Önce Kıyamet sonra Ahiret var

Ezeli ve ebedi olan Allah'a hamd olsun. Biz Müslümanlar hiç şüphesiz ahrete imanımız gereği inanıyoruz. Ahiretin vuku bulmasından önce Hz. Mehdi'nin geleceğini ve Hz. İsa'nın (a.s.) O'nun arkasında namaz kılacağını, kısa bir müddet de olsa dünyada huzur ve sükûnet ve bereketin hâkim olacağına inanıyoruz.   
Akabinde vaktini yalnızca Allah-u Teâlâ'nın ve Kur'an'da nasıl olacağını bildirdiği Kıyamet günü yaşanacaktır. O dehşet gününü Yüce Allah (c.c.) Kur'an'da mealen şöyle beyan eder: 
1- Gök çatladığı vakit,
2- Yıldızlar döküldüğü vakit,
3- Denizler yarılıp akıtıldığı vakit,
4- Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit,
5- Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.
6- Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?" (İnfitar Sûresi)
Kıyametten önce zifiri karanlık yıllar yaşanacaktır. Bu yılların özelliği birçok hadisi şeriflerde bildirilmiştir. Hadislerden anladıklarımı şöyle bir genelleme yaparsam; 
Faiz yeme, zina ve diğer kötü işler yaygın bir şekilde yapılacak; katı kalplilik, sahtekârlık, nifak ve dedikodu çoğalacak; İffetsizlik, hayâsızlık, haksızlık umumileşecek, iyiliği emredip, kötülükten alıkoymak terk edilecektir. Doğrular yalanlanacak, yalancılar doğrulanacak. Herc (insan öldürmek) artacak. Adaletsizlik hâkim olacak vb.
Resulü Ekrem Efendimiz bunları haber vererek Allah ve kendisine iman edenleri bu zifiri karanlık yıllardan korumak için uyarmıştır. Mü'min o dur ki; Allah ve Resulü'nün ikaz ve uyarılarını dikkate alsın ve gereğini yapsın.
Mesela! Hz. Ebu Musa anlatıyor;
Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var. Kişi o fitnelerde mü'min olarak sabaha erer; akşama kâfir olur; mü'min olarak akşama erer, sabaha kâfir çıkar. 
O fitnede oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Yürüyen koşandan hayırlıdır. Öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun. Sizden birinin evine girerlerse Hz. Adem'in iki oğlundan hayırlısı olsun (ölen olsun, öldüren değil). (Ebu Davud, Fiten 2 (4259, 4262). Tirmizi, Fiten 33 (2205)).
Bir diğer Hadis ise Ebu Ümeyye eş-Şabani (r.a.) şöyle rivayet ediyor;
"Ey Ebu Salebe dedim, şu ayet hakkında ne dersin? 'Ey iman edenler! Siz, kendinize bakın. Siz doğru yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez?' (Maide 105)
Bana şu cevabı verdi: "Gerçekten bunu iyi bilen birine sordun. Zira ben aynı şeyi Resûlullah'a sormuştum. Buyurdu ki: 
"Ma'rufa sarılıp, münkerden de kaçının! Ne zaman uyulan cimrilik, takip edilen bir heva, (dine, ahirete ) tercih edilen dünyalık görür, rey sahiplerinin (selefi dinlemeden) kendi reylerini beğendiklerini müşahede edersen, o zaman kendine bak. 
İnsanlarla uğraşmayı bırak. Zira bu safhaya gelince arkanızda sabır günleri var demektir. O günler (sıkıntılı) avuçta ateş tutmak gibidir. O günlerde sizin kadar amel yapabilen bir kimseye elli kişinin ecri verilecektir." (Ebu Davud Melahim 17, (4341); Tirmizi Tefsir, Maide (3060), ibn Mace Fiten 21 (4014)).
Allah (c.c.) bu günlerimizde bizlerin ve tüm müminlerin yardımcısı olsun. (Âmin)