Türkiye yarım asırdan fazla bir süredir NATO boyunduruğu altında. 19 Şubat NATO'ya katılışımızın 69. yıl dönümüydü. Az bir zaman değil 69 yıl. Bunca yıl bu NATO'nun ne faydasını gördük acaba? Cevap koca bir hiç. Keşke sıfır fayda ile kalabilseydik… Maalesef bu ilişki de sürekli fedakârlık yapan ama buna rağmen hep itilen kakılan taraf olduk. Hiçbir meşru talebimiz yerine getirilmedi. Bu durumun en çarpıcı örneği şu meşhur 5.madde. Hani üyelerden birine yapılan saldırı hepsine yapılmış sayılır maddesi var ya işte o.
İşte bu madde ABD için uygulanıp Türk askeri bu kapsamda Kore'den Afganistan'a kadar, oradan oraya sürüklenirken biz Suriye'deki teröristlerin topraklarımıza attığı roketlerle onlarca insamızı kaybederken müttefiklerimiz(!) üç maymunu oynadı.
* * *
NATO demenin ABD demek olduğunu varsayarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Türkiye ne yazık ki bu ilişkide en başından bu yana kandırılan, aldatılan taraf oldu.
Bu dün böyleydi bugün de böyle.
Bu durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun "ihanete uğradık" şeklinde ifade ediyor. Türkiye'nin NATO'ya katılışının yıl dönümümü nedeniyle düzenlenen bir programda konuşan Altun NATO müttefiklerinin ihanetini şu çarpıcı ifadelerle anlattı,
1- Dün, uluslararası hukuk ve anlaşmalardan doğan garantörlük hakkımızın kullanılması kapsamında icra ettiğimiz Kıbrıs Barış Harekâtı'nda nasıl müttefiklerimizin ihanetiyle karşı karşıya kaldıysak, bugün de sivil kayıpları önlemek, milli güvenliğimizi garanti altına almak ve sonuçları tüm Avrupa için çok ağır olabilecek yeni göç dalgalarını engellemek adına verdiğimiz mücadelede, Suriye'de ihanete uğradık.
2- İttifakın en güçlü üyesi, PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG'yi neredeyse bir ordu gibi donattı. Türkiye topraklarına atılan roketler yüzünden çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybederken, müttefiklerimiz öylece izledi, kimse önlem alma çabalarımıza destek vermedi.
3- Türkiye hava savunmasında güçsüz bırakılırken sesini çıkarmayanlar, kendi imkanlarımızla S-400 hava savunma sistemlerini almamızı engellemek için her türlü girişime yöneldi. NATO üyesi üç ülkede daha benzer hava savunma sistemleri bulunurken Türkiye hedefe kondu.
4- Bu silahların NATO sistemlerine entegre edilemeyeceği bahanesiyle parasını ödeyip satın aldığımız F-35 jetleri bunca zamandır teslim edilmedi. Periyodik bakım için gönderdiğimiz uçakları dahi bu dönemde geri alamadık. Teslimatı yapılmayan uçaklar için Türkiye'den hangar ücreti bile alındı.
* * *
Evet… NATO'nun dolayısıyla da ABD'nin Türkiye'ye bakışı, yaklaşımı bu! Biz ise hala stratejik ortak masallarına devam ediyoruz.
Adamlar Gara katliamında bile terör örgütünü aklamaya çalışıyor "biz stratejik ortak" diyoruz.
Adamlar Türkiye-Suriye-Irak üçgenine PKK ile birlikte yeni bir üs kuruyor "biz stratejik ortak" diyoruz.
Adamlar hasım ülke ilan edip yaptırım uyguluyor, "biz stratejik ortak" diyoruz.
Biz "stratejik ortak diyoruz" onlar (Blinken) "sözde stratejik ortak" diyor.
Olmaz olsun böyle stratejik ortaklık… Sözdesi de özdesi de olmaz olsun… ABD Türkiye için müttefik değil kendi ifadeleriyle hasım bir ülkedir.
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024