Avrupa Birliğinin hazmetme kapasitesinden söz etmiyoruz. Milletimizin hazım kolaylığından bahsediyoruz.Ne çabuk hazmettiniz?Size hangi bilinmeyen ilaçtan içirdiler?Tepenizden aşağı ne yağdırılırsa, önünüze ne sürülürse tereddütsüz hepsine eyvallah diyorsunuz. Sizin mideniz, mizacınız, fıtratınız öyle her şeyi kabul etmezdi. İnce eleyip sık dokuyan bir yapınız vardı.Sana böyle ne oldu ey milletim, sana böyle ne oldu?Yetmiş iki buçuk milletten cebine para koyan, çantasına gavur parası dolduran emlakçıların önlerinde kuyruğa giriyor. Hatta bizim şehirlerimizde bizim topraklarımızı kendi dindaşlarına pazarlayan İngiliz, Alman ve Fransız emlakçılar bile var. Yabancılara toprak satışını kolaylaştıran ilgili yasayı çıkaranlar ne demişlerdi; gidip siz de oralardan alın. Sonra bizim dışarıdaki vatandaşlarımız da bulundukları ülkelerden mülk alabiliyorlar. Size bu hapı yutturdular, hazım kolaylaştı ve cennet vatanımızın cennet köşeleri cayır cayır satılıyor, kimseden ses seda çıkmıyor.Demiyorsunuz ki; Türk köylüsünün, çiftçisinin eli-kolu kotalarla bağlanmış, zor şartlarda ürettiği de dört yıl önceki fiyattan satılıyor. Mazot ve gübre fiyatları almış başını gidiyor, dolayısıyla üretici ürününü satamadığı için tarlasını, çayırını satmak mecburiyetinde bırakılmış. Bu halimizle mi biz gidip Londra'da, Paris'te, Berlin'de arsa alacağız, arazi alıp-satacağız?AB sürecinde Türk insanının eli-kolu sımsıkı bağlanmış, yabancı sermayeyi teşvik kılıfı ile ecnebilerin önüne tüm imkanlar serilmiş ve düdük çalınmış, "yarış başladı" denilerek ve Türk insanı bazen karnının, bazen dizlerinin, bazen de göğsünün üzerinde sürünerek elin mersedesli gavurları ile yarışmaya çalışıyor. Bu şartlarda bu milleti yarıştıranlar utanmıyor da, bu şartlarda yarışmayı hazmeden millete ne demeli?Aynen yabancılara toprak satışına uydurulan kılıf gibi, sayın Başbakanın ifadesi ile imar yasasındaki değişiklikle; mescid yerine İbadethane yazarak üç yıl içinde kırk bine yakın kilise açılmasını da hazmetmiş görünüyorsun.. Bu konudaki yutturmaca nasıldı? "Bizimkiler de dışarıda cami açıyorlar?"Çocukların eline elma şeker vererek elindeki kıymetli eşyayı almaktan farksız olan bu yalanı da hazmederek Ayşelerin, Ahmetlerin boyunlarına haç takma projesini de içine sindirmiş görünüyorsun..Demediniz ki; Ankara'da, Antalya'da, Bursa'da, Burdur'da, Çankırı'da Çorum'da, Edirne'de, Erzurum'da? açılan bu kiliseler kimler için açılıyor ve bu çanlar kimin için çalıyor? Almanya'da namaz kılmak için bir mescid oluşturan işlilerimizin yaptıkları ile bir tane dahi Hıristiyan bulunmayan şehirlerde, kasabalarda açılan kiliseler ve sonra bizim insanımızdan cemaat oluşturma faaliyetleri mukayese edilebilir mi? Hemen hemen her alanda,önce kılıflar hazırlandı sonra minareler çalındı ve daha sonra da o civarda hiçbir caminin minaresi olmadığına dair nutuklar atıldı, yalancı şahitler gösterildi, siz de alkışlamayı sürdürüyorsunuz.Her zaman ve zeminde ince eleyip sık dokuyan, ölçüler, ilkeler arayan aziz milletim! Bütün bu olup bitenleri ne çabuk, ne kolay hazmettin?Tepeden tırnağa bir güzel bakımdan geçmenin zamanı gelmedi mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025