'Sene 1924, 1 dolar 90 kuruş. Sene 1992, 1 dolar 8 bin 200 Türk Lirası. Bu güne kadar biz yönetmedik bu ülkeyi bunlar yönetti.
Türkiye'miz bir borç ülkesi oldu. Hala, kendi bağımsızlığımızı kazanmış değiliz. Ülkemizin mukadderatını hala batılı devletler tayin ediyor…
Bunların sorumlusu olmayacak mı? Sorumlu hükümettir…
Şu anda ise çok vahim bir durum var ortada... Hükümet istifa ederek, ülkenin önünü açmak, tıkanan siyasetin ve devlet organlarının yeniden normal hale dönmesine fırsat vermelidir…
Siyaset adamı kişisel siyaset hırsı uğruna topluma, insanlığa kıymaz. Kendi siyasal yaşamını kesmeyi göze alır. Siyaset adamı gerektiğinde çekilebilmelidir…
Bir de bir adet var, ülkede başımıza bir şey geldiği zaman hemen 'dış güçler' deriz, yabancılar deriz şu deriz bu deriz, onlara bazı isimler buluruz.
Ve bunlar sebebiyle biz ayağa kalkamıyoruz, kalkınamıyoruz, birliğimiz beraberliğimiz bozuluyor filan.
Yani bu doğru da olabilir ancak ben buna katılamıyorum. Niye katılamıyorum? Eğer sizin bünyeniz güçlüyse, sağlamsa, bünyede olan virüs hiçbir zaman sizin vücudunuza zarar veremez…
Almanya'daki çalışmayan işçi Ahmet, Türkiye'deki çalışan işçi Ahmet'ten aylık geliri itibariyle, çocuk paralarını katmıyorum, dikkat edin 1.280 kere daha fazla huzur içinde, refah içinde yaşıyor…
Ama benim saf kardeşim de diyor ki, doğru ya hakikaten Almanya'da 1 mark. 1 mark kaç para şimdi 1.200 lira. E bizde benzin 1.125 lira. Bak bizde benzin daha ucuz. Saf olma, kendine gel. Çünkü ekonomide kaide alım gücüyle ölçülür…
Bazen başımı iki elimin arasına alıp düşünüyorum. 227 milyon lira alan bir adamın geçinmesi mümkün mü?
Bunu siz de, kendi vicdanınıza sorun. Sizleri üzmek istemiyorum ama verdiğiniz asgari ücret çocuğunuzun bir gece kulübündeki bir günlük mönüsünün fiyatı bile değil. Şunu bilin ki yarın bu hayat biter. Hepimizin iki metreküp toprağa sokacaklar…
Bu ülke bugün, bu hale geldiyse, benim vatandaşım çöpten rızık topluyorsa, pazardan atık topluyorsa, meydanlar açız diye bağırıyorsa, ev kirasını, elektriğini, suyunu ödeyemiyorsa yüzde yirmi beşi açlık sınırının, yüzde ellisi yoksulluk sınırının altındaysa ülkeyi bu hale mevcut hükümet getirmiştir."
20 yıl sonra Türkiye
Dış borç; 2002'de 110 milyar Dolar'dan 2022'de 450 milyar dolara çıktı.
Resmi olarak 7 milyon işsiz. Enflasyon TÜİK'te % 80. Gerçekte % 180. TL dip yaptı.
Türk-İş Kasım ayı açlık sınırı 7 bin 785 lira, yoksulluk sınırı da 25 bin 365 lira.
Erdoğan'ın takdir ettiği asgari ücret ise 5 bin 550 TL.
SGK verilerine göre 2020 yılında asgari ücretle çalışan kişi sayısı 6,390,019 kişi. Çarpı 4 eşittir yaklaşık 26 milyon insan açlık sınırı altında bir gelir ile hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Yıl 2022 ve ekmeğini çöpten çıkaran 500 bin kişi yasal statü istiyor.
Bu ülkeyi bu hale kim getirdi? Mevcut hükümet. Normalde hükümetin istifasını istemesi gereken Sayın Erdoğan, 'son kez halkımdan yetki istiyorum' diyor.
BTP Lideri Hüseyin Baş ne diyor: 'Tercihlerimizi değiştirmeden kaderimiz değişecek sanmayın.'
Akın Aydın'da, 'yoksulluk kader değil tercihtir' diyor.
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025