Türkiye’nin NATO’dan Patriot talep etmesi ve aynı günlerde NATO aktivitelerine İsrail’in katılmasa onay vermesi İsrail basınında gündem oldu.
İsrail’in en önemli basın organlarından Jerusalem Post gazetesinde, Türkiye’nin, İsrail’in önündeki engelleri kaldırması, tekrar Batı eksenine dönmesi olarak yorumlandı.
Böylece “Batı ekseni”nin ne anlama geldiğini İsrail basınından öğrenmiş bulunuyoruz.
İsrail’e onay verdin mi, önünü açtın mı, onun çıkarlarına hizmet ettin mi batı eksenindesin, yoksa “rotadan saptın”, “eksenin kaydı” anlamına geliyor.
Hatta bu sapma rol icabı, tiyatro mahiyetinde olsa bile böyle kabul ediliyor.
Jerusalem Post gazetesi, NATO’nun, Türkiye’nin İsrail’e izin vermemesinden rahatsızlık duyduğunu ve Türkiye’ye bu konuda tavır değişikliğine gitmesi için baskı yaptığını ifade ediyor.
NATO’nun kimin çıkarlarına hizmet ettiği de ortada…
Üye olan Türkiye’ye, üyesi olmayan İsrail menfaatleri için baskı kuruyor.
Gazete, Türkiye’ye kurulacak olan Patriotlar ile Türkiye’nin İsrail’e onay vermesi arasında da bir bağ olduğunu ifade ediyor.
İfadeler aynen şöyle: “NATO üyesi bir ülke olarak Suriye’ye karşı kendini savunmak isteyen Türkiye’nin örgütten askeri ittifak isteğinde bulunarak Patriot füzelerini sınıra yerleştirdiği bir sırada, İsrail’in NATO’daki varlığına karşı yumuşaması İsrailli yetkililer tarafından Türkiye tarafından verilmiş ufak bir taviz olarak yorumlanmıştı…”
Hatta gazete yorumunun devamında bu konuda biraz daha kesin ifadeler kullanıyor:
“İsrail’in NATO aktivitelerine dahil olmasının, Patriot füzelerinin yerleştirilmesi için şart olduğu biliniyor.”
Taviz isteyen kim? Üyesi bulunduğumuz NATO…
Taviz veren kim? NATO üyesi Türkiye…
Kim adına taviz isteniyor? NATO üyesi olmayan, NATO ile resmiyette hiçbir organik bağı olmayan İsrail adına…
“NATO, mimarı İsrail olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin askeri kanadıdır” dendiği zaman komplo teorisi olan bir hikaye anlatılmış olmuyor, işte size bir ispat daha…
Her gün gerçekler bir kez daha ortaya çıkıyor, üstelik gizli bir şekilde değil, aleni bir şekilde…
Ama maalesef bu gerçekler ve bunların aleni ilanı milli menfaatlerine ve tarihi misyonuna kör, sağır ve dilsiz olan bir siyasi irade ve de onları iş başına getiren millet için uyanma vesilesi olmuyor.
NATO’nun ne için var olduğu BOP’taki duruşuyla, füze kalkanını, Patriotları Türkiye’ye yerleştirmesiyle ortadadır.
NATO hiçbir zaman Türkiye’nin menfaatlerini dikkate almamıştır, alması beklenemez de… Kıbrıs Barış Harekatı’nda bu gerçeği görmedik mi?
O halde üyeliği beş para etmez bir NATO’da hala ne diye ısrar ediyoruz? Üyeliği bir tarafa, böyle bir NATO’ya kendi topraklarımızı sonuna kadar niçin açıyoruz?
NATO’nun gerçek kurucularının ve de gerçek müttefiklerinin Türkiye üzerinde de hesabı var ve hatta asıl hesap Türkiye üzerinde…
Üzerinde kirli hesabı olanlara tüm coğrafyasını açan, güvenliğini teslim eden dünya tarihinde ya da bugün başka bir ülke var mıdır acaba?
Varsa da bugün varlığını devam ettirmediği kesin…
Tarihin karanlık sayfalarında kaybolup gitmiştir.
İsrail’in en önemli basın organlarından Jerusalem Post gazetesinde, Türkiye’nin, İsrail’in önündeki engelleri kaldırması, tekrar Batı eksenine dönmesi olarak yorumlandı.
Böylece “Batı ekseni”nin ne anlama geldiğini İsrail basınından öğrenmiş bulunuyoruz.
