Okullar mutlaka açık tutulmalı
Okulların açık olmasının koronavirüs salgınının toplumda yayılmasına etki ettiğini gösteren bilimsel hiçbir kanıt olmadığına dikkatleri çeken Toplum Sağlığı ve Genombilim Uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu, ‘vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz’ algısının artık değişmesi gerektiğini vurguladı
01.09.2021 17:05:00





Okullarda 6 Eylül'de yüz yüze eğitim başlıyor. Delta varyantı etkisinde dördüncü dalga uyarılarının yapıldığı bir dönemde artan vaka sayıları ise milyonlarca aileyi endişelendiriyor. Peki, vaka sayılarının yeniden tırmanması ile online ya da hibrit eğitim seçeneklerine dönülmesi ihtimali söz konusu olabilir mi? Toplum Sağlığı ve Genombilim Uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu'na göre okulların açık olmasının toplumda hastalığın yayılmasına etki ettiğini gösteren hiçbir kanıt yok. VU Amsterdam Üniversitesi'nde toplum sağlığı ve genombilim çalışmalarını sürdüren ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu ve Okul Sağlığı Çalışma Grubu üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu, 'vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz' algısının artık değişmesi gerektiğini vurguladı. Dünyanın gelişmiş ülkelerinden örnekler veren Cesuroğlu, "Çocuklarımıza büyük zarar verdik" diye konuştu. Türkiye ve dünya arasında bu konuda ciddi farklar olduğuna dikkat çeken Cesuroğlu, "Çocuklarımızı koruyalım, onları pamuklara saralım, evde saklayalım, hiçbir zarar gelmesin düşüncesi ile hareket ediyoruz ama aslına onlara çok büyük zarar verdik. Onları eve kapatmak onlara verebileceğimiz en büyük zarardı. Şimdi dünyaya baktığımız zaman geçtiğimiz yıl yaz aylarında yapılan bütün analizler şunu gösterdi: Çocuklar riskte değiller, yani bu hastalığı aldıklarında ağır geçirme ihtimali özellikle 12 yaş altında çok düşük. 5 yaşında ve 65 yaşında iki kişiyi karşılaştırdığımızda arada hayatını kaybetme açısından bin kat fark var" diye konuştu.
Ya vaka sayıları artarsa?
"Çocuklar ve okullar toplum için risk oluşturmuyor" diye konuşan Cesuroğlu sözlerine şöyle devam etti: "Dolayısıyla 'Vaka sayıları yükselirse okullar açılamaz' algısı özellikle Türkiye gibi bazı ülkelerde var. Okullarını açık tutabilmiş Almanya, İngiltere, Fransa, Uzakdoğu ülkeleri gibi dünyadaki birçok örneğe baktığımızda onların sorduğu soru şuydu: Okulları açık tutmamız için ne yapmamız lazım? Türkiye'ye baktığımızda ise soru sürekli şu oldu: Biz hangi şartlarda okulları açabiliriz? İkisi arasında çok büyük bir fark var."
Eğitimde hasar tespiti yapılmalı
Bir buçuk yılı aşkın süredir okullarından ayrı kalan öğrencilerin öğrenme kaybının nasıl giderileceği sorularına yanıt veren Cesuroğlu'na göre eğitimde önce hasar tespiti yapılması şart. Cesuroğlu, "Salgının başladığı 2020 yılının Mart ayında ilkokul 4. sınıfa giden bir öğrenci 6 Eylül'de yaklaşık 1.5 yıl aradan sonra bugün ortaokulda 6. sınıfta okuluna devam edecek. Anaokulu, 8 ve 12. sınıflar haricinde hemen hemen tüm öğrenciler için süreç uzaktan eğitim ile geçirildi. Bu kadar uzun kapamalardan sonra eğitimcilerin özellikle çocukların sosyal ve duygusal ihtiyaçlarına dokunması gerekiyor. Çok basitçe açıklamak gerekirse okulun keyifli faydalı eğlenceli bir yer olduğunu ilk haftalarda çocuklara tekrar hissettirmemiz gerekiyor. Eğitimden ayrı geçen sürede yaşanan okuldan kopuşta çok ciddi sorunlar bekleniyor. Önce hasar tespitinin yapılması lazım" şeklinde konuştu.
Okullarda havalandırma önemli
Yüz yüze eğitimin başlaması ile okullarda bazı önlemlerin alınmasının kritik önemde olduğunu vurgulayan Cesuroğlu'na göre ihmal edilmemesi gereken ilk adım havalandırma olmalı. "Türkiye'de en ihmal edilen konu havalandırma" diye konuşan Cesuroğlu, şunları söyledi: pencereleri açarak ortamı havalandırmanın hastalığın bulaşma riskini çok azalttığını söyledi, derste en az yirmi dakikada bir, beş dakika ve teneffüste sürekli pencereleri açık tutmak gerektiğinin altını çizdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.