Ankara duymuyor mu?
Vatandaş deyim yerindeyse burnundan soluyor. Patlayacak durumda, bir kıvılcım bekliyor. Patlamaya bir kıvılcım yeter.
Devlet ve hükümet yetkilileri duymuyor, duymak istemiyor, işine gelmiyor mu?
Diyelim ki Ecevit duymuyor. Çünkü eskilerin meydanlarda nutuk atan, gözlerini sert sert yapan Ecevit'i duymuyor, yaşlılıktan olsa gerek.
Bahçeli nerede, Yılmaz nerede onlar neden duymuyor? Vatandaşın çığlıklarını Mısır'daki sağır sultan bile duyuyor da Ankara neden duymuyor?
Ankara nerdesin, telefonların çalmıyor mu? Televizyon ekranların, gazete sahifelerin ses vermiyor mu?
Radyoların kapalı mı, sivil toplum örgütlerinin sesi duyulmuyor mu? Çöplerden beslenen insanları gördükçe yüreğiniz sızlamıyor mu?
Ankara, artan bunalımları, intiharları, işsizliği, açlığı duymuyor, hala alternatifimiz yok nakaratlarını tekrarlıyor.
Kim inanır... Açlık sınırı 450 milyon, geçim standardı 800 milyon, asgari ücret 122 milyon, memur maaşı 220 milyon. Hergün zam, hergün zam. Çıldırmamak mümkün mü?
Enflasyon artmış, işsizlik çığ gibi artıyor. Hergün kepenkler iniyor, üretim durmuş Ankara duymuyor mu?
Sık sık kamuoyu araştırmaları yapılıyor. Ekranlara ve gazete sahifelerine yansıyor. Hükümeti başarılı bulanların oranı % 5.4, koalisyon halâ iş başında...
Hey Ankara! Toplum olarak felakete doğru gidiyoruz, uçuruma ramak kaldı. Düşmek üzereyiz, ne yapmalı ne etmeli radikal çözümler bulmalı, çözüm üretmeli veya çözüm üreten insanlara kulak vermeli.
Sayın okuyucu, Ankara duymasa da, karamsar olma, ümitsiz olma çözüm yok deme, moralini yitirme. Çünkü Kuvay-ı Milliye Ruhu tüm vatan sathına yayılmış durumda. Zaman, Kuvay-ı Milliye Ruhuyla bezenmiş.
***
BTP kadrolarını işbaşına getirme zamanı.
Bu millet tarihte yok oldu, bitti, artık kalkamaz dendiği anda Kuvay-ı Milliye Ruhuyla kalkmasını bilmiştir. Kuvay-ı Milliye sesine kulak ver.
Ahmet ARDIÇ/Kahramanmaraş
Vatandaş deyim yerindeyse burnundan soluyor. Patlayacak durumda, bir kıvılcım bekliyor. Patlamaya bir kıvılcım yeter.
Devlet ve hükümet yetkilileri duymuyor, duymak istemiyor, işine gelmiyor mu?
Diyelim ki Ecevit duymuyor. Çünkü eskilerin meydanlarda nutuk atan, gözlerini sert sert yapan Ecevit'i duymuyor, yaşlılıktan olsa gerek.
Bahçeli nerede, Yılmaz nerede onlar neden duymuyor? Vatandaşın çığlıklarını Mısır'daki sağır sultan bile duyuyor da Ankara neden duymuyor?
Ankara nerdesin, telefonların çalmıyor mu? Televizyon ekranların, gazete sahifelerin ses vermiyor mu?
Radyoların kapalı mı, sivil toplum örgütlerinin sesi duyulmuyor mu? Çöplerden beslenen insanları gördükçe yüreğiniz sızlamıyor mu?
Ankara, artan bunalımları, intiharları, işsizliği, açlığı duymuyor, hala alternatifimiz yok nakaratlarını tekrarlıyor.
Kim inanır... Açlık sınırı 450 milyon, geçim standardı 800 milyon, asgari ücret 122 milyon, memur maaşı 220 milyon. Hergün zam, hergün zam. Çıldırmamak mümkün mü?
Enflasyon artmış, işsizlik çığ gibi artıyor. Hergün kepenkler iniyor, üretim durmuş Ankara duymuyor mu?
Sık sık kamuoyu araştırmaları yapılıyor. Ekranlara ve gazete sahifelerine yansıyor. Hükümeti başarılı bulanların oranı % 5.4, koalisyon halâ iş başında...
Hey Ankara! Toplum olarak felakete doğru gidiyoruz, uçuruma ramak kaldı. Düşmek üzereyiz, ne yapmalı ne etmeli radikal çözümler bulmalı, çözüm üretmeli veya çözüm üreten insanlara kulak vermeli.
Sayın okuyucu, Ankara duymasa da, karamsar olma, ümitsiz olma çözüm yok deme, moralini yitirme. Çünkü Kuvay-ı Milliye Ruhu tüm vatan sathına yayılmış durumda. Zaman, Kuvay-ı Milliye Ruhuyla bezenmiş.
***
BTP kadrolarını işbaşına getirme zamanı.
Bu millet tarihte yok oldu, bitti, artık kalkamaz dendiği anda Kuvay-ı Milliye Ruhuyla kalkmasını bilmiştir. Kuvay-ı Milliye sesine kulak ver.
Ahmet ARDIÇ/Kahramanmaraş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.