İsrail’e onay verdin mi, önünü açtın mı, onun çıkarlarına hizmet ettin mi batı eksenindesin, yoksa “rotadan saptın”, “eksenin kaydı” anlamına geliyor.
Hatta bu sapma rol icabı, tiyatro mahiyetinde olsa bile böyle kabul ediliyor.
Jerusalem Post gazetesi, NATO’nun, Türkiye’nin İsrail’e izin vermemesinden rahatsızlık duyduğunu ve Türkiye’ye bu konuda tavır değişikliğine gitmesi için baskı yaptığını ifade ediyor.
NATO’nun kimin çıkarlarına hizmet ettiği de ortada…
Üye olan Türkiye’ye, üyesi olmayan İsrail menfaatleri için baskı kuruyor.
Gazete, Türkiye’ye kurulacak olan Patriotlar ile Türkiye’nin İsrail’e onay vermesi arasında da bir bağ olduğunu ifade ediyor.
İfadeler aynen şöyle: “NATO üyesi bir ülke olarak Suriye’ye karşı kendini savunmak isteyen Türkiye’nin örgütten askeri ittifak isteğinde bulunarak Patriot füzelerini sınıra yerleştirdiği bir sırada, İsrail’in NATO’daki varlığına karşı yumuşaması İsrailli yetkililer tarafından Türkiye tarafından verilmiş ufak bir taviz olarak yorumlanmıştı…”
Hatta gazete yorumunun devamında bu konuda biraz daha kesin ifadeler kullanıyor:
“İsrail’in NATO aktivitelerine dahil olmasının, Patriot füzelerinin yerleştirilmesi için şart olduğu biliniyor.”
Taviz isteyen kim? Üyesi bulunduğumuz NATO…
Taviz veren kim? NATO üyesi Türkiye…
Kim adına taviz isteniyor? NATO üyesi olmayan, NATO ile resmiyette hiçbir organik bağı olmayan İsrail adına…
“NATO, mimarı İsrail olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin askeri kanadıdır” dendiği zaman komplo teorisi olan bir hikaye anlatılmış olmuyor, işte size bir ispat daha…
Her gün gerçekler bir kez daha ortaya çıkıyor, üstelik gizli bir şekilde değil, aleni bir şekilde…
Ama maalesef bu gerçekler ve bunların aleni ilanı milli menfaatlerine ve tarihi misyonuna kör, sağır ve dilsiz olan bir siyasi irade ve de onları iş başına getiren millet için uyanma vesilesi olmuyor.
NATO’nun ne için var olduğu BOP’taki duruşuyla, füze kalkanını, Patriotları Türkiye’ye yerleştirmesiyle ortadadır.
NATO hiçbir zaman Türkiye’nin menfaatlerini dikkate almamıştır, alması beklenemez de… Kıbrıs Barış Harekatı’nda bu gerçeği görmedik mi?
O halde üyeliği beş para etmez bir NATO’da hala ne diye ısrar ediyoruz? Üyeliği bir tarafa, böyle bir NATO’ya kendi topraklarımızı sonuna kadar niçin açıyoruz?
NATO’nun gerçek kurucularının ve de gerçek müttefiklerinin Türkiye üzerinde de hesabı var ve hatta asıl hesap Türkiye üzerinde…
Üzerinde kirli hesabı olanlara tüm coğrafyasını açan, güvenliğini teslim eden dünya tarihinde ya da bugün başka bir ülke var mıdır acaba?
Varsa da bugün varlığını devam ettirmediği kesin…
Tarihin karanlık sayfalarında kaybolup gitmiştir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Küresel kumar masasında Türkiye / 12.06.2024
- ‘Resmi’ işsizlik azalıyor, ‘hissedilen’ işsizlik artıyor / 11.06.2024
- Buğday üreticisiyle resmen dalga geçiliyor! / 08.06.2024
- Hem AB, hem BRICS olabilir mi? / 07.06.2024
- AB sürecinde sorun bekletende değil, bekleyende! / 01.06.2024
- ABD’nin BM’de veto hakkı iptal edilmelidir / 31.05.2024
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- ‘Resmi’ işsizlik azalıyor, ‘hissedilen’ işsizlik artıyor / 11.06.2024
- Buğday üreticisiyle resmen dalga geçiliyor! / 08.06.2024
- Hem AB, hem BRICS olabilir mi? / 07.06.2024
- AB sürecinde sorun bekletende değil, bekleyende! / 01.06.2024
- ABD’nin BM’de veto hakkı iptal edilmelidir / 31.05.2024
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024