Çok ciddi bir savaştan dönüyoruz. Ama bu savaştan da daha büyük, daha önemli olanını size söyleyeyim mi?
-Söyleyin ey Allah'ın resulü!
-Nefsinizle yapacağınız cihat, Uhud Savaşı'ndan daha önemlidir.
İşte tam da burada kopardı bir kızılca kıyamet.
"Küffarla savaşıp, şeriatı getirmekten daha büyük cihat mı olur" derdi o dönemin "radikal İslamcıları" ve eklerlerdi: Bu hadis sahih değildir.
Ne ilginçtir, "küffarla cihat edenler, mücahitlikten müteahhitliğe terfi edip "değişti", ama "en büyük cihat nefisledir", peygamberi ölçüsünü rehber edinenler hala dimdik ayakta.
Son olarak çok uygun düşeceğine inandığım iki ayetle bitireyim:
"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır" (Saf, 61/2-3)
Bu iki ayet, asr-ı saadetin radikalleri için inmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024